2-

87.8K 7.1K 11.5K
                                    

"Jungkook! Gucci gömleğimi gördün mü?"

"Taehyung senin bir sürü Gucci gömleğin var. Hangisini kastediyorsun anlamıyorum."

"Ha haklısın, neyse ben üst kata bir bakacağım."

Jungkook Taehyung'un bu şaşkın haline gülmüştü. O salonda televizyon izlerken Taehyung da odasını toplamaya karar vermişti. Uzun zamandır ilk defa programları yoktu, onlar da bunu değerlendirmek istemişti.

"Buldum! Neredeydi biliyor musun? Yeontan'ın yatağının içinde! Şimdi bunu yıkamam gerekecek." Demişti Taehyung, merdivenleri döve döve inerken.

Jungkook kendini tutamayıp bir kahkaha patlattı.

"Belki de seni Yeontan'dan da korumalıyım, ha?"

Taehyung ise ona yüzünü buruşturarak karşılık vermişti.

Jungkook kafasını iki yana sallayıp, gülerek televizyon izlemeye geri dönmüştü.

Ama sonra, aklına dünkü ödül töreninden beri duş yapmadığı gelmişti. Ellerini saçlarına atıp, kalıp gibi olduklarını anlayıp duşa girmeye karar vermişti.

Hızlıca bir duş alıp çıkmıştı, üzerine sadece siyah bir eşofman giyip Taehyung'un odasına yönelmişti.

Odaya girmeden, kafasını kapıdan uzatıp Taehyung'u izlemeye başlamıştı.

Taehyung çekmecelerini düzenlemeye o kadar dalmıştı ki Jungkook'un geldiğini farketmemişti. Jungkook da bunu fırsat bilip kendini Taehyung'un çarşaflarını yeni değiştirdiği yatağına atmıştı.

"Ya! Jungkook napıyorsun ben o yatağı yeni top-" Taehyung'un kükreyerek başladığı cümlesi yarısında gücünü yitirmiş, tam bitiremeden de kesilmişti.

Jungkook bunu farkedip yatar pozisyonunu değiştirmiş, dirsekleri üzerinde uzanmaya başlamış ve noldu dercesine kafasını sallamıştı. Ancak dirseklerinin üzerinde durmaya başlayınca zaten belli olan kasları daha da belirginleşmiş ve Taehyung'un gözlerini faltaşı gibi açmasına neden olmuştu.

"Senin odan yok mu ya! Gitsene odana sen, bak Yeontan odana gidiyordu en son, sen bir bak ona bence." Taehyung Jungkook'u kollarından tutup kapıdışarı etmişti.

Jungkook ise hiçbir şey anlamamış, Yeontan'ın odasına girmesi yasak olduğu için koşa koşa onu çıkarmaya gitmişti.

Ama sorun şuydu ki, Yeontan bugün tıraş olmak için veterinere gitmişti.

Taehyung ne olduğunu anlayamamıştı. Ama çok da anlam yüklemeyip odasını toplamaya geri dönmüştü.

*

"Gece bir şeyler yapmak istiyor musun? Yani bir planın var mı ona göre güvenliklere haber vereceğim."

Taehyung düşünmüştü, Jungkook kaç gündür izin yapmıyordu?

"Hayır hayır, benim planım yok. Ama senin var, ailenle vakit geçirmek."

Jungkook garipseyerek gülümsemişti.
"Taehyung benim ailem zaten sensin." Söylediği şeye kendi de şaşırmış, nolduğunu anlayamamıştı.

"Yani zamanım sürekli seninle geçiyor ya ondan."

Taehyung da açık ağzını kapatıp "Hayır hayır, biyolojik ailenden bahsediyorum, ya da arkadaşların falan, onları uzun zamandır görmüyorsun Jungkook. Lütfen git ve eğlen."

Jungkook'un içini bir korku sarmıştı. Ya o etrafta yokken biri Taehyung'a bir şey yapmaya kalkışırsa?

Jungkook buna izin veremezdi.

"Taehyung, yapamam, seni yaln-"

"İtiraz yok, sadece bir gece Taehyung. Bir gün bile değil, bir gece. Geldiğinde burada olacağım, evden çıkmayacağım."

Jungkook ne derse desin Taehyung kararından vazgeçmeyecekti o yüzden kabul etti.

"Sadece bir gece."

