Ayna da kendimi beğeniyle süzdüm. Mükemmelsin be kızım! Topuklu ayakkabılarımı giyerken telefonum titredi ve hemen meşgule attım. Üstüme ceketimi alıp apartmandan çıktım.
Range Over'ının önünde beni bekleyen Zayn'i gördüğümde kalbim tekledi.
Bir insana takım elbise bu kadar mı yakışırdı?
Bakışlarını tüm vücudumda gezdirdi ve en son gözlerimde son buldu. Dudaklarını yaladı ve bu hareketiyle kendimden geçmeme sebep oldu.
"Çok güzel olmuşsun,"
Hafif utançla üstümde göz gezdirdim. Haklıydı baya iyi olmuştum.
"Sende fena sayılmazsın,"dedim göz kırparak.
"Dibin düştü,Mira." Bir kahkaha attım o kapımı açarken.
"Eh biraz haklısın."dedim koltuğa yerleştiğimde.
"Benim eve mi gitsek ya?"dedi kapıyı kapatmadan hemen önce ve gülerek uzaklaştı.
Yanıma oturduğunda hafif omzuna vurdum. Bu tür esprilerine alışmıştım artık.
"Davetimi her an geri çekebilirim."
Güldü.
Gülümsemesine güldüm ve yola koyulduk.
***
Davet yerine geldiğimizde biraz tedirgindim.
Zayn'i iş hayatıma bulaştırmakla ne kadar doğru yaptığımı kestiremiyordum. Tüm gözlerin tüm gece bizde olacağını, dedikoduların hiç bitmeyecek şekilde başlayacağını biliyordum. Magazin de ve hayran sayfalarında kendimi görmeye hazır mıydım? Ya da kendi başarı öykümle değil de Zayn Malik ile beraber olan Mira Saruhan olarak anılmak...Tam bir vizyonsuz hikayesiydi gözüm de.
Kaçırdıkları ya da görmezden mutlaka gelecekleri bir nokta vardı ki,
Zayn ile sadece arkadaştım. Birkaç aydır tanıştığım ve iyi vakit geçirdiğim bir arkadaş.
Koluna girmem için uzattınğın da kafamı olumsuzca salladım.
"Ne öyle? Kavalye gibi,"diye tersledim. Göz devirmek de gecikmedi.
"Bana egoist demiyorlar mı bir de, çıldırıyorum."dediğinde omuz silktim.
"Öylesin zaten. Ben de senin kız halinm.'' dediğimde gözlerindeki afacan ifadeyi gördüm ama müdahale etmek için çok geçti. Elimden tuttu ve kapıdan içeri girdik.
Şimdiden,"Sevgililer mi?" sorusunu duyabiliyordum.
"Yanlış anlayacaklar,"diye fısıldadım beni çekiştirirken.
"Anlasınlar,"
"Zayn Malik ile takılmanın her zaman bir bedeli vardır."
Haklıymış.
Davet, şirketimiz tarafından yani Limited Lojistik tarafından veriliyordu. Gecenin ev sahibi bendim. Rakip firma olan United Lojistik ile çekişmeli geçen ihaleyi kazanmıştık ve bunun şerefine bir organizasyon düzenlemiştim. Böyle önemsiz gözüken şeyler rekabette sizi öne taşırdı.
Bize ayrılan masaya oturur oturmaz hemen başıma doluşmuşlardı. Zayn'den izin isteyerek masadan ayrıldım ve davetlileri selamladım.
***
İş yaptığımız Bay Dawson'ın gevşek oğlu Luke ile sohbet ediyordum. Daha doğrusu onun bana asılmalarını dinliyor ve babasına olan saygımdan hiçbir şey söyleyemiyordum."Her zaman ki gibisiniz, bugün de."
Çok güzel olduğumu az önce söylemişti oysaki.
"Teşekkürler, Bay Dawson. Gitmem gerekli. Babanıza selamlarımı yollayın, lütfen."
Ayrılacağım sırada bileğimden tuttu.
"Sana bir kahve ısmarlamama izin ver, bir gün."Sesinin çekici olduğunu düşündüğü tarz da fısıldadı. Bu sefer gözlerimi devirmeme engel olamadım.
"Hadd-" Sözümü kesen belimi kavrayan soğuk parmaklardı.
"Bir sorun mu var, Mira?" Parmakları kadar soğuk olan bakışlarını Luke'a diktiğinde içim titredi.
"Hayır, hayır. Gidelim." Bu gece bir olayın yaşanması son isteyeceğim şeydi. Ellerinden kavrayıp çekiştirdiğim de aklımda sadece Zayn ile ilk tanıştığımız gün ki kahve teklifi vardı.
Zayn'in o tınısı beni sarhoş ederken bu gereksizin ki midemi bulandırmıştı.
"Niye gülüyorsun? Sana asılıyordu." Onu ilk defa gergin gördüğüme yemin edebilirim.
"Sende asılıyorsun." Omuz silktim. Durdu ve kollarından tutarak kendine yaklaştırdı.
"Aynı şey değil." Ela gözleri soğuktu.
"Abartma, Zayn. Önemli bir şey değildi." Bunlar gibi adamlar hayatımda doluydu. Birisi de tam karşımda duruyordu. Tek bir farkla; ona karşı içimde sevgi vardı.
"Önemli. Benden başka kimse sana öyle konuşamaz."dediğinde senin ne özelliğin var ki? diye soracağım sırada sahneden bir anons yükseldi.
"Gecenin ev sahibesi Mira Saruhan'ı sahneye davet ediyorum."
Tüm bakışlar dip dipe bir pozisyonda olduğumuz Zayn ile beni bulduğunda utanarak geri çekildim ve sahneye yürümeden önce hızlıca fısıldadım.
''Kimin benimle nasıl konuşacağına ben karar veririm, Zayn.'' Kimsenin korumasına ihtiyacım yoktu.
"Herkese, merhaba! Davetime katılım gösterdiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim."
Güçlü bir alkış.
"Size temenni ederim ki daha çok partilerde ve başarılarda buluşacağız."
Karşımızda ki yenilen şirkete yem attığımda herkes güldü ve tekrar alkışladı.
Bakışlarım Zayn'i bulduğunda çevreye attığı bakışlar rahatsız edecek türdendi. Sanki zavallı bir topluluğa bakıyordu.
Ona karşı kuşku içime ilk kez o an düşmüştü.
"Herkese iyi eğlenceler!"
Konuşmamdan sonra buralar artık alkol, dans ikilisine kalırdı. Benim de hoşlanmadığım ortama geçiş yapmadan hemen önce Zayn'in yanında kendimi buldum.
"İyi misin?" Elinde ki içki bardağı ile oynuyordu.
"Evet, gidelim mi?" Başımı salladım ve tekrar beni çekiştirmesine izin verdim ama içim huzursuzdu.
Artık o bakışları nerede görsem tanırdım.
İhanet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Appreicate |Malik
Fanfiction"Bizi öldürdün. Bizi kim geri getirecek?" Kendine biraz daha yaklaştırdı. Eli, kalbimin üstünde durdu. "Burada bir ihtimal var, biliyorum. Ben o ihtimale tutunuyorum." Ocak/2019