Silah sesleri.
Bir el.
İki el.
Üç el daha.
Dört, beş, altı...
Ortamda ki insanların sesleri, kargaşa.
Kara delik demiştim, büyüyor.
Tam içimde.
Benim için buradalar.
İnsanlar kaçıyor,bağrışmalar. Bir çocuk, bir çocuk ağlıyor...Kendim için değil ama çocuk var, yapmayın.
"Mira!"
Hareket etmem lazım, çocuk hala ağlıyor.
"Eğil, Mira!"
Çocuk susmuyor, Zayn.
Çocuk, çocuk, çocuk...Kafamın tam içinde. İzin vermiyor, susmuyor, hareket edemiyorum.
"Zayn!" Seslerin susması için bağırmam gerekliymiş gibi ortalık ölüm sessizliği adeta.
Kollarına almaktan yine çekinmiyor.
"Eğil, eğil." Başımı göğüsüne bastırıyor.
Şu an, tam burada ölmek istiyorum.
"Korkma, korkma, güzelim. Geçti..."
Sessizlik hiç bu kadar korkunç olmamıştı. Gözlerimi kapatıp açsam bu enkazdan çıkabilir miydim?
Deniyorum.
Kan.
Kırmızı gül.
Mermi.
Gözlerimi açar açmaz yerlerde ki mermi kovanlarına daldım.
"Bak bana, bana bak! Bir şeyin var mı? Bir yerin acıyor mu?" Kafamı kaldırıp bakıyorum ama ağzımı açamıyorum. Elleri bedenimi kontrol ediyor, titriyorum.
Çok ses, çok gürültü.
Şimdi de polis ve ambulans sesleri.
"Ben...Ben yüksek sesten çok korkarım." Az önce dünyanın en saçma cümlesini kurmuş olabilirim.
"Burdayım, gittiler. Yalvarırım, korkma." Tekrar bedenimi sarıyor kolları.
Yapma, Zayn. Ölüm bile tatlı geliyor kollarında.
Diyebileceğim hiç bir şey yoktu. Yattığımız yerden toplandı ve hiç zorlanmadan bedenimi kucakladı.
"Benim yüzümden, benim, benim. Tanrım...seni getirmemeliydim." Kendini hesaba çekiyordu sanki. Yüzünü ellerimin arasına aldım.
Ağlıyor muydu?
"Şşt, senin suçun değil."
"Ben seni hak edecek adam değilim." Karşısında ben vardım ama sanki başkasına konuşuyordu.
Ona onu ne kadar çok sevdiğimi söylemek için ağzıma açmıştım ki beyaz gömleğinin üstünde oynayan kırmızı lazeri fark ettim.
Gözleri gözlerimi takip etti.
Sonra kırmızılık beyaz elbisemde zikzaklar çizdi. Sonra ona sonra tekrar bana...Aramızda mekik dokuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Appreicate |Malik
Fanfiction"Bizi öldürdün. Bizi kim geri getirecek?" Kendine biraz daha yaklaştırdı. Eli, kalbimin üstünde durdu. "Burada bir ihtimal var, biliyorum. Ben o ihtimale tutunuyorum." Ocak/2019