6

796 38 2
                                    

(Eğer okuyorsanız bir yorum ya da bir beğeni ile lütfen kendinizi belli edin :)

Mutfak masasında ki bar taburesine oturdum ve izlemeye başladım. Öylesine yaptığı makarnaya dünyanın en titiz işiymiş gibi davranıyordu. Aniden hayatıma giren bu adama git gide daha çok alışıyordum. Kaç ay olmuştu tanışalı? Beş olmalıydı. Biraz çalkantı da geçirsek de şu aralar, arkadaşlığımız için çok çabalıyordu.

"İşte hazır." Önüme kocaman bir tabak köri soslu makarna koydu.

"Zehirlenme ihtimalim?"

Koyduğu tabağı geri çekti.

"Ben yerim o zaman."

"Hey," dedim ve masanın üstünden onun tarafına eğildim.Masa zaten küçüktü.Burun buruna gelmiştik. Tabağı tuttuğu elinin üstüne koydum elimi, makarnayı çekmek için.

Elinin üstümde ki elim karıncalanırken yüzüme çarpan nefesi kitlemişti. Bakışları önce dudaklarıma kaydı sonra gözlerime. Burnu burnuma sürttüğünde gözlerim istemsizce kapandı.

Arkadaşlar böyle yapmazdı.

"Mira,"diye fısıldadığında kendini zor tutuyormuş gibi hali vardı. 

"Hımm," mırıldandığım da hızla inip kalkan göğüsü, bakışları...Tanrım!

Ve sonra...diğer elinin tersiyle hızla ittiği tabağın kırılma sesiyle eş zamanı olarak beni masaya çekip oturtması ve dudaklarımı açlıkla öpmesi bir oldu.

Saçlarından tutup çekmem ile ağzından belli belirsiz bir inleme çıktı. Üstünde ki etkimi fark ettiğimde keyifle ona karşılık vermeye devam ettim. Bacaklarımı vücuduna sardım. Artık bir bütündük. Dudakları boynuma darbeler bırakırken kendimden geçtiğimi hissediyordum.

"Zayn," ismi ister istemez dudaklarımdan döküldü.

"Bu gece benim için, çıldır." dediğinde bir an aklım tanışmamıza gitti. İzin istiyordu. Şu pozisyondan bu teklif düşünülecek gibi değildi. Kalbim, egolarını ve mantığını bir kenara at dercesine çarpıyordu.

Şehvetle kararan ela gözlerine cevap olarak dudaklarına uzandığımda yarım ağız gülüşünden öpmüştüm.

Tek bir hamle ile beni kucaklayıp odasına götürürken birden kapı çaldı. Duymuyor gibiydi.

"Ka-kapı,"dedim belli belirsiz soluklarım arasından.

"Boşver." Omuz silktiğinde ona uydum fakat ısrarla çalıyordu. Sonra Zayn'in telefonunun melodisi de zil sesiyle karıştığında beni yavaşça olduğumuz yere bıraktı ve alnımdan öpüp kapıya yöneldi.

"Hay sikeyim ama," Küfür etmesine kıkırdadım.

Gelen kimdi bilmiyorum ama beni böyle görmemesi gerekiyordu. Çaprazımda bulunan lavaboya kendimi nasıl attığımı bilmiyorum. Ayna da ki yansımamı gördüğümde elektrik çarpmışa döndüm. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Dudaklarım ve yanaklarım kıpkırmızıydı. Saçlarım dağılmış. Ve boynum...

Yüzüme soğuk su çarptığımda bile yanıyordum.

Lavabodan çıktığım da sesler beni salona doğru yönlendirdi. İlk görüş alanıma tam karşıda ki Zayn girdiğinde yüzün de tıpkı o gün ki gibi huzursuzluk vardı. Gelen kişinin sırtı bana dönüktü. Onlara doğru ilerlediğimde adam beni gördü ve ayaklandı. Umarım tanıdık biri çıkmazdı. Çünkü az önce seviştiğimizi kim görse anlardı.

