Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Multi💫
Bölüm sınırı, 25 vote & 600 yorum.)
55. BÖLÜM: " YAŞANMIŞLIKLAR"
**
Kendinizi yaşadığınız hayattan soyutlayıp dışarıyı öyle izlediniz mi hiç?
Ben bir anlığına kendimi yaşadığım hayattan tamamen soyutladım ve gözlerimi karşımdaki, her an küllerinden doğabilecek olan ikiliye diktim. Sessizce izlemeye başladım ikisini, sadece bu katran karası kalbe hükmedebilen kadını ve hâlâ kalbinde aşkı yaşatabildiğinden şüphe ettiğim adamı.
Lauren'in uzun boyu ve ince hatlarını, Justin'in kaslı cüssesi kaldırıyordu. Aniden haddinden fazla yakıştıkları gerçeğiyle dişlerimi birbirine bastırırken damarlarımda yangın niyetine gezinen kıskançlığı tüm zerremle hissedebilmiştim. Kadının beyaz teni adamın kumrallığıyla çarpışırken, mavi gözler insanı direk kendine çekiyordu. Devamında ise küçük dolgun dudakları ve küçük burnuyla güzelliğini ilan ediyordu, Lauren West. Kadın, adamı hem kötü kalbi hem de çekiciliğiyle tamamlıyordu adeta. Fazlalıkmışım hissine kapılırken tırnaklarımı avuç içime batırdım. Canım acısın istedim.
" Sana kalkmanı kim söyledi?" Justin, dişlerinin arasından karşısında dimdik duran kadına doğru tısladığında beni farketmemeleri için nefes alıp vermeyi bıraktım. Aksi halde benim onları dinlediğimi anlar ve acısını çıkarırdı." Senin bu siktiğimin inadın hiç değişmeyecek değil mi?"
Lauren bileğine sardığı bandajı biraz gevşettikten sonra bakışlarını ona çevirdi. Sarılı elini Justin'in göğsüne koyup gelişigüzel topladığı açık kumral saç tutamlarından firar eden telleri kulağının arkasına tıkıştırdı. Hasta olduğu çökmüş göz altlarından ve üzerindeki eşofmanlardan belli oluyordu.
" Kalkmam gerekiyordu," dedi kesik kesik. Konuşurken yüzünü buruşturduğunda Justin'in çenesini sıktığını farketmiştim. Canı yandığı için canı yanmıştı. Biliyordum. Gözlerim yanmaya başladığında diğer elimi havada sallayarak gözle görülmeyen rüzgar parçacıklarını yüzüme doğru serpmeye çalıştım.
" On kutu ilaç zıkımlanmışsın," her kelimenin üstüne baskı yapa yapa atmıştı dışarıya. Sinirli olduğu sıktığı yumruğundan belli oluyordu." Derdin ne senin?" biçimli kaşları çatılmışken dolgun dudakları aralanmıştı. Keskin yüz hatlarına oturan kızgın ifade kaçırtacak cinstendi.
" Gebermek istedim belki de," Lauren her zaman ki özgüveniyle karşısındaydı. Onun göğsüne koyarak destek aldığı elinin parmaklarına düştü bir anlığına bakışlarım. O an dokunduğu kalbini yakmak istedim. Bu kadın tam şu anda onun kalp atışlarını ölçüyordu, kalp atışları bu kadının elinin altında atıyordu şimdi. Aniden ben de elimi yan tarafımdaki soğuk duvara yasladım. Tıpkı kalbi gibiydi, işte böyleydi ben elimi kalbine koyduğumda. Bu duvar kadar soğuk ve dilsizdi bana. Tekdüzeydi atışları, hatta bana atmıyordu bile.
" Ben seni gebertirdim." eliyle Lauren'in bandaja sarılı bileğini kavradığında Lauren tiz sesiyle küçük bir çığlık attı. O an canını yaktığını farketmiştim. Aslında Lauren ölmek istemekle onun canını sıktığı için o da şimdi onun yarasına basıyordu." Söylemen yeterdi bilirsin,"
" Ne zannediyorsun sen ?" dedi hâlâ acıyla kasılan yüzüyle. Bakışlarım ikisinin yüzü arasınsa mekik okuyordu. Biri acıyla bakıyor diğeri ise sen de benim canımı acıttın hakettin havasındayken aynı zamanda da bileğini sıkıyordu. Nefesimin daraldığını hissettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/166809162-288-k293844.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LET ME LOVE YOU
FanfictionGeçmiş, hiç geçmemiş olduğunu binlerce kez yüzümüze en ağır tokatlarını indirerek anlattı bu hikayede... Geleceği mi yaşıyorlardı yoksa Geçmiş'in getirdiklerini mi ? @balyenn hesabından yazdığım Let me love you'nun devamıdır.