Sıkıntılı nefesini yavaşca dışarıya doğru serbest bıraktı. Aklı hala bir kaç saniye önceki görüntülerdeydi. "Alıştım..." dediği her seferde aslında alışmadığını gözüne sokarcasına gösteriyorlardı.
"Ağam..." dedi cilveli sesiyle Yaren.
Yaşının verdiği avantajı son damlasına dek kullanmaktan çekinmiyordu. Az önce göz göze geldiği Gülistan'a inat yapıyordu bunu. Yirmilik kız ellisindeki kadınla bu denli uğraşmaya utanmıyordu. Kocan artık benim havalarını atmayı eksik etmiyordu.
Geldiği ilk gün onu kızı gibi bağrına basmıştı. Ona kuma gözüyle değil evlat gözüyle bakmıştı. Merhametle yaklaştığı her anda Yaren, "Merhametten maraz doğar." sözünü kanıtlamak istercesine canını yakmıştı.
"Geç içeri, uyu." dedi duygusuz sesiyle Ardıl ağa. "Sen gelmeyecek misin ağam?" dedi hemen Yaren. "Hayır. Sen bekleme."
Gülistan hızla odasının kapısını kapatıp yatağına doğru gitti. Yatağa girip üzerini örttüğünde Ardıl ağa odaya girmişti. Ağır ağır, kalbinin hızlanmasına inat ilk karısına doğru ilerliyordu.
Onu ne çok kırdığını tahmin edebiliyordu. Sadece tahmin edebiliyordu. Acısını karısı yaşıyordu.
"Gulamini Delal...*" (Güzel Gülüm.)
Ses gelmeyince sırtı kendine dönük karısının yanına oturdu. Sırtını yatak başlığına yaslayıp, aylardan beri kimseye hesabını vermediği ikinci evliliğinin sebebini açıklamaya karar verdi.
Hemen yanında duran kadın, 50 yıldan fazladır tanıdığı bir kadın değildi yalnızca. Yeri geldiğinde sırdaşı, akıl hocası, her duygusunda limanı olmuş yegane kadınıydı. On mükemmel çocuğunun annesi, evinin gülü, hayatının anlamı olmuş kadınıydı.
İlk zamanlarda söylemeyi ne kadar çok istediyse de cesaret edememiş, kırgın kadınına yanaşamamıştı.
"Delalamın*... Biliyorum büyük bir hata ettim. Sadece hata değil eşeklik benimki. Biliyorsun ben kaba, sert... Her neyse öyle bir adamım. Ama bilmeni istiyorum ki senden başkasına yan gözle bakmadım hiç. İlk sevdam ablan Müberra idi." Duraksadı. Derin nefes alıp verdi. "Ama son sevdam sensin. Hem dünya hem ahiretim için istediğim tek kadınsın. Yaren'i getirdiğimde bile bana karşı çıkmayışına ayrı sevdalandım. Yetmiş yıllık ömrümün elli seneden fazlasında sen vardın. Seninle ben yarım asır devirdim. Sanmayasın Yaren yerini tutar. Bir değil bin yaren gelse şu göğsümdeki taş kalbe sen gibi dokunamaz. Dokundurtmam."
Gülistan yorganın altında olduğundan mı yoksa aylardan sonra odasına ilk defa gelen kocasından mı bilemeden boğulduğunu hissediyordu.
"Yaren'in babası Hasan ağayı bilirsin. Onunla evinde sohbet ederken bir haber geldi. Yaren'in namasunu kirleten teyze oğlu askere gitmiş orada vurulup öldürülmüş. Yaren'in kirletildiğini gizlemişlerdi. Kimse bilmiyordu. Şans işte o gün öğrendim bende. Hasan ağa benim can dostum Gülistan biliyorsun.. Aynı olay başıma gelse o da aynısını yapardı, eminim. Kızını alacağımı fakat ona hiç dokunmayacağımı, bir kaç ay sonraysa Konaktakilerle geçinemedi, kızlarımla anlaşamadı diyerek evine göndereceğimi söyledim. El mahkum kabul etti. Başka çözüm yolu o an aklıma gelmedi. Oğullarımın da öyle bir kadınla başını yakmak istemedim."
Gülistan öğrendiği gerçeklerle derin bir nefes almıştı. Demek ki kocası sadece genç bir kadının namusu elinden gittiği için bunu yapmış, onu daha kötü durumlardan dostunun hatırına kurtarmak istemişti. Gülümseyerek doğruldu yataktan.
"Ah Ardıl ağa ah... Ne çok sevindim bilemezsin." diyerek sarıldı kocasının boynuna.
"Gulamın... Tu Jiyanamıni*" (Gülüm... Sen hayatımsın.)
"Bele meremın dızanım.*" (Evet kocacım biliyorum.)
Aylardan sonra yarım asrı deviren Ardıl ağa ve karısı Gülistan Xanım ilk defa huzurla uyumuştu.
***
Özel bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Cüce Ve Yedi Develer
Jugendliteratur"Yıkılır mıyım sanıyorsunuz? Sarsılmam bile! Cam gibiyim! Bazıları ne kadar kırarsa kırsın! Kırıldıkça keskinleşirim." ~~PAMUK ARSLAN~~ Sıla-i rahim diye kandırılıp Mardin'e giden Pamuk'un amca oğulları ile yaşadığı uzun bir serüvene hazır mısınız? ...