Lütfen, paragrafları yorumsuz bırakmayınız.💋
Dinlemek isterseniz diye...
Medya |Tuğkan - Unutmak o kadar kolay mı sandın?|❤
●BÖLÜM 5● "Bitti"
(...)
"Annende demek baban gibi geri kafalı."
"Aileme hakaret etmeyi kes! Dün babama bugünde anneme aynı şeyi söylüyorsun. Herkesi kendin gibi sanma! İnsanların duygu ve düşünceleri senden farklı diye onlara hakaret edemezsin." Resmen bu söylediği hakaretle damarıma basmıştı. Öfkemden ya ona ya da kendime zarar vermemek için kolumu tutan ellerinden omuz silkerek kurtuldum. Hiç vakit kaybetmeden arkamı dönüp gidiyordum ki? Söyledikleriyle durmak zorunda kaldım.
"Bücür özür dilerim..."
Özür mü?
Özür dileyince geçiyor mu yani? Kırılan kalp düzeliyor mu? Sadece özür diliyerek pişman olduğunu dile getirmiş oluyordu. Bunun dışında özür hiç bir halta yaramıyordu.
"Ben gitmek istiyorum." dedim kızgınca.
"Dünden beri aynı şeyi söylüyorsun. Sürekli gitmek istiyorsun." diye bağırınca dünden beridir içimde onunla ilgili biriktirdiğim bütün duygu ve düşüncelerimi kusurcasına konuştum.
"Ben hayatım boyunca değil senin gibi; dengesiz, disiplinsiz, işe yaramaz öğretmen, senin gibi bir insanla hiç karşılaşmadım. Ve bir dahada asla karşılaşmak istemiyorum. Allah benden sonra olacak olan öğrencilerine sabır versin." dediğim gibi kapıyı çarpıp çıkmam bir olmuştu.
Asansör yerine merdivenleri kullanarak aşağı inmeye başladım. Apartmandan çıktıktan sonra dışarı çıktığımda sakinleşmek için derin derin nefesler alıp veriyordum. Ama hiç bir işe yaramıyordu.
O kadar öfkeliydim ki her şeyi yıkıp dökmek istiyordum. Ya da sadece avazım çıktığı kadar bağırmak...
Bugünden itibaren artık onunla görüşmeyecek olmak güzeldi. Ama matematik için son ümidimde burdan gitmemle bitmiş olacaktı. Artık kendime başka bir hoca bulmam lâzımdı. Ama bu kez Serap Teyze'den hoca falan bulmasını istememeyeceğim.
Bu hoca görünümlü serseriden sonra artık tövbe ediyorum. Bir öğretmen bulacaksamda bu işi kendi kendime halletmeliydim. Allah'tan bu matematik öğretmeni belam doğru dürüst başlamadan bitmişti. Yoksa bütün haftasonlarımı ve bu yılımı kendini bir şey sanan, bu serseriyle boşa vakit geçirmiş olacaktım.
'Öğretmenim' kelimesini bana söyletmeye öyle alıştırmıştı ki kendi kendime konuşurken bile 'öğretmenim' diyorum. Ama yok. Ona öğretmen falan demek kendisini o kutsal meslektekilerle bir mi tutuyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENÜZ ON YEDİ
AksiHenüz on yedi yaşında aşkla tanıştım. Hayır. O beni değil, ben onu bulmuştum. Evet. Ben bir öğrenci, o ise bir öğreticiydi. Fakat, bir sınıfta tanışmamıştık. Doğru. O öğretiyor, ben ise öğreniyordum. Fakat onun öğrettiği ve benim öğrendiğim şey ma...