Kaybettiğimizi sandığımız herkes bir gün kendini belli eder. Bazen biriyle bazen de hiç umulmadık bir zamanda...
Dün o kadar güzeldi ki şuan düşündüğüm her saniye yüzümde bir tebessüm bırakıyordu. Bugün de dünün yerini aratmıyordu.
Arda ile olanlardan sonra onunla konuşmaya çekinmiştim, Ecem'in onunla konuşmasını istemiştim.
Kapı zilinin sesini duyduğumda koridora doğru ilerledim, açtığımda Mehmet'i kapıda gördüğüm an dün olanlar aklıma gelince gülmeye başladım ama bizi o kurtarmıştı. Yanına yaklaşarak kulağına fısıldadım.
"Teşekkürler Memoş'um, sen olmasan n'apardık bilmiyorum."
"Ne demek bebeğim her zaman, sizi kurtarmasam ne olacaktı bilmiyorum."
"Kimmiş o Loya?"
Tülay yengemin sesi içerden gelince Mehmet'i apar topar içeriye sürükledim.
"Mehmet'miş yenge."
Mehmet ile mutfağa girdiğimizde yengem ayağa kalkıp bir sandalye çekerek oturmasını istedi. Mehmet oturunca amcam nasıl olduğunu sorduğunda Ecem'e göz kırptım.
"İyiyim Kemal Amca, sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim oğlum, eee babanlar nasıl?"
Araya girmeden edemedim.
"Amca, dün bizimleydiler ya(!)"
"Alışkanlık işte kızım." dediğinde amcam durdu.
"Sahi dün burdaydılar değil mi?"
"Evet amca."
"Ah, Kemal yaşlandın mı?"
Yengemin bu sorusuna karşılık başını salladı.
"Yok be Tülay." dedi.
Ecem amcama yaklaşarak saçına dokundu. Bir tel koparmış gibi yaparak eline baktı."Baba, sana kötü bir haberim var."
Amcam korku dolu gözlerle bakarken ben gülmemek için dişlerimi sıktım.
"Ssss... söyle."
"Baba, saçların beyazlamış ve bak elimde beyaz bir tel var." diyerek elini gösterdi.
"Ha..hani nerde?" diye sordu kekeleyerek.
Yengem görmüş gibi elini ağzına götürdü.
"Kemaaal saçların kırlaşmış."
Amcam korkuyla yerinden sıçradı ve lavaboya koştu.
Mehmet olaya anlam veremeyerek Ecem'in eline baktı, bir şey göremeyince soru dolu bakışlarını yolladı.
Ecem "Hokus pokus." diyerek elini açıp kapattı.
"Hala anlamadın mı Mehmet, amcama şaka yaptık." dediğimde sırıttı.
"Haaa şey şimdi anladım ama korkmuştur şimdi."
Bir şey olmaz diyerek kahvaltıya devam ettik, on dakika sonra amcam mutfağa gelince "Tülay, saçlarıma bir şey olmamış ki." dedi.
Yengem "Kemal, canım seninle şakalaştık ve bu halin çok güzeldi. Gerçeği söylemeye dilim varmadı." dedi.
"Ha ne gerçekten mi? Ecem ve Loya?"
Ikimiz bir arada "Efendim?" dedik. Amcam yanımıza gelerek bizi kovalamaya başladı. Neredeyse evin tüm odalarını koşturduk. Korku nelere kadirsin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DİBİNDEKİLER
Teen Fiction"Ben deliyim galiba şuan uçurumun kenarında gülerek koşuyorum. " demiştim ona. "Hayır, sadece herkesten farklısın ve benim şizofrenimsin. Onların hissetmediği her şeyi hissedebiliyorsun. Sen ölümün karanlıkta unuttuğu ruhunla beraber yaşıyorsun. Eğe...