-Hey hey hey! Benden korkmana gerek yok!
+Nesin sen ?!
-Şöyle söyleyelim... Sizin tabirinizle ben bir sihirli kolyeyim.
+Ha?
Kolyeyi elime almaya korkuyorum.
-Evet. Senin aileni bir vampirin öldürdüğünü biliyorum. Ve o vampirin kim olduğunu bilmediğini de biliyorum.
Biri şaka falan yapıyor olmalı. Ama bir dakika! Ben bunu kimseye söylemedim ki!
+Ne diyorsun sen! Biri şaka falan mı yapıyor?
-İyi de bunu kimse bilmiyor ki.
+Tamam bu kadar saçmalık yeter!
Kolyeyi aldım ve tam camdan dışarı atacaktım ki
-Gerçekten onun kim olduğunu merak etmiyor musun?
Bir an duraksadım. Evet onun kim olduğunu her şeyden çok istiyordum.
-Sana onu gösterebilirim.
+Ama...bu....nasıl olur?
-Tamam. Şimdi beni boynuna tak.
Kolyeyi alıp boynuma taktım.
-Şimdi uyuyabilirsin ve unutma: beni yalnız sen duyabilirsin.
+Tamam.
Ama nasıl uyuyacağım ki. Konuşan bir kolyem var ve aileni öldüren vampiri bulacağım diyor.
Düşünürken uykuya dalmışım...
SABAH~Sehun
Akşamı yine kan bankalarında geçirmiştim. Ne zamandır kan içmediğim için kendimi ölecekmişim gibi hissettim.
Okula gitmek için hazırlanmaya başladım. Aish! Kahretsin! Güneş koruyucum bitmiş. Anlaşılan bugünü evde geçireceğim. Aşağı annem ve babamın yanına indim.
-(Babam) Ne var niye gitmedin okula?
+Güneş koruyucum bitmiş.
-Al benimkini kullan.
Aish! Tam dedim ki okula gitmemek için bahane var! Ya 490 yaşındaki vampir okula mı gider ya!
Burukça gülümseyerek
+Teşekkürler baba.
~EUN Mİ~
Hazırlanıp okula gitmek için yola çıktım.
-Unutma. O vampiri gördüğün zaman yanıp sönmeye başlarım.
+Tamam.
Derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim. Kalbim küt küt atıyordu. Çok heyecanlandım nedense.
Sınıfa vardığımda yerime oturdum. Önümden dünkü siyah kapşonlu çocuk geçti. Bir dakika! Kolye! Yanıp sönüyor!
BÖLÜM SONU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AŞKIM ~ Sehun
FantasyYerde cansız yatan kanlı bedenin üzerinden kalktı ve ağzının kenarından akan kanı silip sinsi bir gülüş atarak bana doğru adımlamaya başladı...