13

526 20 2
                                    

Oradan çıktıktan sonra Demir'le birlikte yemek yemeğe gelmiştik. Demir telefonu ile uğraşırken ben ise her zaman yaptığım şeyi yapıyor, düşünüyordum.

Bugün yer yerinden oynayacaktı onda hemfikirdik.

Bir saat sonra bir toplantıya katılacaktım ve United'ın ipini çekecek bir hamle yapacaktım. Hamlem ile bir süre kıvranacak ve çıkış yolu aramaya başlayacaklardı.

Bulacaklardı da.

Bir umut.

Sonra şirket için son kozumuzu oynadığımız da tam anlamı ile batacaklardı.

Umut, yok olacaktı.

Vicdanım oldukça rahattı çünkü iftira atmıyordum ya da sahte belgeler öne sürmüyordum. Belki de onlara son insanlığımı yaparak bir iyilikte bulunuyordum.

"Belge sağlam yerde değil mi?" Demir her zaman işini sağlama alan biriydi.

"Şirkette gizli bölme de kimse bilmiyor."

"Diğerleri?"

"Ayrı yerlerde. Bir arada tutmuyorum."

Hatta şehirde bile tutmuyorum.

"Gece buluşmaya gelmeyecek miyim?" Cevabını bilsemde sormaktan kendimi alamadım.

"Şu huyundan hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?" Göz devirdi ve devam etti.

"Hayır. Büyük ihtimalle gelmeyecek ve tuzak kuracaklardır. Seni onlara yem yapacak kadar salak değilim."

Mantıklıydı.

En azından filmlerde böyle oluyordu?

"Senin ki nasıl oldu?"

O kadar karmaşanın içinden onu hatırlamak gülümsetti.

"Şu haline bak!" Sesli güldüğünde göz devirdim.

"Gayet iyi, işi ile uğraşıyor." Hatta bugün stüdyoda yeni şarkısını kaydediyordu. Bugün içinde bulunduğum durumu öğrense sanırım büyük bir kavga ederdik.

"Ona güveniyorsun." Az önceki hali yok oldu ve ciddiyetle gözlerime baktı. Beni yokluyordu.

Güven...hayatta çok nadir karşılaştığım his.

"İnsan sevdiğine güvenmez mi?"

"Güvenir herhalde." dediğinde güldüm.

"Sende ne durumlar ne alemde?"

"Aynı."

"Demir!" Diye sızlandığımda omuz silkti.

"Bizim gibi adamları kim sever, kızım?"

"Ne varmış sende?"

"Ellerim kanlı benim."

Elimde ki çatal bir an boşluğuma geldi ve gürültü ile yere düştü.

"Düşüncesinden sen bile ürküyorsun."

"Dram yapmasan? Az önce önümde iki kişiyi vurdun."

Ramiz amca, yer üstünde saygın bir adam olduğu gibi yer altında da hatırı sayılır bir insandı. Demir onun için çok kıymetliydi ve giderken de koltuğunu manevi oğluna bırakmaktan mutluydu.

Ona yerin altını bana üstünü bırakmıştı.

"Ramiz amca öldü. Kendine yeni bir hayat kurabilirsin. Bu işlerle uğraşmak zorunda değilsin."

Kocaman bir kahkaha attı.

"Bizim bildiğimiz başka iş mi var, Mira? Hem bu bir oyun değil. Çok can sıktıklarımız ve sıkanlar var. Şu an içinde bulunduğumuz durum gibi. Bitmeyecekler...."

Appreicate |MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin