Jungkook takım elbisesinin düğmesini ilikleyip, Taehyung'un kapısını açmıştı.
Görevini layığıyla yapması gerekiyordu.
"Teşekkür ederim, Bay Jeon." Dedi Taehyung, Jungkook'un tam gözlerinin içine bakarken.
"Ne demek, efendim." Demişti Jungkook, küçük bir sırıtışla.
İkisi de küçük sırlarını açığa çıkarmamak için ciddiyete bürünmüştü, aslında bakarsanız, küçük değil, baya büyük bir sırdı.
Taehyung önde, Jungkook arkasında setin girişine doğru yürümeye başlamışlardı. Şirket CEO'su kapının girişinde Taehyung'un gelmesini bekliyordu, heyecanlı olduğu yüzünden pekâlâ anlaşılıyordu.
Taehyung CEO'nun tam önünde durup, elini uzattı. CEO'da Taehyung'un uzattığı eli sıkıp, büyük bir gülümseme sundu.
"Umarım hepimiz için güzel bir proje olur ve çekimlerde sıkıntı çıkmaz. Hadi, gelin de size seti göstereyim." Dedi Taehyung ve Jungkook'a seslenerek.
Taehyung da hiçbir şey dememiş, sadece kafasıyla onaylamıştı.
İçeri bakıldığında gerçekten güzel ve her şeyin düşünüldüğü bir set olduğunu gördü Taehyung, tam istediği gibiydi.
Eggie'nin geldiği yumurta, Ran'in mutfağı, hepsi aynı Webtoon'daki gibi düzenlenmişti. Özünü bozmamalarını sevmişti.
"Gerçekten güzel hazırlanmış, umarım sorun çıkmadan çekimlerimizi hallederiz." Dedi Taehyung hâlâ etrafına bakınırken.
Gerçekten güzeldi, çok çok güzeldi. Kendini bir webtoon'a düşmüş gibi hissetmekten daha güzel ne olabilirdi ki zaten? Jungkook'un duda- Herneyse herneyse, bunu boşverin.
İlerdeki kızıl saçlı Sung Kyung'u gördü, rolünün gerektiği gibi saçlarını boyatmıştı.
"Hey!" Demişti Taehyung. "Merhaba Ran, gerçekten role çok uyuyorsun."
Sung Kyung Taehyung'un sesini duyduğu gibi onun tarafına dönerek kocaman bir gülümseme takınmıştı.
"Teşekkürler Eggie! Senin de pek bir farkın yok."
İkisi de birbirlerinin cümlelerine kahkaha atıp, dostça sarılmıştı.
"Set çok güzel, değil mi? Sanki webtoon'un içindeymişsin gibi." Demişti Sung Kyung.
Taehyung da onu onaylamıştı. "Buraya geldiğimden beri inan bunu düşünüyorum."
Taehyung'un aklına birden, uzun boylu, kaslı ve dün ölesiye öpüştüğü adam düşmüştü, sahi nerdeydi o?
En son arkasında diye hatırlıyordu, bu yüzden hışımla arkasına döndü. Gördüğü şey ellerini önünde birleştirmiş, yerinden bir milim bile kıpırdamamış ona gülümseyerek bakan Jeon Jungkook'tu.
"Sen! Sen Taehyung'un yakışıklı koruması olmalısın, gerçekten Taehyung'u hiç yalnız bırakmıyormuşsun. Tanıştığıma memnun oldum." Demişti Sung Kyung, sessizliği bozmak için.
Jungkook da samimi bir şekilde gülümsemiş, Sung Kyung'un uzattığı eli sıkmıştı. "Ben de çok memnun oldum, işinizdeki başarınızı tebrik ederim." Demişti.
Sung Kyung gerçekten tatlı bir insandı, demek ki onu işinde başarılı yapan da buydu.
Ve ardından Jungkook, o hiç haz etmediği adamı gördü.
Park Bogum'u.
Taehyung'a gülümseyen gözlerle yürüdüğünü görmek, o gözlere yumruğunu indirmek istemesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gangsta 𐤀
FanfictionJeon Jungkook, ünlü aktör Kim Taehyung'un korumasıydı. Bir süre sonra korumak onun için bir görevken, içgüdüye dönüşmüştü.