Henüz on yedi yaşında aşkla tanıştım.
Hayır. O beni değil, ben onu bulmuştum.
Evet. Ben bir öğrenci, o ise bir öğreticiydi.
Fakat, bir sınıfta tanışmamıştık.
Doğru. O öğretiyor, ben ise öğreniyordum.
Fakat onun öğrettiği ve benim öğrendiğim şey ma...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
●BÖLÜM 9● "Platoniklik Sorunsalı"
Dün düşmüştü yeniden gözlerimin önüne. O kadına nasıl cevap vermişti öyle? Oysaki ben de aptal gibi aklımdan onun değimiyle 'fesat' bir şeyler geçirmiştim. Eğer 'seni derslerinle sözlendirdim.' demeseydi. Yanlış anladığımdan kesinlikle olay çıkarıp, Atilla Hoca ile büyük bir tartışmaya girebilirdim. Sonra işte o zaman dönüşü olmaz bir pot daha kırmış olacaktım.
Yanındaki genç adama gelirsek sanırım arkadaşıydı. Ulaş abinin çok tuhaf gelen bir takım davranışları vardı ama yinede iyi bir insana benziyordu. Atilla hocanın ise ona neden sürekli azarlarcasına konuştuğunu bir türlü anlamamıştım. Belki ben gelmeden önce tartışmışta olabilirlerdi.
Annem dün eve döndüğümüzde, Atilla Hoca hakkında bana bir takım sorular sormuştu. Sonra annemle aramız bozuldu işte. Ama ona yeniden onun öğrencisi olduğumu söylememiştim. Aramızdaki hem öğrenci hem de yeni olan ve de henüz alışamadığım arkadaş ilişkimiz öyle karmaşıktı ki. Buna ben bile kendimi alıştıramamışken anneme bunun açıklamasını yapmak çok zor olurdu. Bu yüzden tabii ki arkadaş ilişkimizden bahsetmedim ve sadece babası vefat ettiği için öğretmenime baş sağlığı dilediğimi söyledim.
Annemden bir şeyi daha saklamıştım ve bu sakladığım şey arkadaş olmamızdan daha büyük bir gerçekti. Haftaya tekrar Atilla hocadan ders almaya başlayacağım. Anneme bunu söylemedim. Eğer söylersem bir erkekten ders almama izin vermezdi. Sonra babamdan sakalayalım derken bir sürü yalan söylemişti. En azından benim yüzümden babama yalan söylemiş olmayacaktı. Yani tüm yalanları söyleyen yalnızca ben olacaktım.
Ben de bir bayan hoca bulup onunla çalışmak isterdim fakat üç hafta boyunca bir tane bile bayan hoca bulamamıştım. Bunu annem kendi de biliyordu. Sınav haftama çok az kaldı ve Atilla Hoca güzel ders anlatan biri. Ona bana ders vermesini teklif edende bendim. Şimdi ona 'ben gelemeyeceğim' diyemezdim. Sonuçta her şey kararlaştırılmıştı. Bu yüzüstü bırakmak olurdu.
"....inanabiliyor musun Defne? yanlışlıkla fotosunu beğendim. Ben ya onca zamandır stalker ustası olmuş ben böyle bir hata nasıl yaparım? Ama Allah'ıma bin şükür feck hesabımdaydım da rezil olmadım... dinliyor musun?"
"Hıı?"
"Hı ne Defne? Söyle bana bakayım demin sana ne anlattım?"
"İşte çocuğun şeysini şey yapmışsın."
"Al işte yine dinlemedin. Bundan sonra sana asla bir şey anlatmayacağım. Caner'e ya da Orkun'a anlatacağım." Gamze trip atıp arkasını dönüp Caner'e yöneldiğinde zavallı çocuk başına geleceklerden habersiz kollarını sırada kavuşturmuş başında kollarının içine gömmüş mışıl mışıl uyuyordu.
