｡KİLİT｡

.Bölüm 14.

S:DURU,SEN BU ÇOCUĞU SEVİYORSUN!

D:Bağır bağır.Tüm okul duysun.

H:Kanka Sıla haklı.Dağılın.

J:Az susun Fikriciğim geliyor.

A:He lan.Sene sonunda adama yalakalık yapmaktan yoruldum.

Biz konuşurken hoca gelmişti.

F:Oturun,çocuklar.Bu gün sizinle aşkla ilgili konuşacağız.Ünlü şairlerin aşkla ilgili söylediklerini yorumlayacağız.Ancak bunu eşli yapacağız liste sırasına göre kura çekeceğiz ve onlar bize sunum yapacaklar.Şimdi listede ki ilk kişi;Savaş Akça gel çek kurayı.

S:Jinef,Jinef Akkaya.

Savaş'ın yüzünde bir sırıtış vardı,bizimkilerde gülüyordu, bunun arkasını arıyordum.Jinef ise ağlayacak gibi bakıyordu.Yaklaşık 10 kişi sonra sıra bana geldi

F:989 Duru Erten.Gel çek kuranı kızım.

Tabii ki Oğuz'u çekmeyi beklemiyordum.

D:Hocam ben tekrar çeksem olmaz mı?Bunu kendime yediremiyorum.

F:Kim çıktı söyle kızım uğraştırma bizi.

D:Oğuz.

O:Aaa, ben!

D:Ne yazık ki sen Oğuz.
Diye mırıldandım.

Ben yerime otururken herkes gülüyordu.Çünkü okulda shıp adımız bile çıkmıştı;DUOĞ.Evet,sırf bir koridorda dolaştık diye.Kura bittiğinde Sıla,Berkay'ı, Azra hileyle Kaan'ı Helen'se tek kalmıştı. Kura bitiminde Fikri Hoca girdi söze:

"Çocuklar madem konumuz ünlü şairler ve aşkla ilgili sözleri, birazcık çalışalım. Sizce aşk nedir?"

Sıla hemen parmak kaldırdı.

"Hocam bence aşk, Adana Kebap gibi. Acı ama güzel."
Sınıftan kıkırtılar yükseldi.

Sonra Berkay atladı hemen:

"Hocam bence aşk Ajdar şarkıları gibi, kötü ama aklından çıkaramıyorsun."

Ders bayağı eğlenceli geçmişti. Sonra Oğuz kaldırdı parmağını.

"Hocam bence aşk gece ve gündüz gibi. Birbirlerine bağlılar ancak güneşin batması gerekiyor gündüzün geceyi görebilmesi için, ayın doğması gerekiyor gecenin gündüzü görmesi için. Şimdi diyeceksiniz güneş batınca gece nasıl gündüzü görsün. Ay'ın ışığı güneş sayesindedir. Güneş olmazsa Ay'da olamaz. "

Sadece izledim ve sustum. Bu çocuğun her cümlesinde kalbim daha da hızlı atıyordu. Ama diyorum işte ben onu sevmiyorum.

Ders bitimine yakın edebiyat kulübünden sorumlu hoca girdi sınıfa.

"Çocuklar seçmeler bitmek üzere, hâlâ katılmayan varsa bu teneffüs konferans salonuna insin. İyi dersler!"

Yan sıradan bir kız kağıt uzattı bana, açıp okudum.

"Hazır ol ciddi kız, seçmelere gideceğiz."

Kağıdı okuduktan sonra kafamı kaldırdığımda Oğuz'a baktım. Saçma saçma sırıtıyordu hadi ama Duru çok güzel gülüyor! Sevgili iç sesim biraz da olsa susar mısın?

****
Kızlarında zoruyla seçmelere gitmek için Oğuz'la birlikte konferans salonuna indik. Koltuklardan birine oturduk. Herkes sırayla sahneye çıkıp verilen replikleri okuyordu. Sıra bize geldiğinde sahneye çıktık elimize tutuşturdukları kağıtlara Romeo ve Julıet'den replikler yazıyordu. Hoca başlayın komutu verdiğinde Oğuz söze girdi:

"Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim."

Gerçekten role girdi, eh ayıp olmasın bende role girdim hemen. Kesinlikle ayıp olmasın diye role girdi okurlar. İç sesim susarsın mı?

" Eğer sevgin azalacaksa gittikçe çoğalan aşkımdan, Bırak avcılar çıkarsın kalbimi yerinden! Sök at ne varsa: çamura bulanmış sevdaları, bu dağların ceylanlarını, kana susamış kontları ve senden arta kalan şu cılız bedenimi! Yok et benim olmadığım bütün şatoları. Görebileceğin bir şey kalmasın benden kalan..."

Sonra bir alkış sesi. Bir alkış sesi daha ve bütün öğretmenler. Hepsi bizi alkışlıyordu. Sonra hoca girdi söze:

" Bravo! Harika oynadınız çocuklar. Verdiğimiz kararlar üzerine sizleri seçiyoruz. Ayrıca yıl sonunda edebiyat öğretmenlerimizin yazdığı tiyatroyu oynayacaktınız, yeni karar üzerine Romeo ve Juliet'i oynayacaksınız. Tebrikler!"

Hocanın söylediklerini dinledikten sonra sahneden indik ve sınıfa çıktık. Sınıfa çıkarken Oğuz beni durdurdu ve şöyle söyledi:

" Sanırım gördüğüm en güzel Julıet olacaksın.. "

AĞAĞAĞAĞAĞ öldük Oğuz ne yapıyon?! Sanırım çok heyecanlı bölümler gelecek ne dersiniz?
YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! SEVİLİYORSUNUZ🐼

~Y1