Toplantı salonundan bir hışımla çıktım ve şirketi kısa süre içinde terk etmek üzere hazırlandım.
"Bayan Saruhan, çok üzgünüm. Toparlayacağımdan emin olabilirsiniz."
Çalışanlardan biri kabahatlerini düzeltmeye çalışırken elimle çekilmesi için emir verdim.
İş hayatım cidden sınırılarımı zorluyordu.
Almamız gereken ihalenin tarihleri nasıl karıştırılırdı? Böyle bir hata tahammül edilecek gibi değildi.
Otoparka doğru gideceğim sırada bir anda karar değiştirdim ve yürümeye başladım. Hemen eve gitmek kendimi yiyip bitirmekten başka bir şey değildi. Times Meydanına vardığım da sevdiğim bir kahveci de oturmaya karar verdim.
Kahveciye varmadan en son bir ay önce gittiğim sahaf gözüme ilişti ve içim birden ürperdi.
O kadar yoğun bir tempodaydım ki Zayn'i ve o gün olanlar sadece gece yattığım zaman aklıma geliyordu. Genellikle yaşadığım duygu kocaman bir pişmanlıktı. Kahve teklifine o an evet demem lazımdı ama egolarıma yenik düşmüştüm.
Öz saygı denen boktan duygu beni yaşarken çok zorluyordu. Ördüğüm duvarların arkasına bırakın başkasının geçmesine izin vereyim, kendime bile vermiyordum.
Gerçekten çok severek takip ettiğim bir şarkıcıydı. Ergenlik yıllarında sağlam kafayı takmış, deli gibi ortalıkta geziniyordum. Ama şimdi...saygın bir insandım ve hayatım ciddiyet üzerine kuruluydu. Bazen o günleri özlüyordum. Dilediğim gibi eğlenebildiğim,eylemlerimin sonuçlarını önceden düşünmediğim zamanlar.
Mekana girip bir sıcak çikolata sipariş ettim. Her kahveciye gittiğimde yeni lezzetler denemeye karar verip ya memnun kalmazsam diye aynı seçimleri yapıyordum.
İronikti doğrusu. Kendimize seçenek tanımıyorduk.
Cam kenarında bir masaya yerleşip mailleri ve yarın yapacaklarımı kontrol ediyordum. Birkaç dakika sonra başımda bir gölge hissetmem ile masaya bir kahve konulması bir oldu.
"Espresso. Günün sonun da mutlaka içilmeli bence. Sence?" Cürretkar gülümsemesiyle karşımdaydı işte.
"Sen öyle diyorsan,"dedim aynı onun gibi gülümserken, her şey normalmiş gibi.
"Ben Zayn, sadece Zayn." dedi tekrardan elini uzatırken. Yeniden mi tanışmak istiyordu yoksa ona hediye veren kızın ismini mi unutmuştu?
Elini sıktım.
"Mira"
"Zayn, Mira ha?" Kafiye hoşuna gitmiş gibiydi. Hareketleri şaşırmama sebep oluyordu.
"Nasıl tanıdın beni?"
Omuz silkerken,''Sen beni nasıl tanıdıysan,''dedi.
"Sen ünlüsün ben ise sıradan biriyim." Doğrusu hiç de sıradan değildim. Durumu kurtarmaya çalışıyordum sadece.
"Pek de sıradan değilsiniz, Bayan Saruhan." Kaşlarımın öyle mi der gibi kalkmasına engel olamadım. Yüzüm de hoşnut bir gülümseme oluştu.
Adımı unutmamasına ve üstüne beni araştırıp bulmasına sevinmiştim. Adımı arattığında google da şirketim ile ilgili bir çok haber bulabilirdi. Derin bir iç çektim ve sandalyeye keyifle yaslandım. Cidden karşı konulacak gibi değildi.
"Nasıl gidiyor?"dedim sonunda.
''Dürüst olmak gerekirse nasıl gittiğini bende bilmiyorum.'' Kahvesinden bir yudum aldı.''Gidiyor işte. Senin?'' Gruptan ayrıldıktan sonra bir albüm yapmış, birkaç da tekli çıkarmıştı. Magazinde asla yoktu zaten. Şarkılarını başa sarmaktan, içimde ki fangirl isyandaydı.
"Yoğun.''diye geveledim ağzımda. İletişimim gayet iyiydi. Ama bu adamın bakışları beni kitliyordu.
"Ne zamana kadar kaçmayı düşünüyorsun?Seni bekleyen insanlar var." dedim sonunda içimde ki manyağı kontrol edemeyerek. Arsız bir espri yapmışım gibi keyiflenerek, yaklaştı.
"Sende bekliyor musun?" dedi hafif öne eğilirken.
Erkekleri bilirdim. Benimle flört etmeye çalışıyordu.
"Yeni bir kaç parça fena olmazdı.''
"Eskilerle idare ediyorsun yani?" Fazla mı zekiydi?
"Evet" dedim dürüstçe. Ama benden duyabileceği en net itiraf buydu. İçimde havai fişekler patlasa da bunu asla bilmeyecekti.
"Sana bu gece yeni bir parça okumamı ister misin?"
Keşke bunları söylerken sarhoş olmasını diledim ama değildi.
''Biliyor musun, Zayn? Ben herkes değilim. Kulağa klişe gelebilir ama...kalkıp gidebilirim.'' Minik meydan okumam karşısında hemen ciddileşerek toparlandı.
"Şaka yapıyordum sadece."
Şaka yapmadığını biliyordum sadece beni deniyordu. Cidden uzatsa kalkıp giderdim Zayn'i de içime gömerdim.
Cebinden bir paket sigara çıkardı. İlk bana ikram etti fakat kafamı olumsuz anlamda salladım. Ustaca parmaklarına yerleştirdi ve yaktı.
"Dumanı yüzüme üflemeye kalkma." dedim tam bana doğru eğilmişken ve birden öksürmeye başladı. Kahkahayla bu haline gülerken önümdeki su bardağını uzattım. Bu hali çok şapşaldı ve yüzünü mıncırmak istedim.
"Bana karşı çıkan ikinci kızsın. İlki yarım saat karşı koyabilmişti."
"Siz erkekleri hiç anlamıyorum gerçekten. Muhabbetimizi hemen belden aşağı vurmak zorunda mıydın?"
"Ne ara biz olduk?"
"Hayallerimi yıktın şuan.'' diye sızlandım.
"Beni düşlüyordun yani?"
Oyun oynamak istiyordu bende bu gece kötü kız olmaya karar verdim. Ona doğru eğildim ve yaklaşmasını söyledim.
"Senin için kaç gece çıldırdığımı bilemezsin."dedim dudaklarımı hafif konuşurken kulağına değdirirken.
Geri çekildiğimde kaskatı kesilmişti. Keyfim yerine gelirken ayaklandım.
"İyi geceler, Zaynie!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Appreicate |Malik
Fanfiction"Bizi öldürdün. Bizi kim geri getirecek?" Kendine biraz daha yaklaştırdı. Eli, kalbimin üstünde durdu. "Burada bir ihtimal var, biliyorum. Ben o ihtimale tutunuyorum." Ocak/2019