6

2.7K 141 40
                                    

TAEHYUNG

Hayır nasıl oluyor da Jimin ile Jungkook tanışıyor ama bize tanıştırmıyor?!
Hayatımız 3 sezonluk diziye döndü lan.
Biri ile tanışıyoruz ondan sonra gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Yoongi'yi tamam medyadan tanıyorduk az çok sonra Yoona ile tanışmıştık. Kız güzeldi fakat dikkatimi çekmiyordu işte.
Sonra gittiğim pansiyonda Yoonanın abisi ile tanışıyorum ama abisi ne abi. İnsan değil ki!
Yunan tanrısı falan.
Böyle tombul yanakları, dolgun dudağı, dolgun kalçaları. Ne arasam var çocukta be...
Ah, bir kere yatağa atsam daha ne isterim?
Bir dakika! İç ses, çeneni kapat!
Ben böyle değilim. Her gördüğüm erkeğe sulanmam ki?

"Taehyung?" Kafamı çevirip sesin geldiği yere baktım.
"İçeri gelmeyeyim mi? Çekil artık."
"Ah! Tabi ya." diyerek yana kaydım.
"Sen?... Yoona? Abisi misin gerçekten?" Güldü. "Evet peki ya sen? " Afallamıştım, ben bu dünya güzelini nasıl hiç görmemiştim?
"Ben Kook ile çocukluktan beri arkadaşım. Sadece cidden şaşırtıcı. Yani... şu ana kadar tanımamış olmamız. "
"Aynen öyle. Nasıl görmemişim senin gibi muhteşem bir yazarı."
Ah birde şu kitap vardı değil mi?
Yayınevi ile konuşup daha fazla zaman istemeliydim.
"İçeri geçelim." diyerek belinden ittim. Kahkaha atmaya başladığında tek kaşımı kaldırıp. "Ne oldu?" Gülmesini durdurup. "Huylanıyorum be adam." Bende gülmüştüm. Elimi beline daha çok bastırdım. "Hım ama bu çok hoş."
Jimin koşarak uzaklaştı ve içeri girdi. Bende peşinden girdiğimde etrafa bakındım. Jungkook ve Jin hyung Efkara bağlamış, Hoseok ve Yoona ise gülüşüyordu.
"Şunlar ne yapıyor?" Düşündüm. Ne yapıyorlar ki? "Ah şu veletler mi? Aşk acısı aşk." Kuvvetli bir kahkaha atmıştı. "Namjoon hyung mu gene? Tanrım... bir bitmediler yahu!"
"Keşke yalnız Namjoon hyung olsa. Jungkook da aşık olmuş." Aniden başını bana döndürmüştü ve aniden döndürdüğü için boynu kütlemişti. "Jungkook mu? Lan nasıl?! Şu önümüzde duran Kook? " Başımla onayladım. "Hadi ordan be. İnanamıyorum! Resmen yıllardır aşık olmayan çocuk şimdi oldu ha!"
"Aynen ama karşılıksız sanırım."
"Üzüldüm işte. Jungkook sevilmeyi hakeder. " devam etti. "Kim peki bu adam?"
"Ya bunu en iyisi sana Jungkook anlatsın ha?"
Başını salladı ve onlara doğru ilerledik.
"Ah Hyung ah. Bu Yoongi beni bilmeden öldürüyor. " sessizce soluduğunda, Jimin yine aniden başını bana döndürmüştü.
"OHA! Hani benim menajerliğini yaptığım çocukluk arkadaşım olan Yoongi değil dimi bu? Böyle kedi gibi küçük olan gözleri yok mesela o dediğiniz Yoonginin falan?"
Onaylamaz bakışlar attım. Ne çok incelemiş adamı be!
"Üstüne bastın o Yoongi."
***

Jin...

İçim acıyordu ama bunu kimseye gösteremiyordum.
Herkese 'Ben Mükemmelim' imajı vermiştim, yıllarca.
Düşünmüştüm ki, insanlara üstünlük taslarsan insanlar seninle uğraşmaya cesaret edemez.
Öyle de olmuştu...
İnsanlara onlardan üstün olduğum imajını vermiştim. Kimse benimle uğraşmıyor kısacası cesaret edemiyordu.
Ben herkese göre burnu havada olan bir mankendim.
İstediği şeyler olmayınca ortalığı ayağa kaldıran, insanları küçümseyen.
Haklılardı da.
Çünkü ben güçlüydüm beni kimse ezemezdi.
O ezmişti...
Menajerim gelip Kim Şirketinin reklam yüzü olmamı istediklerini söylediği zaman kabul etmemiş, yine burnu havadayı oynamıştım.
Çünkü elde edilemezdim.
Herşeye hemen atlamaz.
İnsanların beni istediklerini söylemelerini isterdim.
Kim Company ünlü bir şirketti.
Hatta çok fazla ünlü. Resmen bütün ülke bu sirkete girmek için kıçını yırtıyordu. Ama ben reddetmiştim fakat bu çok uzun sürmemişti.
Reklam çekimlerine gittiğimde, çekimleri camdan izleyen adama dönmüştü bakışlarım.
Adamın gözlükleri vardı, dikdörtgen kemik gözlükler. Üzerinde siyah takım elbisesi, ceketinin cebinden gözüken kırmızı mendili.
Baştan aşağı şaheserdi.
İşte Kim SeokJin'in hayatta kaybettiği tek oyun başlamıştı.

