Yorumlarınızı bekliyorum, umarım seversiniz.
İyi okumalar❤️...
" Gitmek zorunda mısın?" Kapının girişinde mızmızlanan Jimin'e dönüp gülümsediğimde gözlerinin dolu olduğunu gördüm. Çantamı yere koyarak kollarımı boynuna doladığımda ise gülmeden edemedim. Aradan ne kadar süre geçerse geçsin her daim bir bebek gibiydi.
" Seni velet, tabii ki gitmek zorundayım." Geri çekildikten sonra tombul yanaklarını sıktım.
" Bu işi severek yaptığımı biliyorsun Jimin. Hem bu hiç görüşemeyeceğiz anlamına gelmiyor ki." Başını sallayarak onayladı.
" Haklısın, sadece yalnız yaşama fikri beni oldukça korkutuyor." Başımı salladım, bir anda onu yalnız bırakmak istemiyordum ancak elimden gelen bir şey de yoktu.
" Böyle düşünme, daima bir telefon uzağındayım. Hem yaptığımız şu muhabbete bak sanki ülke değiştiriyorum!" Ellerimi saçlarına daldırıp karıştırdığımda bıkkınlıkla nefesini üfledi.
" Tamam 2 yaş büyüksün diye ablalık yapma, defol." Gülerek çantamı tekrar elime aldım.
" Evin kirasının yarısını vermeye devam edeceğimi biliyorsun değil mi?" Suratını astı.
" Paranın hiçbir zaman dert olmadığını biliyorsun, işler oldukça iyi gidiyor." Omuz silktiğimde gülümsedi.
" Şoför aşağıda, Daehwi de beni evde bekliyor." Tekrar sarıldığımızda gözlerimin dolmasına engel olamadım.
" Tamam, gidiyorum." Asansörün düğmesine basıp kabinin gelmesini beklerken Jimin'e döndüm.
" Söz yatağında yaramazlık yapmayacağım noonacığım." Dil çıkarıp asansöre bindim.
Jiminle tanışalı yıllar oluyordu.
Ben İngiltere'de üniversitenin üçüncü yılındayken Jimin okula daha yeni başlamıştı. Başarılı bir iç mimarlık öğrencisiydi. Geçirdiğim zor yıllarda daima yanımda olmuş, bir dakikalığına bile olsun yalnız hissetmememi sağlamıştı. İçimdeki gerçek ve çocuksu Chaeyoung'u gören nadir kişilerdendi. Beraber Kore'ye döndüğümüzde birlikte yaşamaya karar vermiştik ve ailemin mirasının bir kısmını ikimizin kuracağı bu hayat için kullanmıştım. Bunların üstünden 3 yıl geçiyordu ama, hepsi sana daha dün yaşanmış gibi geliyordu. En yakın arkadaşımla aynı evi paylaşmayı özleyecektim.Şoför elimdeki bavulları aldığında kısık sesle teşekkür edip arabaya bindim. Biraz fazla bavulum olduğu için yerleştirmesi uzun sürmüştü ama sonunda sürücü koltuğuna oturduğunda Jeonlar'ın evinde geçireceğim hayata doğru sürmeye başladı. Bana göre her yeni iş, yeni bir hayat yeni bir başlangıçtı. Çalıştığım diğer aileden ayrılalı çok olmamıştı ancak bu yeni başlangıca kolay adapte olabileceğimi hissediyordum. Sonunda arabayı evin garajına park ettiğinde arabadan indim ve evin büyük bahçesinden, ön kapısına doğru ilerlemeye başladım. Bay Jeon'un iş yerinde ne kadar çok vakit geçirdiği evinden anlaşılıyordu. Demir kapı açıldığında Daehwi'yi gördüm. Heyecanlı gözleri beni de heyecanlandırmıştı. Yanıma koşup sıkıca sarıldığında bu hareketini beklemediğim için şaşkınlıkla karşılık verdim.
" Gelmeyeceksin sanmıştım, sadece geç kalmışsın noona. Teşekkür ederim." Elimi tutup beni içeriye çekiştirmeye başladığında gülümsemeden edemedim. Daehwi'nin ileride çok iyi bir birey olacağı şimdiden belliydi. Eğitimini vermek oldukça kolay ve eğlenceli olacak gibiydi. İçeri girdiğimizde evin çalışanları olduğunu tahmin ettiğim kişiler tarafından karşılandım. Herkesle teker teker tanıştığımda Daehwi hala elimi tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | rosékook ✓ (düzenleniyor)
Fanfiction•tamamlandı• Çocuk eğitimi konusunda kendini oldukça geliştirmiş olan Park Chaeyoung, Jeon Jungkook'un 4 yaşındaki oğluna bakıcı olmak için iş başvurusunda bulunur.