0.5

203 49 14
                                    

Beşinci Bölüm| 🍓

"Siktir!" dedi büyük bir sesle.

Ağzını kapadım ve uyarıcı bakışlarımı attım.

"Kim lan bu? Oha! Seni seven biri var ve ben fark edemedim." dedi hüsranla. Evet, takıldığı şey fark edememesi. Stalker olmak.

"Belki biri dalga geçiyordur." dedim usulca. Şu an yanaklarımın kızardığına eminim.

Utandın mı sen, hı? 
Sen sus.

Utancım sinire dönerken Ceyda'ya baktım. Kağıdı inceliyordu.

"Yok be kanka. Kim neden yapsın böyle bir şey?" Çok mantıklı ama öyle olmasını umardım.

Bilmiyorum der gibi baktım, kağıdı elinden alıp çantama attım.

"Neyse yakında çıkar kokusu." dedim ve testime döndüm.

...

Bugün Karhan'ı hiçbir yerde görememiştim. Okula gelmedi büyük ihtimalle. Ya da sınıfından dışarı çıkmadı. Sınıfını basmak gibi tuhaf düşünceler beynimi yerken şu tuhaf not geldi aklıma belki de izleniyorumdur. Bu beni şu an olduğumdan daha gergin bir hâle getirdi. Etrafıma gizliden bakmaya çalışırken telefonumun titreşimini eteğimin cebinde hissettim.

Bilinmeyen numara: Bu sefer güzel gözlerin beni arıyor sanırsam. Dileklerim kabul olmaya mı başladı?

Mesajı aldıktan sonra daha dikkatli baktım ama kimsenin elinde telefon yoktu.

Selin: Sen beni mi izliyorsun? Kimsin?

Bilinmeyen numara: Seni izliyorum, daima. Beni bulamazsın. Ben de kim olduğumu söylemeyeceğim, henüz. Ayrıca o, okula gelmedi. Boşuna dolaştın okulu üç kez.

Selin: Kimden bahsettiğini anlamıyorum. Ayrıca beni geriyorsun. İzlenmekten hoşlanmam.

Bilinmeyen numara: Bu zamana kadar sana yazmamamın sebebi ne sanıyorsun?

Selin: Bu zamana kadar?

Bilinmeyen numara: İki yıl. İki yıldır her dakika seni izliyorum. Artık biliyorsun işte.

İki yıl mı dedi o? Mesajına cevap vermedim. Ellerim titriyordu, bir süre oturduğum yerde saçlarımla yüzümü örtecek şekilde oturdum. Ayağa kalktığımda düşmek istemiyordum.

Nihayet kendime geldiğimde koşar adım sınıfa girdim ve sırama yerleştim.

Olanlar çok tuhaftı.

Ben sosyofobik değilim ama tanımadığım insanlarla konuşmaktan çekinirim ve biri gelmiş bana seni iki yıldır uzaktan izliyorum diyor. Kendimi kötü hissetmeye başlıyorum.

Çok geçmeden sınıfa giren Ceyda, benim kül gibi halimi görünce koşarak yanıma geldi. "Kanka! Ne oldu, iyi misin?" diye sıraladı sorularını.

"İyi değilim galiba." İyi değildim. Hiç.

"Yine karnın mı ağrıyor?  Veysel Hoca'ya gidelim istersen, izin alalım."

Hiçbir şey söylemedim, telefonu eline verdim sadece. İlk başta anlamadı tabi.

"Oha! Dünkü çocuk mu bu?" dedi abartılı bir sesle ve devam etti " Kim acaba, tanıyor muyuz?"

"Bilmiyorum ama onun beni tanıdığına eminim işte." dedim utangaç bir sesle.

"Benim aklımda biri var." dedi kısık sesle.

Ne?

"Kim?" Merak etmeye başladım.

"Numan olabilir." dedi hafiften ona baktı.

Numan? Şaka? Hayır hayır o değil.

O züppe çocuk bunları yapacak biri değil.

"O böyle bir şey yapmaz." dedim emin bir sesle. Bir yandan da Numan'ı kesiyordum.

" Nerden biliyorsun? Hem ben sana bakarken yakalıyorum."

Bana bakarken?

Bundan neden haberim yok? Hah!

"Ciddi olamazsın(!)"

Omuz silkmekle yetindi.

"Yinede emin değiliz, izleyip görelim."

"Onunla konuşacak mısın?" Dedi heyecanla. Ceyda böyleydi işte, heyecan peşindeydi.

"Belki." dedim ve önüme döndüm.

Emin değildim. Korkuyordum.

...

RÜZGÂR GÜLÜ |yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin