|Güçlü biri gibi gözükmek.Heyecanlıydı hayli, gözleri güneşin etrafı aydınlattığı o büyüleyici ânâ dek gözlerini kırpmamıştı Jeongguk. Uyku mahmurluğuyla kısa bir süre bedeninin yorgunluğu üzerindeki heyecanı aniden yenerek biraz olsun dinlenmek adına gözlerini kapatmıştı. Uyandığında ise işler her zamankinden daha telaşlıyd. Dövülme ihtimaline rağmen amcanın ona verdiği kıyafetlerle birlikte barın lavabosunu kullanarak kıyafetlerini değiştirip, ihtiyaçlarını giderdikten sonra aşağı inmişti.
Yaklaşık iki saattir aralıksız yürüyordu.
Henüz dün yediği yemeğin üzerinde olduğundan hâliyle aç hissediyordu. Üstelik Hoseok'un yanına gidemeyeceğine göre bugün aç kalacaktı. Uykusuz, yorgun ve açtı fakat tüm bunları bastıran heyecanı her şeyi unuttuyordu küçüğe. Solgun, kırmızı gözleri dokunduğu her noktada parlıyordu. Bay Kim... Bay Kim onu konserine çağırmıştı. Elinde sıkı sıkıya tuttuğu bileti, zarar görmemesi için aralıklarla kontrol ederek konser alanına geldiğinde sevinçle gülümsemişti.
Piyanist, ona binayı ve çevresini tarif ettiğinden zorlanmamıştı Jeongguk... Sokakları iyi tanırdı fakat bilmediği önemli bir şeyse insanlar arasında oluşan dünyanın, kendi dünyasından çok daha karanlık ve cansız olduğuydu.
Kalabalığa doğru yaklaştığında özenle ütülenmiş, siyah takım elbiseleri içinde oldukça şık görünen ana kapının önündeki adamlara doğru ilerleyerek heyecandan kurumuş dudaklarını hızla ıslatıp sesini bulmaya çalışmıştı fakat aklına gelen seçenekle olduğu yerde kalarak hemen önündeki yaşlı adama yanaştı. Bu konserin kime ait olduğun teyit etmek istiyordu.
"Merhaba bayım."
"Merhaba?" Yaşlı adam ona huysuz bir şekilde bakarak elini cüzdanına ve telefonuna atıp sıkı sıkıya tutmuştu, böylelerine güven yoktu. Kendi yaşının verdiği eksiklike bu genç adama kolaylıkla yenilebilir, dün onlarca tarafa paylaştırdığı emekli maaşının geri kalanını ona kaptırabilirdi.
"Acaba bay Kim'in konseri bu binada mı?"
Adam hızlıca başını sallayarak yanından uzaklaştığında küçük olan gülümseyerek görevlilerin yanına doğru ilerlemişti. Sıkı sıkıya tuttuğu bileti güvenlik görevlisine uzattığında adam ilk önce elindeki bilete sonra da Jungkook'a bakmıştı. Üzerindeki eskimiş kıyafetlerle konsere gelmek için yüzlerce dolar harcamış insanların arasında ne işi vardı? Kendisine kıyafet alamayan bir adam nasıl olur da ünlü bir piyanistin konserine gelebilirdi ki? İş hayatı boyunca bu tarz bir şeyle kaçıncı kez karşılaştığını saymıyordu artık. Birinin dikkatsizliğini kolayca kullanıp bileti çalarak içerideki insanların eşyalarını aşırmak bu haylazların günlük işiydi.
“Kimden çaldın bileti çocuk?”
“Ne, yanlış düşünüyorsunuz. Ben kimseden bilet çalmadım. Bileti bay Kim verdi.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the pianist 'tk ✓
Fanfictionİnsanların kısa süreliğine kullandığı bu sokaklar, Jeon Jeongguk'un eviydi. başlangıç: 04.11.2018 bitiş: 30.11.2020