Lütfen, paragrafları yorumsuz bırakmayınız.💋
Medya|Fleurie- Can You Hear Me?| (Bölümde geçtiği yerde medyayı açarak dinleyebilirsiniz :)
■KEYİFLİ OKUMALAR■
●BÖLÜM 10● "Beyaz Sayfa"
Bu soğuk ve yağışlı sabaha zinde uyanmıştım. Çünkü bugün yeni bir gün, yeni bir başlangıçtı... bugün açılan beyaz sayfaya yeni çizgiler çizilecekti. Atilla ile aramızdaki buzlar onun taziye günü gördüğüm hâlinden sonra dayanamayıp öğretmenim olmasını teklif etmemle çözülmüştü.
Fakat Gamze ile aram hâlâ bozuktu ve böyle olması daha doğruydu. Belki bu sayede düşünecek vakti olur, aklı birazda olsa başına gelir ve beni anlardı diye düşünüyordum. İlk kez bu kadar uzun küs kalmıştık. İçimden bir ses durmaksızın telefonu alıp mesaj atmamı istiyordu. Çünkü o benim en yakın arkadaşımdı ve küs olmak insanı çok yalnız hissettiren karşındakini değil, kendisini cezalandırdığı bir saçmalıktı. Hiç en yakın arkadaşımla bu kadar ayrı kalmamıştık. Umarım dayanamayıp bir aptalık yapıp barışmaya çalışmazdım. Eğer öyle bir şey yaparsam her şeyi mahfetmiş olacaktım...
Annemle ve erkek kardeşim Kerim'le durmaksızın tartışır aramız bozulur ve haklı olsamda olmasamda sürekli özür dileyen, alttan alan dâima barışmak isteyen taraf durmaksızın ben olurdum. Doğru. Fakat Gamze ile ise yıllardır süren arkadaşlığımızda aramızda ilk kez bu denli büyük bir kavga çıkmış ve biz birbirimize ilk kez küsmüştük. Ama bizim barışmamamız gerekiyordu.
Özür dilememe sebebim gururumdan değildi. Aklımda daha farklı şeylerin filizlenmesindendi. Ve maalesef ki bu aklımdaki şeyler, bu küslüğü uzatabildiğim kadar uzatmamı gerektiriyordu.
Bunun dışında o d bana mesaj atmıyordu. Benim atmadığımı görüyorsun sen at değil mi? Ama yok! Eşek damarı tuttu ya hanımefendinin, Nuh der peygamber demezdi... Gıcık insan müsveddesi!
Şuan o kadar sinirliydim ki Gamze'yi arayıp ona kendisine ne kadar kızdığımı anlatmak, birçok konudan konuşup muhabbet etmemek için kendimi çok zor tutuyordum. Fakat hayır. İlk adımı atan ben olmayacaktım.
Gözlerimi açtığımdan beridir yatağımda oturur pozisyonu almış, karşımda Gamze'yi hayal ederek kendi kendime atarlara triplere giriyordum. Hâlbuki, benim hazırlanmam Atilla'nın evine ders çalışmaya gitmem gerekiyordu.
Dün babama matematik hocasına gideceğimi söylediğimde bana "Hangi öğretmene?" diye sordu.
O ana kadar nasıl açıklayacağımı daha önce hiç düşünmediğim için birkaç kem kümün ardından iki kelimeyi anca yan yana getirmiş ve ağzımdan bir anda; motor kullanmayı dahi bildiğini söyleyen annemin tayini çıkmış, bayan olan(!), matematik öğretmenimin son anda tayininin iptal edildiğini anlattım ve yine aynı hanımefendiden öğrenim görmeye gideceğimi dün ona haber ettim. Başta babam şüpheyle kısılan gözleriyle beni konuşmadan bakışlarıyla sorgulasada nihayetinde söylemek zorunda kaldığım yalana inanmıştı ve bugün için öğretmenin parasını vermişti.
Anneme ise, Gamze'nin öğretmenine gidiyor olduğumu söylemiştim. Babam ile anneme neden iki farklı yalan söylediğim konusunda ben de kendimi sorguluyordum ama artık her şey için çok geçti. Şimdi ise bu yalanlar zinciri hâline gelmiş hikâyenin nereye kadar gideceğini bilmediğim bir yalan tireninde alametlere doğru yol alıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENÜZ ON YEDİ
ActionHenüz on yedi yaşında aşkla tanıştım. Hayır. O beni değil, ben onu bulmuştum. Evet. Ben bir öğrenci, o ise bir öğreticiydi. Fakat, bir sınıfta tanışmamıştık. Doğru. O öğretiyor, ben ise öğreniyordum. Fakat onun öğrettiği ve benim öğrendiğim şey ma...