Resmen afallamıştım. Bu da neydi böyle?
İçimde varlığını bilmediğim duygular belirmiş hormon seviyemi tavana çıkarmıştı.
Çekim bittiğinde, CEO beni odasına çağırmış benimle konuşmak istiyordu.
Ellerim titreyere titreyere girmiştim odaya.
Bakışları sanki karnımdan delip sırtımdan çıkacak gibiydi.
"Oturun, Bay Kim." Sesi sertti.
Masasına çapraz yerde duran tekli koltuğa oturduğumda ona döndüm.
"Buyurun?" Sorumu es geçip. "Ne içersiniz? " "S-su. "
İhtiyacım olan şey şu an suydu.
Odasına bağlı olan telefonla bir yeri arayıp ikimizede kahve istemişti yanına da su. Emrivakileri sevmezdim ama bu hoşuma gitmişti. "Umarım kahve seviyorsundur. Kahvemizi içmeden gitmenizi istemedim."
Başımı iki yana salladım. "Problem değil."
Kahveler geldiğinde kısa kısa sorular soruyordu. "Kaç yaşındasınız, Bay Kim?"
"24." sonra devam ettim. "Peki ya siz?" Gülmüştü. "Benim yaşım önemli mi? Burada siz yeni çalışmaya başladınız,Bay Kim."
Sessizce onayladım. "Erken yaşta popüler olmuşsunuz. Manken olmak basit olmasa gerek? "
Özgüven ile konuşmaya başladım. "İnsanlara verilen özellikler kullanılması lazım, değil mi? Güzelliğim... Bu bana en büyük miras. "
"Bence insanlara verilen özellikler saklanmalı. Şahsen ben olsam güzelliğini saklardım."

Bu cümle bana hayat olmuştu.
Ben Kim SeokJin. Yenilmiştim... ama ne güzel yenilmekti bu kaybeden de kazanan da galipti bu oyunda.

***
Jungkook

O kadar dolmuştum ki bu bir kaç hafta içinde dayanamıyordum.
İçimde yeni yeni sezdiğim duygulara katlanmak çok zordu.
Yoongi'yi arayıp ana-bacı düz gitmek istiyordum.
Ve üstüne üstelik Jin hyung yüzünden bir kaç soju içip derdine ortak olmuştum.
Başım dönüyordu.
Jimin, geldiğinde biraz oturmuş sonra Yoonayı alıp gitmişti. Taehyung ve Hoseok ise çoktan uyuyordu. Jin hyung da Namjoon hyungu arayıp sövmüş sonra da neden onu sevmediğini sormuş ağlamaya başlamıştı.
Belki de bende Yoongiyi aramalıydım. Ha?
Onun sesini özlemiştim. Sanki asırlardır konuşmuyorduk onunla.
Telefonumu alıp rehbere girmiştim.
Yoonanın telefonundan aşırdığım Yoonginin numarasını tuşladım.
Ona sövecektim! Belki de fuckbuddylik teklif ederdim. Neden olmasındı.
Çalıyor. Çalıyor. Çalıyor.
Kimse açmıyordu. Bilmem kaç kere aramıştım ama hâlâ açan yoktu.
"Gece gece hangi siktiğimin malısın? " İçim titretmişti.
"Y-yoongi." Sesim titretmişti lanet olsun. "Kimsin? Sen... Jungkook?"
Güldüm. "Evet, Jungkook. Tanımana sevindim. "
"Gece gece ne oldu acaba da beni aradın ve numaram sende yoktu ki?"
"Bunlar gereksiz detaylar Yoongi. Geç bunları.
Sana bir teklifim var."

Ne dediğim hakkında hiçbir şey bilmiyordum resmen.
Doğaçlama takılıyordum.

"Yoongi... Senin resimlerini çekmek istiyorum.... Yakından.
Nude şekilde. Ne dersin? Bence çok güzel olur ha?"

***

Aman yarabbim konular nereye geliyor?
Ben böyle yapmayacaktım lan!
Herneyse cksjdejxjdjdjdn

Sizi seviyorum♡

Passions&Love|Yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin