Bölüm 3

978 91 65
                                    

Merhaba arkadaşlar yine ben geldim yeni bölümle bu bölümü sevgili kankam sayesinde yazıyorum.
dahyun_nazli_123 😘😘


Marinette :

Sabah gözlerimi araladığımda elim hızla yastığın altındaki telefonuma gitti.

Umarım saat daha erkendir diye düşünürken
Telefonun kilit ekranında kocaman rakamlarla yazan 10.40 yazısıyla küçük çaplı bir kriz geçirdim.

Hayır olamaz ya !

Bay Agreste beni saat dokuz da bekliyordu ve ben muhteşem çabalarımla adamı bir güzel bekletmiştim.

Hızla yataktan kalkıp lavabaoda elimi yüzümü yıkadım. Günlük kıyafetlerimi de üzerime giydikten sonra tasarımlarımın olduğu dosyayı elime alarak merdivenlerden aşağı uçarak indim.

Annem ve babam muhtemelen pastanedeydiler o yüzden bende direk oraya gittim.

"Günaydın anne, günaydın baba"

Acelem olduğu için küçük cam yerde olan kruvasanlardan bir tane kapıp ağzıma tıktım.

Annem ve babam bana şaşkınlıkla bakarken elimi sallayıp pastanenin kapısını açtım.

"Gitmem gerek Bay Agreste'yi çok beklettim"

Ve Agreste malikanesine doğru koşmaya başladım.

Yolda koşarken arada bir insanlara çarpıyor ve koşarken yediğim için boğazıma takılan kruvasanla mücadele ediyordum.

Sonunda malikanenin siyah parmaklıklarının önünde durdum. Elim korkakça zile doğru gitti.
Bay Agreste umarım çok kızmaz diyerek Zile bir cesaretle bastım.

Duvardan çıkan göz gibi şeyle yerimden sıçrarken bunun bir kamera olduğunu anladım.

"Ah merhaba ben..."

"Sen Marinette olmalısın..
içeri girebilirsin"

Sesinden anladığım kadarıyla bu Natalie olmalıydı Bay Agreste'nin baş asistanı.

Kısık bir sesle fısıldadım.

"Teşekkürler"

Demir parmaklıklar yavaş ve gıcırtılı bir sesle açılırken içeri yürümeye başladım.

Merdivenleride çıkıp kapının önünde durduğumda sanki beni bekliyormuş gibi o da açıldı.

Kapının diğer tarafında olan kişiyle bacaklarım titremeye başladı.

Adrien...

"Selam Marinette"

Elini kaldırıp selam işareti yaptı.

"Merhaba Adrien...
Şey ben çok üzgünüm geç kaldım..
Aslında on altı tane alarm kurmuştum nasıl uyanamadım anlamadım..
Şeyy yanii"

Kıkırdama sesiyle kafamı eğdiğim yerden kaldırdım.

"Sorun değil Marinette
Olabilir bazen böyle şeyler"

Sessizce konuştum.

"Ama ben her gün okula geç kalıyorum"

Bu sefer küçük çaplı bir kahkaha duydum.

Lanet ! Beni duymuş.

"Doğru. Bu da bir gerçek"

Yanaklarım yanmaya başladığında bir boğaz temizleme sesi duydum.

"Adrien misafirimizi içeri alalım istersen"

Bu Natalie'ydi. Bay Agreste karşında ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu.

"Tabii içeri gel Mari"

İsmimi kısalttı.

Muhtemelen bugün ölecektim.

Ya Adrien yüzünden. Ya da babası...

İki elimle dosyayı sıkıca tutup içeri adımladım.

Natalie önde ben ve Adrien arkadaydık.

Natalie salondaki koltukları eliyle işaret etti.

"Burada bekleyebilirsin Marinette Bay Agreste birazdan burda olur"

Kafamı salladım ve bir koltuğa oturdum.

Adrien'da benim yan tarafıma oturduğunda kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

"Natalie bize portakal suyu getirebilir misin ?"

Natalie kafasını sallayıp salondan çıktı.

Ben heyecandan ne tarafa bakacağımı şaşırırken gözlerim odanın Adrien olmayan her tarafına geziniyordu.

"Yakışmış..."

Şaşırarak yanımda oturan Adrien'a baktım.

"Ne ?"

Adrien gülümsedi.

"Saçların onları daha önce salık görmemiştim"

Söylediği sözlerle kızarırken elim saçlarıma gitti.

"Ah teşekkür ederim"

Biraz sonra Natalie elinde iki bardak portakal suyu ile birlikte geldi.

İkimizde portakal sularımızı yudumlarken. Kulağıma salonun başından tok ayak sesleri geldi.

Zorlukla yutkunurken. Bu kişinin hazin sonum Gabriel Agreste olduğunu anladım...

"Marinette Dupain-Cheng ?"

Korkudan az da olsa kekelemiştim.

"Bay A Agreste "

Arkamı dönüp muhteşem idolüm ve korku kaynağıma baktım.

Gerçekten ! Bu adamın suratı hep böyle miydi ?

"Geciktin"

Eyvah ! Biliyordum.

"Benn.. Bay Agreste çok üzgünüm aslında alarm kurmuştum hem de on altı tane sonra ben de uyanamama gibi bir problem var yapamıyorum yani sabahleyin şey oluyo-"

Gabriel elini kaldırıp az da olsa şaşkın bir ifadeyle bana baktı.

"Anlıyorum... Çalışma odama  geçmek ister misin Marinette ?"

Hızla kafamı salladım ve gösterdiği yöne gitmeden önce Adrien'a baktım.

Ağzını oynatarak

'yapabilirsin'

dedi ve göz kırptı.

Kalbim artık maraton koşusuna çıkmış gibi atıyordu.

Bay Agreste'nin çalışma odasına girdiğimde derin bir nefes aldım ve ahşap çalışma masasının önündeki koltuğa oturdum

....




Eveettt işte bir bölüm sonu daha

Sizce kurgunun gidişi nasıl ?

Adrien'ın Marinette olan tavrı ?

Arkadaşlar ben oy dan çok yorumlara önem veriyorum
yorumlarınızı eksik etmezseniz çok mutlu olurum.

Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın bayziiii 💕😘






Seni Seviyorum • AdrienetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin