...Saat 16:34 suları.
"Efendim Aria? Tamam tamam gelirken alırım tamam. Ne? Kızım napıcan 10 taneyi? Yicen, gerçekten çok mantıklısın aşırı aydınlandım şu an sağol. Kapatıyorum hadi. Tamam bay." diyip telefonu kapattım. Ve dosyaları hazırlayıp bir kenara koydum. Arabanın anahtarını aldım, montumu giyip çantamı koluma takıp ofisin kapısını kapattım. Sonra aklıma dosyaları içeride bıraktığım gelince derin ve sesli bir of çektim ve en baş kapıyı açmak için eğildiğimde arkamdan gelen sesle durdum.
"Marinette?"
Arkamı döndüğümde Adrian'ı görmem bir olmuştu. Elinde montu ile bir kaç dosya vardı.
"Aaa efendim?"
"Napıyorsun sen orada?" dediğinde az kenara çekilip kapıyı gösterdim.
"Şey dalgınlığa gelip içerideki dosyaları unutmuşumda onları alacaktım şimdi." dediğimde bana baygın baygın bakıp göz devirdi.
"Her neyse bırak dosyaları şimdi, ya benim karnım çok acıkdı buradan çıkınca yemek yiyelim."
"Sen daha yeni yemek yememişmiydin?" dedim şaşırarak. Yemek yiyeli 4 saat oluyordu sonuçta.
"Biliyorum ama acıktım işte." dedi trip atarak.
"Tamam tamam lütfen trip atma katlanamıyorum." diyip derin bir nefes aldım ve yere koyduğum montumu aldım, yürümeye başladık.
Aşağı geldiğimizde arabayı uzaktan açıp tıngır mıngır yürümeye başladım.
"Marinette neden arabayı uzaktan açıyorsun tanrı aşkına!"
Dedi sinirle. Olduğum yerde durup kumandayla arabayı en baş kitledim ve konuşmadan yürümeye devam ettim.Arabanın yanına geldiğimizde Adrian'ın telefonu çalmaya başladı, aldırış etmedim. Eline telefonunu alıp sinirle arabanın kaportasına bir hızla koydu. Telefondan ani ses gidince içimden "Aha gitti telefon!" diye söylendim. Adrian bayağı sinirliydi tamam kabul ama telefonun suçu neydi ki?
"A-adrian?" dedim kısık sesle. Beni umursamadı bile.. Bende arabayı açıp sürücü koltuğuna oturdum.
Kısa süre sonra telefonunu alıp arabaya bindi.
Derin bir nefes alıp iki elimi direksiyona koyar koymaz Adrian konuşmaya başladı.
"Yaa telefonum gitmiş, açılmıyor! Off Marinette ne yapacağım ben şimdi?" dedi. Adrian'a uzunca baktıkdan sonra anca konuşabilmiştim.
"Adrian telefonunu arabanın kaportasına vurdun sonuçta, ne bekliyorsun ki?" dedim çok sakin bir sesle.
"Evet bence iyi oldu!" dedi bir anda parlayarak. Hiç bir şey demeden arabayı çalıştırıp otoparkdan çıktım.
Uzun bir süre sonra (yaklaşık 20dakika.) telefonum çaldı. Bu sefer Adrian'a bakarmısın demeyecektim elbette. Telefonumdan olmak istemem.. Zaten olmuştum olacağım kadar.. Çantamı bu sefer yakınıma koyduğumdan çantamı kucağıma alıp açmaya çalıştım.
"Versene ben alırım telefonunu?" dedi Adrian.
"Telefonumdan olmak istemem lütfen." diyip çantamı kendime çektim. İçinden telefonumu çıkartıp kimin aradığına bile bakmadan açtım.
"Alo efen-"
"Marinette çabuk gel bak kafamı gözümü kırıyor bu!"
"Noluyor ya?" dedim yarım ağız gülerek.
"Ya bilmiyorum ki Aria ilk önce bana dedi ki karnım çok ağrıo ben tabi dalga geçtim."
"Gerizekalı." diyip gülmeye başladım ve ekledim. "Eeee?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf
Fanfiction~ 01.09.18 ~ Ailesini daha 6 ay evveli kaybetmiş olan Marinette Dupaing - Cheng, kendine bile inancı kalmamışken Luka ile tanışır. Luka'nın vasıtası ile tanıştığı Adrian Agreste yüzünden başına gelmeyen kalmaz. Marinette'i bu durumdan kurtarmak için...