Lütfen, paragrafları yorumsuz bırakmayınız.💋
●BÖLÜM 7● "Öğretmenim Olur Musun?"
Elimdeki tabakla yukarı çıktım. Söylediği kapıyı bulduğumda boştaki elimle kapının kulpunu çevirdim. Fakat kapı sıkıştığı için midir nedir açılmıyordu. Tekrar ve tekrar denedim ama yine açılmamıştı.
Acaba içeride bir varda o mu kitledi?
diye düşünürken bir yandan da kapıyı çalıyordum. Ama açan olmamıştı. Son bir kez daha çaldım yine açan olmayınca demekki kimse yok içeride diye düşünerek elimdeki tabakla arkamı döndüğüm sırada arkamdan kapının açılma sesini duydum.
Başımı çevirdiğim sırada karşımda gördüğüm kişiyle şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Keza karşımdaki gözleri kızarmış, en son hatırladığımdan bile daha dağınık saçlarıyla onunda benden pek bir farkı yoktu.
"Öğretmenim!" Kelimesi şaşkınlığımdan istifade edip dudaklarımdan dökülüvermişti.
"Bücür ?..." dedi şaşkın sesi ağladığından olsa gerek çatallaşmıştı.
"Be-Ben... burada olduğunuzu bilmiyordum." diye saçma sapan bir cümle kurdum. kurduğum bu cümleye değil hiçbir cevap, başını eğmekten başka hiçbir tepki vermiyordu. Daha sonra başını kaldırıp, ağlamaktan kızarmış göz çevresiyle bir süre gözlerimin içine sadece bakınmakla yetindi.
Bu uzun bakışmadan önce aklım haftalar öncesine kavga ettiğimiz o güne gitti. iç sesim burada olmamın doğru olmayacağını söyleyince ona hak verdim ve onu arkamda bırakarak merdivenlere doğru birkaç adım attım. Takii bir el tarafından durdurulana dek. Kolumu tutup kendine çevirdi ve yüzümü ona dönmemi sağladı.
"Yanımda biraz durur musun?"
Bu sorusuna 'şaşkın balık' gibi bakarken ne söyleyebileceğimi düşündüm ama beynim valizlerini toplayıp ben bu mekanı terk ediyorum demişçesine durduğundan ne söyleyeceğimi veya ne yapabileceğimi bilemedim.
Gözleriyle üstümde psikolojik baskı yapmaya devam edince dilim hâlâ şaşkınlığı üstünden atamayınca vücudumda şuanlık tek hareket ettirdiğim başımla belli belirsiz başımı aşağı yukarı salladım. Bunu görünce gözlerinde hafif bir mutluluk parıltısı oldu. Eli hâlâ kolumdayken odaya girmem için kolumdan çekerek beni ilerletti ve ardımızdan kapıyı kapattı. Ben ayakta durmakla yetinirken o, bir erkeğe göre dizayn edilmiş genç odasında bulunan tek kişilk yatağın kenarına oturdu.
Elimde bulunan tabağı otuduğu yatağın kenarındaki komodinin üzerine bıraktım. Daha sonra istemsizce aklıma bir şey takılmıştı. Rahmetlinin oğluyla karşılaştığımda onunda yüzünde bir burukluk ve nemli gözleri vardı. Ama bu vefata en çok üzülen o olmuş gibiydi. Acaba çok mu yakınıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENÜZ ON YEDİ
AksiHenüz on yedi yaşında aşkla tanıştım. Hayır. O beni değil, ben onu bulmuştum. Evet. Ben bir öğrenci, o ise bir öğreticiydi. Fakat, bir sınıfta tanışmamıştık. Doğru. O öğretiyor, ben ise öğreniyordum. Fakat onun öğrettiği ve benim öğrendiğim şey ma...