Karanlık oda da ki tek aydınlık, yanıp sönen bozuk floresandı.
"Mira? Ben geldim." dedim etrafta onu ararken. Ses yoktu.
"Güzelim, ben geldim." Tekrar yinelediğimde korkunç bir gürültüyle ışıklar açılmıştı. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırıp etrafa baktım.
Burası neresiydi?
Birkaç adım attığımda ayağıma değen şeyle neredeyse kusacaktım.
Cesetler...
"Mira!" Endişe ile bağırdığımda sesim geri dönmüştü. Etrafımda bir tur döndüm.
"Zayn Malik!"
Birden arkamı döndüğümde yüzü kanlar içerisinde onu gördüm.
"Aman Tanrım...Ne oldu?" Onu ilk gördüğümde ki kıyafetleri vardı üzerinde.
"Bunu soruyor musun gerçekten?"
"Ben...ben bilmiyorum. Çıkalım buradan!" Yanına gitmek için hareket edeceğim sırada çığlık attı.
"Yaklaşma bana!"
"Mira neler oluyor? Yaralı mısın?" Her konuşmam da üzerinde ki kan artıyordu sanki.
"Katil..."
"Kim?"
"Sen...Sen katilsin."
"Ben kimseyi öldürmedim! Yalvarırım, gidelim."
"Ellerine bak."
Ellerim...Kan içindeydi. Korku ile üstüme sildim. Çıkmıyordu.
"Ben, ben.."Ağzımda bir şeyler geveliyordum sadece. Ağlamaya başladığında neredeyse çığlık atacaktım.
"Sen bizi öldürdün!" Göz yaşları ile birlikte yere düştü. Ona uzanmak istediğim de çığlık atarak geri çekildi.
"Hayır, hayır." Kanlı ellerimi kesip atmak istiyordum.
"Bana ihanet ettin! Bizi öldürdün, Zayn Malik!"
Ortalık tekrar karardığında sesi kesildi.
"Mira!"
Gözlerimi korku ile açtığımda başımda Annemi gördüm.
"Oğlum? Sakin ol." Başımı okşadığında ağlamaklı bir halim vardı. Uzun zamandır annemi görmemiştim ya da benimle görüşmek istememişlerdi. Birilerinin vicdanını hatırlatmak veya pişman olmaları için kötü bir şey mi olmalıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Appreicate |Malik
Fiksi Penggemar"Bizi öldürdün. Bizi kim geri getirecek?" Kendine biraz daha yaklaştırdı. Eli, kalbimin üstünde durdu. "Burada bir ihtimal var, biliyorum. Ben o ihtimale tutunuyorum." Ocak/2019