İlk

27.3K 318 41
                                    

Hey! Merhaba, tekrardan uyarayım dedim.

***Cinsellik Uyarısı***

Ve bütün okuyucularımı çok seviyorum benim için çok kıymetlisiniz fakat hikayem beğeniliyor ise ben de etkileşim almak isterim. Rica ediyorum okuyup geçmek yerine eğer bölüm hoşunuza gitmişse bir oy ya da kısacık bir yorum yapabilir misiniz? 

Teşekkürler, iyi okumalar :) 

..


Titrek ellerini önce genç kızın omuzlarına yerleştirdi. Ardından çıplak kolları boyunca kaydırdığı soğuk elleri kızın bileklerinde kısa bir süre oyalandıktan sonra parmak uçlarıyla kızın ince, saten kumaşla kaplı göbeğinde durdu. Sıkı teninin verdiği histen zevk aldığı çok belliydi. Bacak arasındaki erkekliğinin kıpraştığını hissedebiliyordu. İlk defa bir kadınla yalnız kalmıştı. Heyecanlıydı. Kızın göbeğini okşadığı zaman, kızdan ufak bir itiraz inlemesi çıktığını işitti. 

Kaskatı kesilmişti genç kadın. Karşısındaki bu yabancı erkeğin ona dokunmasını istemiyordu. Dokunuşu erkek arkadaşının verdiği histen çok farklıydı. Hareket edemiyordu. İçinden etrafta bulunan eşyalardan birini kapıp, adamın kafasında parçalamak geçiyordu. Runa, hiç bu kadar kapana kısılmış hissetmemişti kısacık hayatında. Vücuduna izinsiz bir şekilde dokunan adamı yere yıksa bile, evdeki diğer korumaları geçmesine imkan yoktu. Sevgilisine dönemeden öldürülürdü. Konstas'ın bu haberi alamayacağını da biliyordu. Ona dönebilmek için hayatta kalmalıydı.

Kim bilir neredeydi? 

Bu oğlan-adam Runa'nın vücudunu ürkek dokunuşlarla tanımaya çalışırken, o da bulunduğu odayı incelemeye başladı. Ne tuhaf bir odaydı burası böyle! Devasa bir yatak, odanın büyük kısmını kaplarken köşede ise iki kişilik,oldukça sade duran ahşap bir masa sandalye takımı duruyordu. Odanın bir diğer köşesini ise uzun zamandır ellenilmemiş gibi gözüken video oyunları dolduruyordu. Ufak bir kütüphanede bilgisayar oyunları ve fantastik kitaplar diziliydi. Bir oğlan çocuğunun oyun odasından bozma gibiydi. 

Solgun gri renkteki duvar kütüphanenin orada bitiyor, yatağın tam karşısındaki cepheyi koyu, ayna görevi gören camlar kaplıyordu. Bir merdiven, camın ötesine doğru uzanıyor, yine camdan yapılmış açık bir kapının açıldığı başka bir odayı gösteriyordu.

Bu, bulunduğu odanın başka bir odadan izlenebildiği anlamına geliyordu.

"Sana bir hediyem var." Dedi birden oğlan-adam, sesi heyecanlıydı. "Zevklerini pek bilmiyorum fakat beğeneceğini düşünerek aldım."

Runa, bu sefer elinde zarif, altın bir bileziği tutan bu genç çocuğa ilk defa dikkatini vererek baktı. Buraya geldiğinden beri odaklanmakta zorlanıyordu, sarhoş gibiydi.

Çocuğun kabarık sarı tutamları, alnını gölgeleyerek itaatsizce sarkıyordu yüzüne. İri, koyu renkteki gözleri hevesle parlıyor, aç bir şekilde kızın vücudunda geziniyordu. Çıkık elmacık kemikleri hafif kızarmış, ince dudakları heyecanla aralanmıştı. Göğsü beklenti içerisinde hızla inip kalkıyordu. Çocuk on sekiz, belki yirmi yaşından daha büyük değildi. Runa bu sene yirmi üçüne basmıştı.

Fazla hareket etmemeye çalışarak derin bir nefes aldı.

"Teşekkür ederim." Bileziği kabul ederek ellerini önünde kavuşturdu. 

Çocuk Runa'nın hediyeyi kabul etmesini bir işaret olarak görerek, genç kızın dudaklarına doğru eğildi. Çocuğun aç dudakları, Runa'nın şaşkınlıkla aralanmış dudaklarına kapandığında, birkaç saniyeliğine tepki veremedi. Dudakları tedirgince emilen Runa, bir saniyeliğine de olsa Konstas'ı hayal etmişti. Konstas'ın tecrübeli öpücükleri ve dokunuşlarından eser yoktu. Karşısındaki genç adamın öpüşü daha anlayışsız hatta canını yakacak kadar saldırgancaydı. 

SAHİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin