Cidden! Yoona salağı yüzünden ünlü şarkıcıya rezil olmuştum!
•Peki neden onu tanımadığımı söylemiştim? Söylememeliydim çünkü az önce sesini dinlerken bile tüylerim diken diken olmuş o sesi ömrüm boyunca unutamayacağımı hissetmiştim.
Tanrım, bu neydi böyle?
İçimde uçuşan zımbırtılar neyin nesiydi? Aklım hafif bir hoşlantı diyerek geçiştirmeye çalışırken, kalbim aklıma bir tekme savuşturup 'kes sesini diyordu.
"Hey! Bu ne hâl? Deminden beri yırtınıyoruz burada." "Hım?" Anlamadığımı belirten bir kelime söylemiştim.
"Jimin burada mı diye sordum." Sonunda anladığımda ilk önce neden Jimini sorduğunu tartıp sonra da hemen cevap vermiştim.
"Im,bilmiyorum ama Yoona'ya bir tatil köyüne gideceğinden bahsetmiş."
Kafası karışmış gibiydi... yani sanırım. Çünkü ifadesiz yüzünden bir şey anlaşılmıyordu. "Peki."
İçimden gelen dürtüye engel olamayıp,"Artık gidebilirsin." demiştim. Ne yapıyordum böyle? Gitmesini istemediğim iki kilometre ötesinden bile anlaşılırdı ama bir yanımda biraz daha burada durursa hormonlarımı zapt edemeyeceğimi düşünüp gitmesini istiyordu. Yoongi kaşlarını çatıp. "Neden gitmemi istedin şimdi?" diye sordu. Haklıydı tabi çocuğa resmen git demiştim!
"Bilmem, Jimin yok ve biz saçma ve çocukça oyunlar oynayacağız ve vee karaoke bile yaparız ve sen bundan hoşlanayabilirsin. " Oha! Ne çok 've' kullanmıştım. Yüzüme samimiyetsiz bir gülüş yerleştirip.
"Bende size katılabilirim."
Gözlerim açılmıştı. Tanrım! Gel desem gelmezdi.
Sonunda omuz silktim. Bana saçma bakışlar atan Hoseok ve Yoonaya bakmadım bile direkt koltuğa oturdum.
"Ee? Oyun oynamıyor muyuz?"
Cidden oyun oynayacağımızı mı düşündü? Tamam oyun oynamayı sever hatta bayılırdım içimde hala 5 yaşında bir çocuk vardı fakat onun önünde oyun oynamak isteyeceğimi sanmıyordum.
"Tabu?" Hoseok söylemişti.
"Şişe çevirmece?" Tam Yoonalıkdı cidden. Liseli ergen gibiydi.
Tekrar omuz silktim bana fark etmezdi.
____________________________________"Tanrım, ayakları var deyince ne anlıyorsun?!"
"Askılık?" "Kolları değil ayakları!"
"Bu çok zor ama...Dur! Sandalye!"
"Sonunda tanrım...Şimdi böyle soyut bir şey bu... nasıl desem? Hangi insanı gördüğümüzde heyecanlanırız, ya da saçmalarız?"
Biraz düşünüp. "Sevdiğimiz." Diyerek kısa bir cevap verdi. "İşte o sevdiğimiz insana ne duyuyor oluruz." "İlgi?"
"Hayır, daha ileri düzeyi?"
Biraz yüzüme bakıp. "Aşk." dedi. Ve işte o an ölüp cennete bir yere düştüğümü sandım.
Bizim sıramız bitmişti fakat hâlâ ona bakıyor saçma bakışlar atıyordum.
Kafamı sallayarak yerime oturdum.
Böyle saçma şeyler düşünecek vaktim yoktu benim. Aşkın kelime anlamını bilmeden nasıl anlatmaya çalışmıştım? Nasıl o kadar güzel anlatmıştım? Hiç aşık bile olmamıştım ki. Ya da olmuştum... mesela küçükken matematik öğretmenimi çok yakışıklı bulurdum. O olabilir miydi? Ama o geçmişti onu düşünmeyi geçin, yüzünü bile unutmuştum. Küçükken erkek matematik öğretmenimizden hoşlanırdım yani lisedeyken. Cinsel eğilimi orada fark etmiştim. Bunu kabullenmem çok zor olmuştu. Herkesten dışlanacağımı düşünerek hiçkimseye anlatmamış,içime kapanmıştım. Fakat annem bir şeyler olduğunu anlamış ve benimle konuşmaya çalışmıştı. Yorulan ben ona her şeyi anlatmıştım. Nasıl hissettiğimi,korktuğumu her şeyi.
O da babama anlatmıştı ki beklemediğim bir şey olup bana destek çıkmışlardı gerçekten ama gerçekten şok olmuştum. Bunu beklemiyor beni evlatlıktan red bile edebileceklerini düşünüyordum.
Ama annemler destek olmuştu ve bu güzel hissettiyordu. Bu kötü bir şey değildi. Ben aşık olacağım kişiyi seçemezdim. Aşkın cinsi yoktu.
"Hoseok, Tanrım sen mükkemelsin!"
"Biliyorum, güzellik." Diyerek Yoonanın yanağından makas almıştı. Aniden gözüm Yoonaya kaymıştı çünkü yüzünde ki kaç ton makyaja rağmen kızardığı belli oluyordu.
Kızarmak? Yoona? Hemde bir erkek yüzünden?
Tamam Yoona cazgır bir şeydi, erkeklerle arası da iyiydi ama Şu ana kadar hiçbir erkeğin ufak bir temasında kızarmamıştı. Ve şu an Hoseoka garip bakışlarla bakıyordu!
Aslında olabilirdi. Yani ikisi? Bunu sonra düşünecektim.
"Benim uykum geldi." Hoseok bana bakıp. "Gidelim eve?"
Yoona anında mızmızlandı. "Siz evinize gideceksiniz ve ben burada tek kalacağım!" Yoongi Hoseoka bakıp beni göstererek. "Aynı evde mi kalıyorsunuz?" Ne? Hoseok u mu kıskanmıştı!(yazar burada sopefull olduğunu belli etmeye çalıştı chxkhekaj) Hoseoktan ona neydi?
"Evet birlikte aynı evde kalıyoruz!"
"Sizden başka biri var mı?" Çıldıracaktım. " Hayır, yalnızız." Hoseokun bana şaşkın gözlerle baktığından emindim. Ne yaptığımı ben bile bilmezken ona bir açıklama yapamazdım. Hoseokun elinden tutup
"Gidelim." Kapıya geldiğimizde Yoonaya son kez dönüp selam vermiştim. Yoongi ye ise bakmamıştım bile.
Dışarı çıktığımızda Hoseok bana döndü. " Ne oluyor?" "Hiçbir şey."
Yani sanırım diye mırıldanmıştım fakat duymuştu. "Kurcalamayacağım ama hetero olduğumu biliyorsun." Diyerek gülmüştü. Tanrım! Ağzından düşmezdim artık(!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passions&Love|Yoonkook ✓
Teen Fiction"YOONGİ SENİNLE SEVİŞMEYE BAYILIYORUM!" -18 fin| #1taemin