10

12.5K 1.8K 630
                                    

|Şeytanların en büyük günahı ve meleklerin en büyük zaferi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


|Şeytanların en büyük günahı ve
meleklerin en büyük zaferi.

"Dileneceksin."

"H-hayır."

Jackson küçük olan bir kaç tekme savurarak onu tamamen savunmasız hâle getirdiğinde cebimdeki sigaradan birini dudaklarına götürerek ayağının ucundaki bedenle aynı konuma gelerek çakmağını aramaya başlamıştı.

“Buralarda boş bir şekilde keyif çatacağını mı sanıyorsun? Bu koca şehrin sahibi var, tıpkı sokakları gibi beni anlıyorsun değil mi?”

"B-burası senin değil! Yıllardır burada büyüdüm ben ve sen son birkaç senede buranın sahibi olduğunu söyledin.”

Öfkeliydi ve hayli canı acıyordu. Aç olmasına rağmen karnına yediği tekmelerden dolayı safra tadı boğazına dek ulaşmıştı. Sözünün sonuna dek arkasındaydı, bu sokak serserileri tıpkı bir bakteri gibi Soeul'un her köşesine yayılıp etrafı mahvetmeye başlamıştı. Hırsızlık, tüm kamera ve polislere rağmen devam ediyordu.

“Çok konuşuyorsun, ağzını susturmam için çenene tekme yemen yetmiyor değil mi?”

Durgun ifadesiyle dudağındaki sigarayı parmakları arasına alarak nefesini yerde yatan bedene üfleyerek boştaki eliyle saçlarını sertçe tutmuştu.

“Ya dilenirsin ya da terk edersin. Sonraki gelişimde buradan birkaç tekmeyle kurtulamazsın.”

Tüm ciddiyetiyle ayağa kalkarak yere tükürüp döndükleri bedenin yanından uzaklaşmaya başladığında, yandaşları birkaç saniye etrafını kontrol ederek peşinden ilerlemeye başlamıştı.

Bedenleri neredeyse kaybolduğunda Jeongguk rahatlamış bir nefes vererek dizleri üzerinde doğrulup elleri yerdeyken gözlerin kapatmıştı.

Çenesinin kırıldığını düşünüyordu.

Cebinde Taehyung'un ona hediye ettiği mendili kanayan burnuna tutarak zor olsa da ayaklandığında üzerindeki tozları silkelemeye dahi güç bulamayarak kartonların arasında para kutusunu aramaya koyuldu. Karnındaki ve çenesinde ki acıdan dolayı aldığı sık nefesler bedenini telaşa düşürüyor birkaç parça eşyanın arasında aradığı şeyi bulamıyordu. Bundan bir kaç ay önce mahallenin çöplerini taşıdığı için bir kaç bin won alıp, parayı da ahşap küçük mumluğun içine koymuştu. En sonunda Ramyun'un uzandığı yerden kaldırarak taşı kaldırdığında gözlerine ilişken mum kutusunun içinden parayı alarak cebine atıp ana caddeye doğru yürümeye başladı.

Soğuk hava derisindeki çizikleri sızlatırken ince montuna sıkı sıkıya sarılarak büyük bir zorlukla geldiği otobüs durağının hemen yanındaki kart makinesine ulaştı. Daha önce bunu birçok kez görmüştü fakat okuma yazması olmadığı için kafası bir türlü almıyordu. Sıkıntılı bir şekilde arkasında kendisine bakan öğrenciye döndüğünde genç kız yanına geçerek dudaklarını aralamıştı.

the pianist 'tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin