' ZAMAN'

803 129 531
                                        

Arkadaşlar sizce başka bir kitap yazmalı mıyım?

Ve bana yorumlardan istediğinizi sorabilirsiniz atış serbest dnndnfnf İçimden fena halde bölüm yazıp yayınlamak geldi de o yüzden biraz fazla erken geldi. Umarım sarar. Bu kitabı ilk bölümden beri sevip destek veren herkese teşekkürler okuyan hayalet okuyucularıda. Umarım bu sefer en çok seni sarar canım biebschick *))

jelena_delisi' ne ithaf ediyorum. Seni seviyorum Bae💓

47.BÖLÜM: 'ZAMAN'

Zaman; bir yılanın kaygan teni,
Bileğimde bir yukarı bir aşağı
hareket ediyor,
Soluduğum her nefesi benimle alıp veriyor,
Zaman beni parçalıyordu,
Zaman benimle parçalanıyordu,
Zaman keskin bir bıçak,
Bedenim delik deşik kızıl bir nehir,
Zaman bana tutulmuş,
Ben zamana.

Bu duvara pencere çizmekten farksızdı. Umut yoktu, nabız atmıyordu. Kalpse son atışlarını atalı çok olmuşken bana kalan dilsiz bir ağızdı.

Peki ya zamandan size kalan neydi?

İncecik, mavi damarlarımdaki benzin kabarıp bir el ateş için yalvardı. Kendi kendimi sorgularken benliğimin koyu mürekkeple zihnime kazıdığı kelimelerin acı tadı damağımı yaktı, ardından bir ses usul usul kulağıma önce ruhumu ardından da bana tekrar yaşamı bahşediyormuş gibi sıcak nefesiyle hafifçe üfledi. Peki ya ben zaten bir parça ateşle patlayacak olan bedenimi patlatmalı mıydım yoksa siyahtan vazgeçip hiçbir şeyi gizlemeyen tek renk olan beyaza mı sığınmalıydım? Düşüncelerime gri de yavaşça sokuldu, ikilemde değil bilinmezlikteydim.

Tutunmaya çalışan ama debelendikçe yere çakılanlardandım.

Bende hala tutunamayanlardandım.

Hayatım ikiye ayrılıyordu. Biri; Babamla yaşayan hiçbir şey bilmeden, yaşamadan dışarıdan gördüğüyle herşeyi anladığımı zanneden bir çocukluk.
Diğeriyse; Justin'i gerçekten hissettiğim onunla olduğum zamandı. Bu yabancı canavar bana daha önce yaşamadığım herşeyi yaşatmış, tatmadıklarımı tattırmıştı. Onun sayesinde hayatın ve tecrübelerin sadece gözlemden ibaret olmadığını, birşeyleri yaşamak gerektiğini anlamıştım.
Bu canavar bana gece yatarken korktuğum herşeyi onun kollarındayken unutturmuştu. Çünkü; Zaten ben her gece en cani canavarın koynunda oluk oluk alınmış canların bıraktığı kan kokusunu içime çeke çeke yatıyordum. Eğer bir canavarla yaşadıysanız diğerleri sizin ona ait olduğunuzu bilir ve size yaklaşmazlar. O canavar sizi bırakıp gitsede artık siz gece yatarken ya da banyo yaparken gözlerinizi kapattığınızda size her an birinin saldıracağından korkmazsınız. Koynunda yattığınız canavar size diğer canavarlardan korkmamayı öğretmiştir.

Kendimi mükellef bir sofradaki mercimek çorbası gibi hissediyordum.

" Selena?" Bu Kendall'ın sesiydi. Kapattığım gözlerimi açarak omzumun üzerinden bakışlarımı ona çevirdim. Simsiyah saçlarına işaret parmağını dolamış kapıya yaslanmıştı.

" Hım?" Diye, mırıldandım. Öyle yorgundum ki hissizleşmiştim. Bu yorgunluk bedenen değil ruhendi. Bir el durmadan soğuk bir zindanda hapsolup kalmış ruhuma elindeki hançeri köküne kadar saplıyor, hançerin keskin ucunu sapladığı yerde çevirip duruyordu.

" Aşşağıya gel istersen," Dedi, kısık bir sesle. Üzerindeki bol hırkasını ince beline sımsıkı sarmıştı. Oldukça uzun bir boyu ve çekici buğday bir teni vardı. " Film izleyeceğiz."

LET ME LOVE YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin