Sınıf grubundan numarasını alıp mesaj attım.
Eun Mi: Ee nasıl yapıyoruz? Ben Eun Mi.
Oh Sehun: Ya kızım sen hiç vazgeçmeyecek misin ya?
Eun Mi: Hayır, vazgeçmeyeceğim.
Oh Sehun: Ölmeyi kabul ediyorum diyorsun yani?
Eun Mi: Evet. Ailem için bunu yapıcam.
Oh Sehun: Vayy bee! Şartımı da kabul ediyorsun o zaman?
Eun Mi: Tamam dedim ya gerizekalı!
Oh Sehun: Peki öyleyse. Yarın okulda bodrum katına gel.
Eun Mi: Tamam anlaştık.
Bıkkınca nefes verirken telefonu yavaşça yatağa fırlattım. 'Acaba doğru mu yapıyorum?' diye kendi kendime düşünürken kolye birden konuşmaya başladı.
+ Tabii ki doğru yapıyorsun. O pislik senin aileni öldürdü. Bunu yanına bırakamazsın.
- Ödümü patlattın ya!
+ Haksız mıyım?
- Doğru haklısın. Bunu onun yanına bırakmam.
———————————————————Ertesi sabah dediği gibi okulun bodrum katına indim. Daha gelmemişti. Onu beklerken telefonuma gizli bir numaradan mesaj geldi.
Gizli numara: BUNU SAKIN YAPMA!
Tam cevap yazacaktım ki Sehun geldi. Telefonu kapatıp cebime koydum.
+ Yalnız telefonunu kapatman gerekiyor. Çünkü yayılan radyasyonlar zarar verebilir.
Dediği gibi telefonu cebimden çıkrapı kapatıp tekrar cebime koydum.
+ Güzel. Şimdi ellerini uzat ve gözlerini kapat.
Ben anlamsızca bakmaya başladığımda yüzünü büzüştürerek:
+ Gözlerin açıkken utanırım ben. (😂)
- Ne diyorsun be sen!
+ Allahım ya bir de ciddiye alıyor! Gözlerin açıkken olmaz gidemeyiz.
- Offffff!
Gözlerimi kapattıktan birkaç saniye sonra:
+ Tamam açabilirsin.
Gözlerimi açtığımda çok farklı bir yerdeydik.
- Ohaaa! Ne çabuk geldik.
Ben şaşkınca etrafa bakarken Sehun'sa gözlerini devirip yürümeye başladı.
Burası aynı dünyadaki gibi bir ormandı. Yani benziyordu. Daha önce hiç görmediğim bitkiler, hayvanlar vardı. Sehun'a dönerek:- Baksana! Kizu Dağ'ı nerede biliyor musun?
+ Hayır.
- Ee nasıl bulucaz peki hançeri?
+ Büyük babam eskiden buralarda bir yerde harita olduğunu söylemişti. Daha doğrusu kaybolduğunu. Eğer onu bulabilirsek hançeri de bulmuş sayılırız.
Sen ne kadar akıllısın öyle 😒
+ Sen de bulursan eğer bana söyle.
- Tamam.
Etrafta dolaşmaya başladım. Her yere baktım ama bulamadım. Kolyeyi dışarı çıkararak:
- Hey kolye! Sen nerde olduğunu biliyor musun?
+ Bilmiyorum ama araştırabilirim.
- Tamam bekliyorum.
Ben de etrafta dolaşmaya devam ettim.
+ Hey sanırım buldum.
- Nerede peki?
+ Tamam ben sana yolu tarif edeceğim.
- Tamam.
Kolyenin söylediği yere geldiğimde durdum.
+ Toprağın altında.
Toprağı biraz eşeledim. Vee! Evvet! İşte buldum. Haha bu çok kolay oldu.
Arkama döndüğümde... Bir dakika... Ben nerdeyim? A-arkamdan kocaman garip bir k-kükreme sesi geldi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AŞKIM ~ Sehun
FantasyYerde cansız yatan kanlı bedenin üzerinden kalktı ve ağzının kenarından akan kanı silip sinsi bir gülüş atarak bana doğru adımlamaya başladı...