Yeşil irisler, Kara irislerle karşı karşıya...

367 34 6
                                    

Pamuk kendine verilmiş odaya girdi. Kapıyı hızla kapatıp ardına yaslanarak kıkırdadı. "Bager ağa, bunlar iyi günlerin, bekle ve gör daha neler yapacağım. Daha sana feleğini ne kadar güzel şaşırtacağım."

Kıyafet dolabının yanında ki boy aynasına doğru yürüdü. Üstündeki pembe kumaş üzerine dikilmiş beyaz kumaştaki çiçek desenli elbiseyi inceledi aynada. Bunu giydiği ilk günü anımsadı. Babası aslan gibi kükremişti.

"O kıyafet yakılacak, aksi takdir de bin çeşit Mardin usulü fistan alınacak ve hepsinin giyilmesi farz hükmünde olacak.."

Gülümsedi. Babasını özlediğini hissetti. Onun kıskançlığı bile narindi. Tehditlerini incelikle sevdiği tek adam babasıydı.

Kısa elbisesini çıkardı usulca. Üzerinde mavi minik kelebek işlemeli üstten dar belinde genişleyen diz altına kadar inen aynı işlemeleri ara ara olan tülden yapılmış uçuş uçuş beyaz elbiseyi giydi. Altına ise vazgeçilmezi olan siyah topuklularını giydi. Böylece boyu biraz daha uzun oluyordu. Kendini fiziken beğeniyor sayılmazdı. Ama fiziğini en iyi şekilde sergileyen kıyafetlerden de vazgeçemiyordu. Dekolteli giyinmeyi ise iri göğüsleri, bembeyaz bedeni ve bacakları sayesinde seviyordu. Çoğu zaman iri göğüsleri yüzünden ağlasa da seviyordu büyük olmalarını.

Sonrasında siyah lastik tokasıyla topuz yaptığı saçlarını hapsolduğu tokadan sıyırıp özgür bıraktı. Gür ve uzun saçları yola çıktığından bu yana ensesinde topuzdu ve  ilk defa bu kadar özgür kalmıştı. İki günlük hapsin sonunda özgür kalan kıvırcık olmakla düz olmak arasında sıkışmış dalgalı güzel saçlarını taradı. Saçları kalçalarından aşağı dökülüyordu. Uzun, gür ve uğraşısı bol saçlara sahipti. Yine de saçlarından epey memnundu. İkiye ayırıp ördüğü geniş özensiz örgüleri kombinini tamamlamıştı.

Yüzü makyaj istemeyecek duru bir güzellikteydi. Hafif çillerine rağmen. Sadece yeşil gözlerini daha ön planda tutmak adına göz kalemi kullanıyordu. Bir de vazgeçilmezi olan aleovera içerikli dudak parlatıcısı ve harika kirpikler yapan maskarası vardı. Bunları sürüp aynada son kez kendini süzdü. Sonra minik seftalimsi rujunu hafif sürüp fazlasını temizledi. Tatlı inci küpeler taktı. Aynaya baktı dikkatlice.

"Öff be... Analar neler doğuruyor, hey yavrum hey." deyip kendi kendine güldü. Deliydi ve deli olmaktan mutluydu.

"Deve Bager birazdan seni böyle görünce aşık olursa kusarım Pamukcuğum bilgine. Bana bir de bu laneti yaşatmana dayanamam, kendimi intihar ederim..."

Pamuk konuşan iç sesine cevap vermek isterken düşündü, Bager ona aşık olursa ne olurdu diye, gerçekten ona acımadan acı çektirebilirdi. Yeminliydi. Dün akşam kendisini kapıya sertçe vurup, tehdit ettiği, Kadınım olacaksın dediği andan sonra yemin etmişti. Ondan acımasızca öcünü alacaktı.

Kol çantasını da alıp odayı ve konak merdivenlerine giden geniş holü arşınladı. Merdivenlerin başına gelince duraksadı. Konak avlusunda durmuş Bager ağanın kara irislerinin, narin bedeninde gezinişini izledi.

Bager ağa ise hayranlık, kızgınlık, şaşkınlık biraz kıskançlık biraz utangaçlık... Aslında tam olarak anlamlandıramadığı hislerle süzüyordu merdiven başındaki huri görünümlü cadıyı. İri göğüsleri ne giyerse giysin belli oluyordu. Düşüncelerinin giderek Jiyan'a ihanet edecek yerlere sürüklendiğini farkedip duraksadı.

Pamuk içi ürpermesine karşın narin duruşunu dikleştirdi. Bir dişi aslan edasıyla merdivenleri iniyordu ki son bir kaç basamak kala tökezlemiş yere kapaklanmaya yol almıştı. Son saniyelerde onu belinden kavrasa da yere düşmesine engel olamayacağını anlayınca kendi bedenini bedenine siper etti Welat ağa.

Pamuk Cüce Ve Yedi Develer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin