Lütfen yorum yapmayı unutmayın, yorum okudukça yazma isteğim artıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.
İyi okumalar, sizi seviyorum!...
Chaeyoung
" Bizi çok korkuttun ufaklık." Bay Jeon oğlunun saçını karıştırırken evin kapısı çoktan açılmıştı. İkisinin önden girmesine izin verdim. Kapıyı hemen ardımdan kapattığımda Bay Jeon ve Daehwi çoktan ayakkabılarını çıkarmıştı. Ben de hemen çıkardığımda peşlerinden ilerledim.
" Chaeyoung, duş alabilirsin. Ben daehwi'yleyim." Başımı salladıktan sonra merdivenlerden hızlıca çıktım ve odama girdim. Üzerimdeki kıyafetleri aceleyle çıkarıp banyoya girdiğimde suyun sıcaklığını ayarladım. Hızlıca işimi bitirip aşağı Daehwi'nin yanına inmek istediğim için acele ettim. Böylece Bay Jeon da hemen duş almaya çıkabilirdi. Suyun altına girdiğimde boynumu kütlettim. Elime döktüğüm şampuanı saçımda köpürtürken hastanede Bay Jeon'la uyandığımız pozisyonu düşünüyordum. Düşünmemem gerektiğini, benim için Daehwi'nin babası ve patronum olmaktan fazlası olmadığını biliyordum. En azından olmaması gerektiğini.
Ancak kalbim zihnime tam tersini haykırıyordu.
Bay Jeon dünyadaki her varlığı etkileyebilecek derecedeki dış güzelliğiyle değil de, içindeki yürekle yüzümü gülümseten nadir şeylerdendi.Öyle güzel bir kalbi vardı ki, kalbimi tam on ikiden hiç sekmeden vuruyordu. Sanki her zaman yanında olmalıymışım gibi hissediyordum. Aramızda hiç bir şey olduğu yoktu işte ama, kalp laf dinlemiyordu ki.
Benim için en kötüsü, duygularımın farkında olmaktı. İmkansızın peşinde koşacak kadar güçlü biri değildim. Buraya aşık olmak için gelmemiştim. Buraya Daehwi'ye en doğru şekilde eğitim vermek için gelmiştim. Şimdi diğer bakıcı adaylarından ne farkım vardı ki, hepsi Jeon Jungkook'a benim baktığım gözle bakardı; emindim. Ayrıca Bay Jeon'un en dikkat ettiği şeyin bu olduğuna da emindim. Daehwi'yi eğiten kişinin ondan etkilenmemesini istediğini biliyordum. Ancak, bu nasıl mümkün olabilirdi ki?
Emin olsun, eğer bunun kararını ben verebiliyor olsaydım onu kalbimde istemezdim. Ama Bay Jeon öyle biriydi ki, sevilmeyi o kadar çok hak ediyordu ki ona karşı bir şeyler hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.
Ancak sevgi istediği kişinin ben olduğunu hiç sanmazdım.
Bilmem kaç yıl önce eşini kazada kaybetmiş bir adamın evinde çalışan biri olarak ona bu gözle bakmaktan nefret ediyordum.
Onun için sadece Daehwi'nin bakıcısıydım, ve öyle kalacaktım.
Kalmalıydım.
...
Saçımdaki havluyu çıkarıp elime aldığımda telefonumu cebime koydum. Tek elimle kapıyı açarken diğer elimle saçımın ıslaklığını alıyordum. Başımı yerden kaldırdığım gibi Bay Jeon ile göz göze geldim. O da elindeki havluyla saçlarının ıslaklığını alıyordu.
" Daehwi?" Gülümsedi.
" Merak etme, uyuyor." Başımı salladım. Beraber aşağı indiğimizde koltukta uyuyan Daehwi'yi kontrol ettim. Saat daha çok erken olduğu için uyuması iyi olmuştu. Bay Jeon içeride kahvaltı ederken ben Daehwi'nin yanında durdum. Yaklaşık yarım saat sonra evdeki tüm çalışanlar sürpriz bir şekilde kaybolmuştu. Herkes izinliydi. Daehwi hiç kıpırdanmadan uyuyordu, Bay Jeon ise işe gideceği için giyinmek için yukarı çıkmıştı. Televizyonda oynayan saçma sapan diziyi izlerken yavaş yavaş benim de uykum gelmeye başlamıştı.
