|Sana sarılınca geçer sandım.
Jungkook küçüklüğünden beri hayatın basit bir piyonu gibi hissederdi. Sanki tüm insanlar şah kendisi ise basit bir piyondu.
İlk zamanlarda yetimhanedeki herkes gibi o da ailesinin kim olduğunu merak etmiş, ancak hiçbir imkâna sahip olmadığı için bunu başaramayıp merakını kapalı bir kutunun içine saklayarak en saklı köşeye yerleştirmişti. Şimdi ise onun hayatını darmadağın eden mektubun sahibiyle karşı karşıyaydı.
Elleri titriyordu, pişman hissetti. Güneşi burada olmalıydı. Taehyung'u tüm benliğiyle yanında istedi. Sonra aklına ona söylediği sözler geldi.
Çok kırmıştı onu.
Gelme demişti. Halbuki Taehyung öyle miydi, her sorununu kendisiyle paylaşırdı. Çözüm bulmasını istemek yerine sıcak, sevgiyle harmanlanmış omzunu isterdi küçüğünün.
Kalbinin atışlarının kendi kalbi üzerinde olmasını isterdi, piyanist için bu kadarı yeterliydi. Sorunlar bir dağ gibi olsa da yanında Jeongguk olduğu sürece hangi rüzgar onu devirebilir, hangi sel onu alıp götürebilirdi ki?
"S-seni bulmak çok zordu. İnan ki çok zor oldu."
Yılların hâyli ağırlığını taşıyan bükülmüş belin sahibi titreyen elini oğlunun elinin üzerine koydu ancak Jeongguk'un öfkeyle geriye çekmesiyle bu tavrının pişmanlığını yaşadı.
Saçlarında yıldızlar vardı, yüzünde senelerin kederi.
"Mektubu evin eski kâhyası yazmış. B-benden önce bulmuş seni. Aklınca kötü gösterecek beni sana."
Jungkook söylediği sözle güldü.
"Kimsenin seni kötülemesine gerek yok, sen zaten kötü birisin."
Kadın, oğlunun gözlerinde gördüğü saf öfkeyle başını eğerek ıslak kirpiklerini elindeki mendille silip konuşmaya devam etti.
"B-beni buna zorladılar. B-ben ister miydim böyle olması-"
Jungkook elini kadına doğru kaldırarak susmasını söylediğinde Da Hee sustu. Gerçekleri anlatmak istiyordu ancak Jungkook'un buna hazır olmadığından da emindi.
"Daha fazla kendini haklı çıkarmaya çalışma. Ne olursa olsun, haklı d-değilsin. O nerede? Yoksa bilmiyor musun kim olduğunu?"
Jungkook acımasızca konuşmaya devam ederken Da Hee ağlayarak böyle konuşmamasını istemişti.
"Biliyor musun bana yasak bir ilişkinin, basit bir otel odasında birkaç dakikalık zevk için harcanan bir çocuk olduğumu söylediler. Doğru mu yoksa? Söyle, çekinme. Utanılacak ne kaldı ki? Benden mi utanıyorsun yoksa? Hah, ben utanman gereken son kişiyim. Beni ölmem için attığınız o çöp dolu sokaklarda daha çok utanılacak şeye şahit oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the pianist 'tk ✓
Fanfictionİnsanların kısa süreliğine kullandığı bu sokaklar, Jeon Jeongguk'un eviydi. başlangıç: 04.11.2018 bitiş: 30.11.2020