gangsta 𐤀

10-

Jungkook yeni uyanmışlığın verdiği mayışıklıkla, ayaklarını sürerek mutfağa girmişti. Kahvaltı hazırlamak için tüm üstünü ve mutfağı kirleten Taehyung'a şaşkınlıkla bakıyordu.

"Günaydın, Bay Jeon. Yumurtanızı nasıl istersiniz?"

Jungkook tek kaşını havaya kaldırmıştı.

"Taehyung sen yumurta kırmayı bile bilmiyorsun."

Taehyung'un heyecanı, Jungkook'un onu aydınlatmasıyla gitmişti. Elindeki yumurtaları tezgaha geri koymuştu.

Jungkook onun bu çocuksu haline gülümsemiş, yanına yaklaşıp bıraktığı yumurtaları almıştı.

Karşısında gönlünü alması gereken bir Kim Taehyung vardı.

"Ama bilmemen bir şey değiştirmez değil mi? Sana öğretebilirim, ister misin?"

Taehyung somurtarak "Setten önceki son günümüz, sana güzel bir kahvaltı hazırlamak istemiştim. Onu bile beceremedim." Demişti.

Jungkook onun bu tatlılığına karşın çıldıracağını hissetti. Resmen ilgi isteyen bir bebek gibi davranıyordu karşısındaki kişi.

Elindeki yumurtaları bırakıp, Taehyung'un yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Sorun yok, Taehyung. Seninle beraber yapmak daha eğlenceli olacak, kendini üzmeyi bırakır mısın?"

Taehyung gözlerini Jungkook'un gözlerine dikerek, Jungkook'un ellerinin izin verdiği kadarıyla kafasını onaylarcasına sallamıştı.

Bugün Taehyung, gerçekten bebek gibi davranıyordu.

"Bak şimdi, çok sert vurmamak gerek, yoksa tüm hepsi dağılır."

Jungkook elindeki yumurtayı kırarken Taehyung da onu taklit ediyordu.

"Tamam anladım. İzle şimdi."

Taehyung hiçbir sorun çıkarmadan yumurtayı Jungkook gibi kırdığında, sevinçten yerinde zıplamıştı.

Jungkook da yanağından bir makas almıştı.

"Şimdi çırpman gerek, durmadan, hızlıca."

Taehyung dilini dışarı çıkarmış, Hızlıca yumurtayı çırpmaya çalışıyordu.

"Oluyor mu, Jungkook? Yanlış yapmıyorum değil mi?"

Jungkook onun bu hırsını hayranlıkla izliyordu.

"Evet evet. Oldu. Şimdi onu tavaya dökmen gerek."

Taehyung Jungkook'un dediği gibi yapıp, çırptığı yumurtayı tavaya dökmüştü.

"Tamamdır, bu kadar. Başardık!"

İkili birlikte eğlenmenin ve yumurtayı başarıyla tavaya koymanın mutluluğuyla gülümseyip, beşlik çakmışlardı.

Jungkook kollarını açıp, Taehyung'u oraya çağırmıştı.

Taehyung da Jungkook'u ikiletmeden, kollarındaki yerini bulmuştu.

Biraz Jungkook'un göğsünde dinlendikten sonra, kafasını kaldırıp, Jungkook'un gözlerinin içine bakmaya başlamıştı.

Sanki bir şeyler anlatmak istiyormuşçasına.

Jungkook'un gözleri Taehyung'un dudaklarına kaydığında, dönüşü olmayan bir yola girdiğinin farkındaydı. Daha fazla bekleyemiyordu.

Gitgide Taehyung'un dudaklarına yaklaşırken, kelimeler döküldü dilinden.