*

"Bak Jungkook, Kim Taehyung'un etrafındaki yaşam dışında, dünya böyle bir yer. Bir sürü insan var falan ama merak etme çoğu kendi halinde, ünlü aktör Kim Taehyung'a saldırı falan düzenlemeye çalışmıyorlar yani."

"Jimin kapa çeneni."

Jungkook ailesine uğradıktan sonra iki aydır görmediği arkadaşı Jimin ile dışarı çıkmıştı.

"Ne ama? Seni televizyonda izliyorum. 'Dış dünyada' ünlüsün. 'Kim Taehyung'un sağ kolu Jeon Jungkook' vay be."

"Susacak mısın? Buraya geldim ve tek yaptığın Taehyung'tan bahsetmek. Sen neler yapıyorsun anlatacak mısın?"

"Bir şey yapmıyorum, şirketten arkadaşlarım var, Namjoon Hyung, Seokjin Hyung ve Jackson Hyung, senin yokluğunda onlarla takılıyorum, onun dışında dans kursuna yazıldım, genel olarak hiphop tarzında ama ara sıra modern dans saatlerimiz oluyor. Hayatım iş ev ve dans kursu arasında geçiyor, bu kadar."

Jungkook sadece kafasını sallamakla yetinip elindeki vodkayı kafasına dikmişti.

"Jungkook?"

"Efendim?"

"Bişey sorucam ama kızma."

"Sorsana Jimin ya, ne uzatıyorsun?"

"Bak sormadan kızıyorsun, Kim Taehyung böyle yapsa kızmazsın ama."

Jungkook arkadaşının kıskanç hallerine gülmüştü.

"Sor Jimin, gerçekten kızmayacağım."

Jimin Jungkook cümlesini bitirdikten sonra yerinde zıplayıp duruşunu düzeltmiş, karşısındaki büyük çocuğa keskin bakışlar ile bakıp konuşmuştu.

"Min Yoongi ile Kim Taehyung arasında bir şey var mı cidden?"

Jungkook gelen soruyla afallayıp, sadece "Sanane lan?" Demişti.

Jimin bu cevaptan memnun olmayıp "Hadi ama, ben senin en yakın arkadaşınım, söz kimseye söylemem söz!" demişti.

Jungkook da söylemekten zarar gelmeyeceğini düşünüp sadece "Hayır yok." Demişti.

Ve aldığı cevap kocaman bir kahkaha ve "Biliyordum." cevabıydı.

*

Park Bogum, dağ arabasından inip, şehir manzarasına bakarken telefonunda 'o' numarayı tuşlamıştı.

"Her şey hazır mı? Tamam, giriyoruz."

Arkasındaki arabalara eliyle işaret vermiş, içindeki adamların çıkmasını sağlamıştı.

*
Jimin ve Jungkook yaklaşık 3 saattir aynı masada oturuyordu, Jungkook ayık olması gerektiği için çok içmemiş, Jimin ise hafif çakırkeyif olmuştu.

"Aaa, bak!" Demişti Jimin, Jungkook'un sırtının dönük olduğu televizyonu işaret ederek. "Senin aktör, yine televizyonda, haberini yapmışlar."

Jimin sözünü bitirdiği gibi kafasına masaya koyup gözlerini kapamıştı. Jungkook da arkasına dönüp, habere bakmıştı.

"Ünlü Aktör Kim Taehyung, Seul'daki villasında gece 22.00 saatlerinde saldırıya uğradı, yetkililer eve girdiğinde Kim Taehyung yaralıydı, şuanda Hastaneye sevk edildiği biliniyor."

Ve Jeon Jungkook, arkadaşı Park Jimin'i oturdukları masada bırakıp, arabasını son hızla Seul Hastanesine sürmüştü.

Vicdan azabının tüm vücudunu sardığını hissediyordu. Evet, işini mükemmel yapmak onun için çok önemliydi ancak bu hissettiği farklı bir şeydi, bir parçasının eksilmesinden duyduğu korkuydu. Kendine olan kızgınlığı, Taehyung'a olan şeftakiyle sakinleşiyor ve yaşlanmış gözleriyle yolu seçmeye çalışıyordu. 

Kendi kendine, ''Gitme, şimdi değil, hayır, yapma bunu bana.'' diye sayıklıyor, bitmek bilmeyen yola küfürler savuruyordu. 


gangsta 𐤀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin