Bölüm 19.

2.5K 153 146
                                    

Tamamm burada biraz acıdım ama aklıma kagami gelince sinirleniyorum...

Neyse bu gün 2 bölüm atasım geldi. Kolay kolay yap(a)mam derslerim var. Ve bir kaç gün aktif olmayacağım. Kendinize iyi bakın.

Neyse hikayeye geçelim.

Marinette'nin Ağzından:
...

Bu gün gayet sakin ve sessiz geçmişti. Alyanın olayı kimseye anlatmadığına sevinmiştim. Durup dururken rezil olma gibi bir olaya giremezdim... Herneyse şirkette iken bana bir zarf gelmişti. Zarfın içinde çıkan notta babamın tarafından olan kuzenlerim Fransa'ya gelicekleri yazıyordu. Peki bundan banane?. Aram iyi olmadığı halde bana bu zarfın gelmesini saçma bulmuştum. En ilgincide şu, bunu bana annie göndermişti. Beni bulmak için çok uğraştıklarını, yengeminde benim için endişelendiğini yazıyordu. Yengemmi? Ne? Ya benden ona ne ki? Sevmezdi de beni zaten? Ne bu ilgi. Üzerime kalan bir miras olsa anlayacağım ama.. Belkide iyi birisi olmuştur.. Kuzenlerimi severim ama mesafemi her zaman korumuşumdur. Ayrıca kırgınımda annem ve babamın ölümünden sonra 1 kere bile aramamışlardı. Annie, aria , gabriella, marcos ve jack iyilerdir lakin jack 5 yıl boyunca hapis yatmış birisidir. Marcos ise biraz delidir. Ama iyi delilik. Kafası estimi buradan dünyanın öbür ucu bile olsa gider. Annie ise dedim dedik bir tip, gabriella ise samimi ve anlayışlı biriidir. Aria ise biraz içine kapanıktır. Aynı önceki ben gibi. Yarın geliceklermiş. Yada en fazla 3 güne kadar. Evimin adresini bile zor bulduklarını söylemişler. Umursamadım pek ama içimde bir sevinç oluşmuştu. Gine eve yürüyerek gidiyordum. Şu 2 gündür rahat nefes alıyordum nedense. Ve andre ile karşılaşmıyordumda. Bu benim için bir harikaydı ama 2 gün gözükmez 3 gün aynı olayları yaşamak var. Erken sevinmemek lazım...Sen nehrine yaklaştığımda küçük bir kız çocuğunun ağladığını gördüm. Bu saatte?! Ve burada?. Havalar soğukken hemde. Ama yanında biri vardı. Muhtemelen abisi. Buna dayanarak omuz silkip yürümeye devam ettim. Kızın yanına yaklaştığımda bana baktığını hissettim buğulu gözleri , soğuktan kızarmış burnu ile. Dayanamayıp yanına gelip sordum.

"Tatlım bu saatte, burada ne işin var?" diyip kıza baktım. Yanındaki adamın konuşup bu sizi ilgilendirmez veya hiç sadece düştü, şimdi gidiyoruz vb. gibi bir cümle kurmasını bekledim.

"Bende onu soruyordum. Canım neyin var senin? Neden buradasın?"

Ses yabancı değildi. Kafamı kızdan çevirip karşımdaki kişiye baktım. Oda kafasını kaldırıp bana baktı. ikimizinde gözleri büyümüştü. 'Bunun burada ne işi var?' diye söylendim. Hemen öksürüp kıza en baş baktım. Kız halen ağlıyordu.

"E-evet herneyse tatlım noldu söylermisin bana?" ben bunu derken bana baktığını hissedebiliyordum. Omuz silkip kızdan gelecek olan cevaba odaklandım. Burun çekerek konuşmaya başladı.

"B-ben annemi kaybettim." dediğinde gözlerimi sıkıca yumup derin bir nefes aldım.

"Bu saatte mi? "

"Hayır, biraz oluyor. annem bana kaybolduğum zaman nerede kaybolduysam orada beklememi söylemişti.. Bende ondan bekliyorum işte." diyip burun çekti. Hava soğuktu. Üzerimdeki ceketi çıkarıp kıza giydirdim. Yavrum içinde kayboldu zaten küçük. En fazla var 5 , 7 yaşında.

"Tamam ağlama peki annenin telefon numarasını biliyormusun bakalım?" dediğimde kız başını olumlu sallayıp numarayı söyledi. Hemen telefonu çıkartıp aradım. Lakin cevap yoktu. Bir kaç aramamdan sonrada açılmayınca telefon kıza dönüp konuşmaya başladım.

Tesadüf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin