-12.BÖLÜM-

48 25 4
                                    

Bölüm şarkısı: XXXTENTACION- Changes

.
.
.

Mutluluğu bulduğumuz yerler, insanlar farklıdır ama hissettiğimiz duygular her zaman aynıdır.

Küçücük bir çocuk görürüz, annesini görünce mutluluğunu ona koşarak gösterir. Bizden yaşça büyük insanların yanında tecrübelerini gözlemleyerek onları takip eden insanlar da bilgilendiği için mutludur.

Bir kadın çiçek veya hediye verilince mutlu oluyorsa tek bir gülüşle de mutlu olur. Bir adam sevdiği kadını görünce, onun mutlu oluşuyla da mutlu olur.

Mutluluk farklıdır dedim ya gerçekten de çok farklı şekillerde kendini gösteriyor.

Benim mutluluğum burda, ait olduğum, ailemin yanında.

Gülüyorum, eğleniyorum, seviniyorum...

.
.

"Amca, nerdesin?"

"Efendim kızım."

Odalardan teker teker geçtiğimde bulamadığımdan dolayı seslendim ve sorumu tam bitirmiştim ki amcam cevap vermişti. Çalışma odasından gelen sesine doğru yürümeye başladım. Kapıyı bir kez tıklattıktan sonra "Gel." dedi.

Içeri girdiğimde masanın önünde durdum.

"Amca, nasılsın?"

"İyiyim ya sen kızım?"

"Bende iyiyim."

Masanın  üstündeki gazeteyle göz göze geldiğimde tebessüm ettim. Boş bulduğu vakitlerde gazete okumaya verirdi kendini. Uzun  zaman geçtiğinde bile bu alışkanlığını bırakmamıştı anlaşılan.

"Eee ne söyleyeceksin bakalım." dediğinde ellerini  birbirine kenetledi.

"Birkaç hafta sonra İstanbul'a geri dönmem gerekecek."

"Neden? Okulun da yok, bir süre daha burda kalsaydın."

"Hayır amca, arkadaşım Dilara'yı hatırlıyorsun dimi?" diye sorduğumda "Evet." diyerek onayladı.

"Aynı dershanede eğitim görmek istediğim için haberdar etmesini söylemiştim. Bugün beni aradı ve gideceğimiz dershanede eylülün ortalarında kayıtların başlayacağını söyledi ve geç kalmak istemiyorum."

"Burda oku derdim de inadınla baş edemediğim için susuyorum."

"Amca, orayı seviyorum. Benim her anım orda geçti. Bu güzelliği mahvetmek istemiyorum." dediğimde bir anlığına nefes almayı bıraktım.

Nefesimi dışarı verdiğimde "Ve ... ve babam, annem. Onlar orda." dedim.

Başımı önüme eğdim, dinlendirme gözlüğünü masanın üzerine bırakarak sandalyesini geriye çekti. Yanıma geldiğinde bana sarıldı.

Saçlarımı okşayarak buruk gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Özlediğini biliyorum, ben de özlüyorum ama ne yazık ki onları geri getiremeyiz. Hayat böyle Cemre, alışırız ama kaybederiz. Üzülürüz işte, hem de çok ve bir başka gün tüm acılar gün ışığında kaybolup gider. Onlarla ölüyoruz diyoruz ya aslında yaşamaya da devam ederiz. Hayat adil olmasa da bizi eğitiyor. Kim bilir belki onlar gülümsüyordur." 

Başımı göğsüne gömerken;
"Amca, ben onları çok özledim. Her geçen gün daha da çok özlüyorum. Ali Amca her zaman benimle uğraşmak zorunda kalıyordu. Nerdeyse her gün sinir krizi geçirmekten yoruldum." dedim.

KARANLIĞIN DİBİNDEKİLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin