Yirmiikinci bölüm| 💫Selam gönül dostları,
Birkaç gündür hayatımın en kötü günlerini yaşıyorum.Sevdiğim (ya da sevdiğimi sandığım) çocuk gözümün önünde sevgilisini aldattı.
Hayatıma yeni dahil olan biri bana oyunlar oynadı, üstüne üstlük bana iki yıldır aşık olduğunu söylüyor.
En yakın arkadaşım benden bir şeyler saklıyor.
E olaylar böyle gelişince benim kafa yandı.
•••
"Sena nasıl bana söylemezsin?"
"Söylemek istedim ama beni durdurdu. İkinizin aranızdaki şeye dahil olmak istemedim."
Sena'nın sözleri kafamda çınlıyordu sanki.
Bu olanlara inanamıyordum. Kafamın içinde fırtınalar kopuyor ama ben tepki veremiyordum sanki.
Sena'yı dinlemeyip evden çıktım. Başım hâlâ dönüyordu. Bahçeye çıktığımda Ömer'i kapıda sigara içerken gördüm.
Yanına gidip gitmemek arasında kaldım bir an ama içten içe ona olan sinirimden sadece kızgın bir bakış atıp evin dış kapısından kendimi dışarı atmayı başardım.
Buğulu gozlerimi evin önüne geldiğimde sildim, telefonumun aynasından kendime iyice çeki-düzen vermeye çalıştım ama malesef kaportayı fena bozmuşum.
Zili çaldığımda olacakları göze almıştım bile ama tahmin ettiğim gibi olmadı.
"Abla," deyip boynuma atılan bir çift kolla zor tuttuğum göz yaşlarım bir nehir olma yolunda hızla ilerliyordu.
Miniğim görmeden gözlerimi sildim ve onu kucağıma alıp, kapıyı kapattım.
"Selim, annemler nerede? Sen neden açıyorsun kapıyı?" dedim bir anda aklıma gelenlerle.
"Büyük dedeye gittiler." demesiyle abimin sesi duyuldu içeriden.
"Geldi mi, kaçak?"
Demek onlar buradaydı. Bu daha kötü haberdi. Abimden kaçmam gerekiyordu.
Selim'i hızla öpüp, banyoya koştum. Duşa girdim ve kendimi toparlayamadan çıkmadım.
Çıktığımda iki saat geçmişti.
O gece abimden köşe bucak kaçtım. Sude abla sağ olsun işim biraz kolaylaştı.
Ağlaya ağlaya kendimi harap ederken uyuyakalmışım.
•••
Sabah kalktığımda saat 13.22 idi. Evet, okula gitmemiştim. Kimseyi görmek istemiyordum.
Telefonumu elime aldığımda kapalı olduğunu gördüm. Onu şarja takıp, banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım.
Ağlamaktan gözlerim şişmişti. İnsan içine çıkmadan odamda yüzüme biraz çeki düzen verdim. (Makyajın gücü adına.)
Mutfağa girdiğimde annemle Sude ablayı, çay içerken gördüm.
"Günaydın hanımlar!" diyerek ben iyiyim mesajı vermeye çalıştım ama bakışlarından anlaşıldığı kadarıyla ikisi de yememişti.
"Sanada günaydın görümceciğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGÂR GÜLÜ |yarı texting|
Short StorySelin Akyürek, 17 yaşında bir lise son sınıf öğrencisidir. Kalabalık bir ailede doğup büyüyen Selin, bu zamana kadar sevgisizlik nedir bilmiyordu. Karhan Arıkan ile tanışana kadar yani. Sevgilisi de olan bu oğlana kendini kaptıran Selin, bir de bili...