"Mira Saruhan," İsmimi duymam ile gerçek dünyaya döndüm.

"Merhaba?" Beyaz saçlı ,hafif kilolu yaşlı bir adam karşımdaydı fakat gözlerinde ki anlamlandıramadığım duygu ile pek de yaşlı durmuyordu. Elini uzattığında tokalaştık.

"İş dünyasında adınızı çok duydum." Karşımda yaşlı biri vardı ve namımdan bahsetiyordu. Kendimle gurur duyuyordum, her zaman.Hele ki bir kadın olarak bunları başarmış olmaktan!

Sonra devam etti.

"Ben, Zayn'in amcası William."Pek belli etmese de amcasına basılmış sayılırdık. Utanç beni kısa süre esir yapsa da toparlandım. Bakışlarım Zayn'e kaydığında amcasına öfkeyle bakıyordu. Ters giden bir şeyler vardı.

"Memnun oldum,"dedim ve ikisini de net görebileceğim bir yere oturdum.

***

Zayn Malik;

Kapıyı açmadan önce Mira'ya kısaca baktığımda lavaboya girdi. Kapıyı açtığımda karşımda amcamı görünce kanımın çekildiğini hissettim. Mira içerideydi!

"Oğlum?"

"Mira içerde, amca." dedim kapıyı arkamdan kapatırken. Onu içeriye alma gibi düşüncem yoktu fakat elinde süs olarak gezdirdiği bastonu ile kapıya vurdu ve bir şey demeden içeri geçti. Peşinden bakarken yumruklarımı sıkıyordum.

"O kızla sevişecek miydin?"dedi koltuğa otururken. Her zaman her şeyi bilmesinden nefret ediyordum.

"Evet."

"Aferin, evlat. Sözümü hep dinledin." Buraya kime göz dağı vermeye gelmişti bana mı Mira'ya mı?

İçeriden Mira toparlanmaya çalışmış şekilde gelirken az önce ellerimin arasında ki kıza gülümsemek istedim fakat vicdanım buna izin vermedi.

Tanışma fasılları bittiğinde bir sessizlik oluştu. Zaten her şey yeterince zordu. Neden?

"Şirket de işler nasıl?" diye tekrar bir soru yönelttiğinde bakışlarımı Mira hariç her yere çevirdim.

"Gayet iyi, efendim. Teşekkürler.'' Karşımda bana çok yabancı gelen bir kadın duruyordu, şimdi. Gözlerinde ki soğukluğu ve gardını hissetmemek imkansızdı. Ben imkansıza rağmen kalbinde yer edinmiştim.

"Ortağın Ramiz Bey ile yıllar önce bir iş yapmıştık."dediğinde kaşlarım iyice çatıldı. Mira'yı çok hafife alıyordu. Biraz oturup düşünmesi bile kuşkulanmasına yeterdi. Mira'nın tepkisini merak etmiştim. Önce bir durakladı daha sonra konuştu.

"Doğrudur."dedi kısaca.bAralarında ki diyalog bir beş dakika daha devam etti ve William gitmek için ayaklandı.

"Kendinize iyi bakın, çocuklar. Sana da iyi şanslar, Mira." Kapı kapanmadan önce son sözleri derin bir nefes almama sebep oldu. Mira kaşları çatık şekilde kapıya bakıyordu.

"Kusura bakma ama amcan da anlayamadığım bir huzursuzluk var."

"Hep öyledir." dedim kestirip atarak. Yalan değildi.

Sonra kollarından çektim ve kollarımın arasına aldım.

"Gitme. Benimle uyu." Bu kıza teknik olarak ihtiyacım yoktu ama garip şekilde yanında mutlu hissediyordum.

Kokusunu içimi çekerken vicdanımın sesi kulaklarımda yankılandı.

"Yanlış yapıyorun, Zayn. Yapma."

Appreicate |MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin