Gökyüzüne doğru kanatlarını aç, korkma uçmaktan...
Bölüm şarkısı: Manga - Dünyanın sonuna doğmuşum.
.
.
.Her yanı kaplayan karanlığın içinde gözlerimi açtığımda kendimi sorularla boğuşurken bulmuştum. İç sesim burası da ne böyle diyordu. Bileklerimde keskin bir acı hissettiğimde onlara bakmayı akıl edebilmiştim. Hay aksi bunlar çok moraracaktı.
Bileklerime bakmayı kesip olduğum yere tekrar bakınıyordum. Bir insanın yaşadığına dair hiç iz yoktu, lanet olasıca yere nasıl geldim ya da nasıl getirildim bilmiyordum. En son Çağrı'yla konuşurken uyuyakalmıştım bunu hatırlıyordum.
Düşünmeyi gerçekten bırakmam gerekiyordu ama beceremiyordum.
Burdan hemen kurtulmam gerekiyordu, ilkin bileklerimdeki ipleri kesmem gerekiyordu ama nasıl? Gözlerim karanlığa olabildiğince alıştığında bileklerimi zar zor da olsa oynatmayı başardım. Hemen vakit kaybetmeden yere dokunarak bir şey bulma ümidiyle doğruldum. Birkaç başarısız denemenin ardından biraz uzağımda olan cam parçasına denk geldim ve güçsüz durumda olan ellerimle aldım.Aceleyle kesmeye çalışarak devam ediyordum tutmaya, ellerimde sıvı gibi bir şey hissettim büyük ihtimal benim kanımdı ama umursamadım.
Kendimi çok sıktığımdan dolayı ellerim zonkluyordu buna rağmen açabilmiştim, ellerimi birbirine sürterek acısını geçiştirmeye çalıştım. Tam başardım derken kapı birden açıldı. Kapının açılmasıyla ışık huzmeleri kendini odaya saldı, yanıma geldiğini hissediyordum.
Tekrar eski haline getirdim ellerimi Sanki ipler çok sıkıyordu da yüzümü buruşturuyormuş gibi yaptım.Yavaş ama sık olan adımlarını bana yönelttiğinde gözlerimi kapadım.
Tamam ölecektim ama gözlerim kapalı ölebilirdim,yani çok şey istemiyordum. Saçıma birinin dokunduğunu hissettiğimde irkildim ama bozuntuya vermeden gözlerimi hala kapalı tutuyordum. Beynim benim tarafımı tutsa da hislerim açma tarafındaydı, ben hep hisleriyle hareket eden biriydim ve beynimle hislerim arasındaki savaş bitmiş,hislerim kazanmıştı. Gözlerimi hafifçe aralayıp baktığımda bana baktığını fark ettim.Karanlık olmasına rağmen simasını az çok tahmin ediyordum, erkekti ve tanıdık biri gibiydi ama kim?"Sana demiştim benden kurtulamazsın diye, bak bakalım kurtuldun mu aptal kız?"
Bu gerçek olamaz değil mi? Bu ses Berk'e aitti nasıl olur da burda olabilirdi ve benim burda olmam. Kesin kamera şakası bu diyerek etrafıma bakındım ama hiçbir şey yoktu.
"Etrafına öylece bakınma, her şey gerçek ve seni mahvedeceğim.
Unutuyorsun küçük kız benim olduğum her yerdesin ve gözüme batan insanları sevmediğimi de biliyorsun sanırım. Immm... şimdi ne yapalım seninle bir bakalım."Yavaş hareketlerle elini arkasına doğru götürdü,bir iki saniye sonra elini öne eğerek güldü,elinde bir cisim parlıyordu. Bu bir bıçaktı. Bana zarar vermeye çalışacaktı, tiz bir çığlık attım. Ellerimdeki ipi gelişi güzel sarmıştım önceden, onu çözüp elindeki bıçağı almaya çalıştım. Yüzündeki şaşkınlık saniyeler içinde yok olurken ellerimi sertçe tuttu, korkuyla yutkundum.
"Nıç nıç nıç... Bunu mu yapacaktın aptal kız.Senden kat be kat daha güçlüyüm hâlbuki daha iyi şeyler beklerdim senden."
Ellerimi tutmaya devam ediyordu. Tutuşu o kadar sertti ki gözlerim dolmaya başlamıştı.Acı çektiğimi gördüğünde daha sert tutmuştu, arkamda çözdüğüm ipleri alıp tekrar bağladı.
"Hadi devam edelim. Nerde kalmıştık?Aa evet boynuna bakalım." sinsice sırıttı.
Bıçağı boynumun tam üzerinde gördüğümde gözlerim korkudan kocaman açılmıştı. Bunu yapamazdı değil mi,yani bu kadar acımasız olamazdı. Ben böyle düşünürken o hala gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DİBİNDEKİLER
Novela Juvenil"Ben deliyim galiba şuan uçurumun kenarında gülerek koşuyorum. " demiştim ona. "Hayır, sadece herkesten farklısın ve benim şizofrenimsin. Onların hissetmediği her şeyi hissedebiliyorsun. Sen ölümün karanlıkta unuttuğu ruhunla beraber yaşıyorsun. Eğe...