" Chaeyoung, bir dakikalığına gelebilir misin?" Uyku moduna geçen gözlerim bir anda açıldığında yavaşça ayağa kalktım. Merdivenlerden sakince çıkmaya başladım.
" Bay Jeon?" İkinci kata göz attım.
" Odamdayım." Sanki görebilecekmiş gibi başımı sallayıp en üst kata çıktığımda odanın içinde beni bekliyordu.
" Yardım edebilir misin? Bugün önemli bir toplantım var. Normalde kravat takmam ama bugün takmam gerekiyor. Seçemedim de yardım eder misin?" Başımı sallayıp yatağın üzerindeki kravatlara göz attım. Baştan aşağı Bay Jeon'u süzdüğümde iç çekmemek için zor durmuştum. Beyaz bir gömlek, siyah ceket ve siyah kumaş pantolon giymişti. Yatağın üzerindeki hiçbir kravatı beğenmediğim için dolaptakinlere bakındığımda gözüme kestirdiğim bir tanesini elime aldım ve Bay Jeon'a uzattım. Gülümsedi.
" Teşekkür ederim." Aynaya dönüp kendi kendine kravatıyla uğraşmaya başladığında o klişe sahneyi yaşamamak için dua ediyordum ama yaşamayı da o kadar çok istiyordum ki.
" İsterseniz yardım ede..." kravatı bana uzattığında gülümsedim. Bir adım yaklaştıktan sonra boyunu ayarladım ve en düzgün olacak şekilde yaptım. Geri çekildiğimde aynadan kendine baktı.
" Aslında, bence takmasınız daha iyi." Dediğime başını salladı. Çıkarmam için bana döndüğünde gözlerimi kırpıştırdım. Kravatı çıkartırken rahat etmem için boynunu geriye attığında gözlerim adem elmasında takılı kaldı. Parfümünün kokusu burnuma doluyordu. Kravatı çıkarıp boynunu sıkmaması için gömleğin ilk düğmesini açarken soğuk ellerim sıcak tenine değdi. Nefesimi tutup yakasını düzelttiğimde tekrar geri çekildim. Bu sefer aynadan kendisine olumlu bir bakış atıp küpe olan kulağını kaşıdı.
" Eğer işi alırsam akşam yemeğe gelecekler. Ben seni ararım. Menüyü sen hazırlar mısın? Aşçı göndereceğim. Ayrıca Daehwi ve kendini de hazırlamayı unutma." Ağzımı açtığımda konuşmama izin vermedi.
" İtiraz istemiyorum Chaeyoung, o masada bizimle oturmanı istiyorum. Yardımın için teşekkür ederim." Başımı eğdim. Kendimi nasıl ondan alıkoyabilirdim ki?
" Peki Bay Jeon." Kolumu tuttuğunda durdum. Nefesim kesilecekti.
" Masada bana Bay Jeon diye hitap etme olur mu Chaeyoung, Jungkook de." Başımı salladım.
Utançla odadan çıkarken kızardığıma emindim.
Merdivenlerden inerken yanan yanaklarıma ellerimi bastırdım....
•düzenlendi•
Sonunda! Dediğinizi duyar gibiyim.Artık ikisine değinmenin vaktinin geldiğini düşündüm.
Düzenleyemedim, cidden özür dilerim ama yazmaya bile zar zor vaktim oldu.
Umarım sevmişsiniz, iyi akşamlar❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | rosékook ✓ (düzenleniyor)
Fanfic•tamamlandı• Çocuk eğitimi konusunda kendini oldukça geliştirmiş olan Park Chaeyoung, Jeon Jungkook'un 4 yaşındaki oğluna bakıcı olmak için iş başvurusunda bulunur.