Uyandığımda boynum feci şekilde tutulmuştu. Bırak döndürmeyi, zor kıpırdatıyordum. Başım da feci şekilde ağrıyordu. Anlaşılan bugün okula gidemeyecektim.
Saate bakmak için telefonumu elime aldığımda saat 08.30'du ve Ae Cha'dan mesaj gelmişti.
+(AC) Knk sende sınav notları var mı? (21.00)
Nee! Doğru ya! Bugün sınav vardı. Ben bunu nasıl unuturum! Hemen çantamı da hazırlayıp evden alel acele çıktım. Ağrılarıma aldırmadan okula doğru koşuyordum.
Sınıfa girdiğimde daha hoca gelmemişti. Ben de rahat bir nefes alıp yerime oturdum.
+(AC) Knk dün sana mesaj attım neden bakmadın?
- Uyuyordum çünkü.
+(AC) Hmm... Anladım.
Ae Cha yüzümün halini görünce ne olduğunu sordu.
- Dün akşam koltukta uyuyakalmışım boynum tutulmuş. Biraz da başım ağrıyor.
+(AC) Oy kıyamam ben sana, gel revire gidelim orada ağrı kesici vardır.
Yerimden zar zor kalktım ve revire gittik.
Burada bir sürü ilaç kutusu vardı ama hiçbirinde ağrı kesici yoktu. Derken Sehun geldi.
+(S) Ne oldu? Niye burdasınız? Sen iyi misin?
- Dur soluklan ilk önce iyiyim ben. Sadece dün koltukta uyuyakalmışım boynum tutuldu azıcık. Bir de başım ağrıyor hepsi bu.
+(S) Hmm... Anladım.
Ae Cha'ya bakarak:
+(S) Ben onu iyileştirebilirim.
+(AC) Nasıl yapacaksın?
+(S) Bir tanıdığımdan iyileştirme gücü almıştım dünyadan ayrılmadan önce.
+(AC) Hmmm... Peki öyleyse.
Ae Cha birkaç adım geri çekildi ve Sehun arkama geçip boynuma hafifçe masaj yapmaya başladı.
Bir anda canım yandığı için reflekse elini tuttum. Ahh çok utanmıştım. Yüzüm kızarmıştı.- Ben özür dilerim. Bir an canım acıdığı için...
+(S) Özür dilemene gerek yok... Sadece bir refleks.
Ae Cha ise bize imalı imalı bakıyordu.
Evet, işe yaramıştı! Boynumdaki ağrılar azalmaya başlamıştı. Ama sanki beynim öyle bir zonkluyordu ki sanki yerinden çıkacakmış gibiydi.
+(S) Tamam, sanırım burası bitti. Şimdi baş ağrını yok edelim.
Dedi ve boynumdaki ellerini başıma yerleştirip hafifçe ovalamaya başladı. Gerçekten iyi geliyordu. Ağrım dinmeye başladı ve en sonunda dindi.- Sana gerçekten çok teşekkür ederim!
Başını önüne eğip gülümsedi. Böyleyken gerçekten çok tatlıydı.
+(S) Rica ederim.
Revirden çıkıp sınıfa doğru ilerlerken hocayı görmemizle sınıfa koşmamız bir oldu. Hocayla aynı anda geldiğimiz için ve en önde de ben olduğum için çarpıştık. Binlerce kez özür dileyip hocanın kağıtlarını toplamasına yardım ettim.
Yerimize geçtiğimizde sınav kağıtlarını dağıtmaya başlamıştı. Sorular o kadar zordu ki içimden 'acaba soruları hazırlarken ne kadar keyif aldı' diye geçirdim.
*
*
*
Anlayacağınız üzere sınavım kötünün de kötüsü geçmişti. Çünkü çalışamamıştım.Bütün dersler bittikten sonra eve gitmek için ayağa kalktığımda
+(S) Durun durun veraber gidelim. Hem bizim mahalle de yolun üstü.
- Sizin mahalle okulun arka tarafında kalıyor ama neyse. Yani bizimle gelmek istiyorsanız gelebilirsiniz.
Deyip güldüm.
+(S) (gülerek) Yok canım, bizim oralarda bir işimiz var. (Kris'i dürterek) Değil mi Kris?!
+(K) E-evet aynen. (senin de varlığınla yokluğun bir he)
- İyi peki, siz bilirsiniz.
Okuldan çıktık ve bizim mahallenin oralara doğru yürümeye başladık.
+(S) Kızlar, bu hafta sonu işiniz var mı?
- Benim yok.
+(AC) Benim de yok.
+(S) Çok güzel. Biz diyoruz ki hepimiz sinemaya mı gitsek?
- Olur bana uyar. Evde de çok sıkılmıştım zaten.
+(AC) (kafasını sallayarak) Bana da uyar.
+(S) Çok güzel öyleyse vizyonda çok güzel bir film var. Ona gidelim diyoruz.
- Ne filmi?
+(S) Korku filmi ama öyle çok korkunç değil yani.
- Olur gidelim.
+(AC) Bence de olur.
Gülerek eve doğru ilerledik.
Eve vardığımda rutin işlerimi yapıp tam yatağıma uzanacaktım ki yine başıma ağrı saplandı. Ama bu öyle bir ağrıydı ki birden tüm vücuduma yayıldı. Vücudumda hissettiğim tek şey acıydı.
Öyleydi ki attığım çığlıkları bile duyamıyordum.
Telefonuma erişmek ve ambulansı aramak istedim ama o kadar acıya dayanamayıp bilincimi yitirdim...———————————————————
BÖLÜM SONU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AŞKIM ~ Sehun
FantasyYerde cansız yatan kanlı bedenin üzerinden kalktı ve ağzının kenarından akan kanı silip sinsi bir gülüş atarak bana doğru adımlamaya başladı...