BÖLÜM#30

52 6 3
                                    

Gözlerimi açtığımda Young Jae yerde kıvranıyordu. Hemen Sehun'a baktım. Yanına gittiğimde parmaklıkları kocaman olan bir kafesin içinde yerde yatıyordu.

- Sehun! Sehun iyi misin?!

+İ-iyiyim.

Sesi hiç iyi gelmemişti. Kafesin etrafında dolaşmaya başladım ve kapısını buldum. Ama kilitliydi. Hemen Young Jae'nin yanına gittim.

-Aç şu kapıyı!

+Sihirli kelimeyi söylemedin.

-SANA ŞU KAPIYI AÇ DEDİM!

+Dur ya. Biraz daha eğlenelim bence!

-Bana bak! Eğer o kapıyı açmazsan seni öldürürüm! Anladın mı beni?

+Ah nasıl korktum şu an! :D

-Ben çok ciddiyim!

+Beni korkutabileceğini mi düşünüyorsun?

Deyip bir eliyle boğazımdan tutup havaya kaldırdı. Diğer eliyle avucunda ateş topu oluşturmaya başladı.

+Bunu yapmayı hiç istemezdim sevgilim!

Tam elini karnıma getireceği sırada boğazımdaki elini tutup tüm gücümle sıkmaya başladım. Oha! Elimden ışık çıkıyordu. Young Jae ise çığlık içindeydi. Kolunu çevirmeye çalıştım ama gücüm yetmedi. Elindeki ateş kolumu yakmıştı. