16

517 21 0
                                    

Bırak acı çeksin. Pişman olacaksın. Yapma. Yap, kızım. Hak etti. Sen bu değilsin.

Kafam gidip gelirken mırıldandım.

"Ben sizin gibi olmayacağım."

Elimde ki odunu adamın sırtına tüm gücümle indirdiğimde acı bir iniltiyle yeri boyladı.

Şerefsiz.

Dövdüğü adamın üstünden kalktı ve yere düşen bıçağa baktı. Bir şeyler demek için ağzını açtığı sırada ona hiç bakmadan elimi susması için kaldırdım.

Sesini duymaya tahammülüm yoktu. Ona teşekkür de etmeyecektim.

Elimdeki sopayı neredeyse ona doğru fırlattığımda birkaç adım geriye zıpladı ve gülüşünü işittim. Bu beni neredeyse çıldırtmak üzereyken sabırla sesimi çıkarmadım.

"Hiç değişmemişsin."

Sabır.

Tanrım bu gece senden tek dileğim bu.

Sarsak adımlarla yürümeye başladım. Başıma sağlam bir darbe almıştım ve sarhoştum. Gecenin bu saatinde de taksi bulamazdım. Yürümem lazımdı ama bayılacakmış gibi hissediyordum.

"İyi değilsin." Arkamdan seslendiğinde sesini duymak beni iyice sarhoşa çevirdi.

"Mira!"

"Siktir git! Adımı ağzına alma." Ona ilk defa küfür etmiştim. Şaşırdığını biliyordum.

Yalnız olduğumu uzun zaman önce anlamıştım. Kaybetmiş olduğumu da karşıma çıktığı ilk an da.

Tamam, sağlam bir maddi darbe almıştım ama onu hiç kazanmadığımı bildiğim halde kaybettiğimi hissetmiştim.

Bardan biraz uzaklaştığımda daha fazla dayanacak gücüm kalmadı olduğum yere yığıldım.

Ruhen ve fiziksel olarak iyi değildim. Çok yerde sürüklenmişim. Vücudumda morluklar ve yaralar vardı, acılarını belli ediyorlardı. Elimi başıma götürdüğümde şişlik kendini belli etti.

Belki de hastaneye gitmeliydim. Gözlerim neredeyse kapanmak üzereyken yanıma çöktüğünü gördüm.

"Sakın dokunma." Sesimi kendim zor duymuştum duyduğundan emin değildim.

Beni dinlemedi.

"Çek ellerini." Beni kucakladığında yarı açık gözlerimle gözlerine baktım.

"Ne oldu sana böyle?" Benimle değil de kendisiyle konuşuyormuş gibiydi.

Şaka mısın be adam?

"Cesedine iyi bak, katil." Bayılmadan önce son kelimelerim bunlar oldu.

***

Gözlerimi açtığımda başımda dikilen Demir'i gördüm.

"Ne dikiliyorsun başımda?" Terslediğimde güldü. İnsanlar bu aralar terslenmekten hoşlanıyordu galiba.

"Bir gün seni hastanelerden toplayacağımı biliyordum. Ne oldu? Nasıl geldin?"

Demir bu kadar boş yapan bir adam değildi. Hangi ara bu hale gelmişti?

"Başım ağrıyor." Bir küfür savurdu ve karşımda ki sandalyeye oturdu.

Ona Zayn'den bahsetsem büyük ihtimalle onu bulur ve döverdi. Sahi o neredeydi? En iyi yaptığı şeyi yapıp bırakıp gitmişti. İyi de yapmıştı. Yüzüne bakıp hesap soracak gücüm yoktu.

Fiziksel olarak canım acıyordu ama bugün ruhen farklı hissediyordum. Üzerimde bir ezilmişlik vardı. Ne kadar bu hale kendimi sokan ben olsamda onun karşısında güçsüz konumda olmak gururuma dokunmuştu.

Appreicate |MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin