-Hey, baksana! O mağaralardan burda çok fazla var. Şimdi ne yapacağız?
+ Konuşmadan yavaşça ilerleyelim. Ve bir daha söylüyorum sakın korkma.
- Kim korkuyormuş ya? Haha! Ben mi?
+ Şu an kalp atışlarını duyabiliyorum ve çok hızlı atıyor.
- Ne diyorsun sen?
+ Unuttun mu? Ben bir vampirim. İnsanların kalp atışlarını çok uzaktan bile duyabilirim. Her neyse. Şimdi işimize odaklanalım.
- Tamam.
Biraz ilerledikten sonra karşımıza güçlü kükremesiyle yine aynı canavardan çıkmıştı ve bir anda çıktığı için çok korkmuştum.
+ Sakin ol. Sakin ol ki bizi göremesin.
- İyi de kalp atışlarımı kontrol edemiyorum ki!
+ Etmelisin! Hayatta kalmak istiyorsan korkmamalısın!
- Olmuyor işte olmuyor.
Biz aramızda fısıldaşırken canavar kükreyerek üzerimize doğru koşmaya başlamıştı. Oh hayır olamaz! Bana doğru geliyor! Gözlerimi korkudan sımsıkı kapattım.
Gözlerimi açtığımda Sehun'un kucağındaydım ve bir çitadan daha hızlı koşuyordu. Canavar da arkamızdan aynı hızla koşuyordu. Burada bir sürü ağaç vardı ve bizi yukarıdan görmesi çok zordu. Daha sonra bir ağacın altına saklandık. Canavar tam dibimizden geçiyordu. Benimse kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Sehun'un söylediği sözü hatırlayıp gözlerimi kapattım ve kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Gözlerimi açtığımda canavar gitmişti. Tam buna sevinecekken Sehun araya girdi.
+ Ya sen bizi öldürtecek misin?
Kendimi değil ama seni evet.
- Ya ne alakası var? Ben o kadar cesur birisi değilim tamam mı? Senin gibi vampir de değilim kalp atışlarımı kontrol edebileyim. İnsanım insan!
Dediklerime hak verir gibi yüzünü buruşturdu.
+ Neyse tamam. Hadi devam edelim.
Yürürken dikkatli olmalıydık. En ufak bir tıkırtı bile onları rahatsız edip bizi öldürebilirlerdi.
O kadar dikkat ediyorduk ki parmak uçlarımızda yürüyorduk. Ben de sakarlık yapmamak için bin kere dua ediyordum.
Sonunda mağaraları geçtiğimizde önümüzde kocaman bir tapınak vardı. Sanırım bu o tapınak! Kizu Tapınağı! Allah'ım sonunda hayallerime ulaşıyordum!
Kapıdan içeri girdiğimizde içerisi biraz karanlıktı fakat bilmediğim türdeki çiçekler etrafa loş ama rengarenk ışıklar saçıyordu. Biraz yürüdüğümüzde ise yerde dikenli kapanlar vardı. Her yerde tuzaklar vardı ve etraf loş olduğu için bir şey görünmüyordu. Hafiften seçmeye çalıştım ve dikkatli bir şekilde karşıya ulaştık. Ama sırada daha havada sallanan baltalar vardı. Kendimi sanki bir video oyunundaymış gibi hissettim. Tek bir hata bile yapmaya hakkım yoktu. Cesaretimi topladım ve onları da geçtim. Tabii geçerken kolumu kesmişti. Kanıyordu ama fazla acımıyordu. Gözlerimi kolumdan çekip Sehun'a baktığımdaysa aman Allah'ım! Titriyordu ve gözlerinin rengi morumsu bir renk almıltı! Üstelik bana doğru geliyordu!
———————————————————
BÖLÜM SONU...NOT: ÜZGÜNÜM BİRAZ GECİKTİM 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AŞKIM ~ Sehun
Viễn tưởngYerde cansız yatan kanlı bedenin üzerinden kalktı ve ağzının kenarından akan kanı silip sinsi bir gülüş atarak bana doğru adımlamaya başladı...