16.04.2016
Hyesa 🌸
Sabahtan beri gülüyorduk.
Eğleniyordum, mutlu hissediyordum ve bu anıları biriktirmem onun sayesinde oluyordu. Bana bahşedilmiş bir ödül gibiydi, her zaman benim için orada oluyordu ve elimi tutmak için gönüllü oluyordu.
Minnettardım.
Aşık olduğum adamı ise görmeyeli uzun bir süre olmuştu. Yokluğunu, kokusunu, sesini, gülüşünü tüm benliğime kadar hissetsem de Jungkook yaptığı şebekliklerle bana onu unutturmak için her zaman yanımda olmayı tercih ediyordu.
Asla benden sıkılmıyordu, ağladığımda gözyaşlarımı siliyordu, gülmem için saçma espiriler yapıyordu, benim için kendinden vazgeçiyordu.
"Burası neresi? Ayrıca neden acele ediyorsun?"
Gülerek koluna girdim ve o da beklemeden beni yönlendirmeye devam etti. "Senin için sahne hazırladım, şarkı söylemeyi özlediğini biliyorum ve biraz daha geç kalırsak fırsatı kaçıracaksın ."
Gülümsemem yüzümden ışık hızıyla silinmişti ve adım atmayı keserek durmasını sağlamıştım. "Özlediğimi nereden çıkardın?"
Ben sadece Jin'i özlüyordum. Şarkı söylemek umrumda bile değildi.
"Sen sahne için doğmuşsun Hyesa."
Gözlerimi kapattım ve bunu diyenin Jin olmasını istedim. Benim için ona ait olan izleri silmek zordu, Jungkook arkadaşım olarak yanımda olmaya devam etse de kalbimden silemeyeceği şeyler vardı.
"Hem bugün şarkı söyleyecek kişi sadece sen olmayacaksın. Sana eşlik edeceğim."
İşte şimdi ilgimi çekmişti.
Otuz iki diş sırıtarak inanamıyor gibi Jungkook'a baktım, aylardır bunun için yalvarıyordum. Beni ise sürekli olarak reddediyordu. "Sen işini biliyorsun Jeon Jungkook, beni tavladın. Hadi gidelim!"
Şarkı söylemek bana Jin'i hatırlatsa da sahnede yalnız kalmayacaktım. Jungkook'un bana eşlik edecek olması her şeyden daha değerliydi.
Mekandan içeri beraber girdiğimizde, iki dakika soluklanırız sanmıştım ama herkes bizi tanıyormuş gibi alkışlamaya başlayınca bu pek mümkün olmamıştı.
Jungkook elimi tutarak beni sahneye yönlendirince beklemeden ona ayak uydurdum. Mekana göre sahne mütevazı olacak derecede küçük ve tatlıydı. Gitaristlerle samimi olacak şekilde hepimiz iç içeydik.
Öne yerleştirilmiş olan sandalyelerden birine geçip mikrofonun boyunu ayarladım ve hala alkışlamaya devam eden seyirciye gülümseyerek selam verdim. Jungkook da yanımdaki yerini alınca ne söyleyeceğimizi kararlaştırmadığımız için heyecanlanmaya başlamıştım.
"Şarkıyı biliyorumdur umarım?" Fısıldayarak Jungkook'a sorduğumda gülümsedi ve arkaya işaret yaparak müziğin başlamasını sağladı.
Tanıdık melodi kulaklarıma dolduğunda, gözlerimi bir saniye bile Jungkook'tan çekememiştim. Bu şarkıyı performans olarak hiçbir zaman sergilememiştim, her zaman kendime saklamayı tercih ediyordum.
Bazı şarkıları kendime saklar, kimseyle paylaşmak istemezdim. Sadece kendi kendime mırıldanırdım, beni bu kadar dikkatli takip ettiğini hiç fark etmemiştim. Mırıldanmalarımı bile böylesine özenle dinliyor muydu yani?
Sözlere girmem gereken yer geldiğinde gözlerimi ondan çekmeden şarkıyı söylemeye başladım.
Hyesa/
Tek bildiğim, bu sabah uyandığımda
Daha önce bilmediğim bir şeyi, bildiğimi bilmekti
Ve onsekiz saattir gördüğüm tek şey
Siyah gözlerin ve parlak gülümsemen
Aklımın bir köşesinde beni mutlu etmeye yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories² Die | JJK ✓
FanfictionSadece basit bir şarkı, Ve bizim hikayemiz tam da böyle başladı.