"Koskoca bir yokluğun ortasındayım. Değişiyorum gitgide."
"Loya, kalk haydi. Geldik."
Birinin beni dürtmesiyle uyandım, sesin sahibine kafamı çevirdim. Ecem elindeki telefonu yüzüme doğru gösterdi.Saat gece yarısına geliyordu. Gözlerimi ovuşturdum ve saçlarımı karıştırdım.
"Ben ne kadar da çok uyumuşum ya." dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.
Kolumdan tutarak dışarı çıktık. Otogarda amcam bizi bekliyordu. Yengeme göz gezdirdim ama amcam "Tülay sizi evde bekliyor kızım. Gelin sarılın bi' bana, çok özledim sizi tatlı kızlarım benim.Oo...Ooo yavaş boğuldum." dedi. Konuştuğunda koşarak yanına gitmiştik, adamı resmen boğuyorduk. Kokusunu içime çekerek sarılıyordum. Babamın kokusu vardı onda. Gözlerim tekrar doldu.
"Biricik kızlarım, ayrılık zor geldi biliyorum. Ama şimdi yan yanayız."
"Amca, seni çok özledim."
"Baba, ben de seni çok özledim."
Amcam bize tekrar sarılarak cevabı vermişti. Uzunca bir hasret giderdikten sonra bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çektik. Ardından "Haydi kızlar! Eve gidelim yoksa Tülay keçileri kaçırır. Kaç gündür yolunuzu gözlüyor, sabahtan beri Kemal geldiler mi? Geç kalacağız. diye diye başımın etini yedi. Hadi valizlerinizi alalım da gidelim." Dedi.
Valizleri bagaja yerleştirdikten sonra yola çıktık. Yol boyunca resmen çıldırdık. Radyoda çalan şarkıya eşlik ederek sesimizi her yere duyuruyorduk. Amcam arkasını dönerek sessiz olmamızı söyledi. Ama dinlemedik onu.
Nerdeyse yarım saat boyunca yol gittikten sonra eve vardık. Apartmanın 5. Katında oturuyordu amcamlar. Başımı yukarıya çevirince yengem Tülay'ı gördük. Bizi görünce perdeyi çekti.
Amcam valizleri bagajdan alınca yukarı çıktık. Daha zile basmadan yengem Tülay karşımızda bitmişti. Karnımda kelebekler uçuşuyordu.
Önce Ecem sonra ben sırayla boynuna atladık.
"Hoş geldiniz kuzularım. Sizi öyle özledim ki anlatamam." dedi yengem gözyaşları içinde. Bir süre öyle kaldıktan sonra amcam bu duruma dayanamayarak "Hadi içeri geçin. Yoksa bu gecenin köründe bizi deli zannedip polisi çağırırlar." Diye sitem etti. Yüzüne baktığımda muzipçe gülümsüyordu.
"İlahi Kemal,öyle denir mi?" diyen yengem gözlerini devirdi.
"Tamam tamam şaka yaptım. Ama kızlar yol yorgunu, onlar dinlensin."
"Aaa,unuttum bak. Hadi içeri girelim."
Ailecek içeri girdik en azından. Bir ara Ecem'le yan yana girmeye çalışırken kapıdan geçemediğimizi gören yengem kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bizden daha heyecanlı çıktınız." dediğinde gülümsedim. Ecem'in girmesine izin vererek arkasından yürüdüm. En son da Tülay yengem gelmişti. Oturma salonuna girdiğimde kendimi koltuklardan birine attım. Ecem de bana uyarak kendini attı.
"Kaç sene geçerse geçsin hala küçük kızlarımsınız."
Amcam kapıda dikilerek bunları dediğinde ışıltılı gözlerle ona baktık. O da bir köşeye çekilip sohbeti başlattı. Sohbetin en koyu yerinde yengem elinde bir tepsiyle geldi.
"Aç olmalısınız, yemeğinizi yiyin bakalım." dedi.
Tepsiye göz gezdirdikten sonra gözlerimde kocaman kalplerle ona bakıyordum. En sevdiğim yemeği yapmıştı, sarma. Ben bu yemeğe ölürüm bee...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DİBİNDEKİLER
Teen Fiction"Ben deliyim galiba şuan uçurumun kenarında gülerek koşuyorum. " demiştim ona. "Hayır, sadece herkesten farklısın ve benim şizofrenimsin. Onların hissetmediği her şeyi hissedebiliyorsun. Sen ölümün karanlıkta unuttuğu ruhunla beraber yaşıyorsun. Eğe...