Memory One

12.7K 900 269
                                    

15.10.2015

Jungkook 💫

"Yandım!"

Duyduğum yüksek sesle, elimdeki bıçağı bırakmadan hızla arkama döndüm. "İyi misin?" Elini tutarak, neredeyse dolmuş gözleriyle bana bakan kıza seslendiğimde kafasını iki yana salladı.

"İşaret parmağımı yaktım, nasıl iyi olabilirim?"

Elimdeki bıçağı bırakarak ona adımladım ve elini ellerimin arasına aldım. Canının acıdığını bilip panik olsam da, ellerine dokunur dokunmaz hızlanan kalbime engel olamamıştım.

Sakinleş, Jungkook.

Kızın canı yanıyor, olabildiğince beynini kullanarak hareket et.

Tabi, kolaysa.

"Gel bu tarafa." diyerek onu hafifçe musluğun önüne çektim. Hala dolu dolu gözleriyle eline bakıyordu. "Elini suyun altına sok." Açtığım suya bakarak kafasını salladı ve biraz çekinerek elini suyun altına soktu.

Hafifçe buruşan yüzünü ve daha sonra kısılan gözlerini dünyanın en önemli şeyiymiş gibi pür dikkat izliyordum.

"Bu yemek yapma fikrini hangimiz ortaya atmıştık?" Hareket eden dudaklarını izlerken, bir şey söylediğini fark etmemle bir anda gözlerine baktım. "Ha, efendim?"

Kıkırdadı ve sol eliyle koluma vurdu. "Eli yanan benim ama aklını kaybeden sensin, diyorum ki bu yemek fikri kimden çıkmıştı?" Dudaklarımı yalayarak, kısa bir süre düşündüm.

"Sanırım benden, sen canım ev yemeği çekiyor diyince yapabileceğimi düşündüm."

Derin bir nefes vererek elini musluğun altından çekti ve suyu kapatarak, yüzünü eline eğdi. "O kadar iyi bir arkadaşsın ki, sanırım sana kızamayacağım." Parmağına üflemeden önce söylediği şeyle, bu sefer derin bir nefes veren ben olmuştum.

İyi bir arkadaştım, baya uzun süredir çok iyi bir arkadaştım.

Sorun şuydu ki, ben arkadaş olmak istemiyordum.

"Parmağını kendin yaktın, bana kızmaya hakkın olduğunu mu düşündün?"

Arkama dönerek kestiğim sebzelerin başına tekrar geçtim. Bakışlarının hala beni takip ettiğini hissediyordum. "Jeon Jungkook, sen misafirinle nasıl konuşuyorsun böyle?"

"Nasıl konuşuyormuşum?" Sesimi bilerek alaycı bir tonda tutuyordum. "Ben bu evde misafirim, her şeye hakkım var." Yanıma kadar gelerek, tezgaha ellerini yasladı ve kafasını eğerek, bana alttan bakmaya çalıştı.

"Hyesa, çekil şuradan."

Kafamı biraz geri çekerek bana yaklaşmasını önledim ama inatla kafasını çekmiyordu. "Benimle ne biçim konuşuyorsun, ayıp denilen bir şey var."

Dalga geçtiğini eğlenen ses tonundan anlıyordum ama ben ona bu kadar yakınken, hiç onun kadar eğlendiğimi hissetmiyordum.

Sadece onu öpersem ne olacağını düşünmeye beynim yetiyordu.

"Yemek yanacak ve parmağının acısıyla birlikte açlık da çekeceksin."

"Ah, onu unuttum!" Gözleri büyümüş ve ağzı hafifçe açılmış tatlı haline yeterince bakamadan, kafasını çekti ve ocağa doğru koştu.

Hatırlattığıma pişman olmuştum işte, neden böyle şirin yüz ifadeleri yapıyordu ki?

"Eğer bugün karnımı güzelce doyurursan en yakın arkadaşım olmaya terfi edeceksin Jungkook."

"Aman, ne kadar güzel." Keyifsiz bir şekilde mırıldanarak, doğradığım sebzeleri yanda duran kaba aldım. "Duyamadım, ne dedin?" Bana dönen bakışlarına karşılık vererek gülümsedim. "Ne kadar güzel dedim, işine devam et."

Gözlerini devirerek, karıştırdığı yemeğe geri döndü. Ben de o arada yarattığı dağınıklığı toplamakla uğraşıyordum.

"Jungkook, bu sence pişti mi?"

Yemeğe sanki hayatında ilk defa görüyormuş gibi bakıyordu, gülümseyerek ona doğru yürüdüm ve arkasında durarak, karıştırdığı çorbaya baktım.

"Karıştırmayı kes, olup olmadığını anlayamıyorum." Anında durduğunda, içindekilerin pişip pişmediğini görebilmek için neredeyse kafamı omzuna koyacağım mesafeye geldim ve güzel görünen yemeğe baktım.

"Bence olmuş."

"İnanamıyorum, ben yemek mi yaptım şimdi?"

Bağırarak kafasını bana doğru döndürdüğünde, zaten yakın olan yüzlerimiz arasında kısacık bir mesafe kalmıştı.

Yutkunarak, mutlulukla gülümseyen suratına baktım.

"Yaptın." Sırıttığında, hala yüzümün dibinde olan yüzüne bakmaya devam ettim. Çok yakındık, neden çekilmiyordu? "Beni tebrik et, Jungkook." Göz kırptığında, zorlukla kendimi geriye çektim.

"Zehirlenmediğime emin olduğum zaman tebrik ederim."

Ona arkamı dönerek, masaya doğru yöneldim. Arkamda sinirli bir Hyesa bıraktığıma emindim ve bu beni her zaman ki gibi oldukça eğlendirmişti.

Memories² Die | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin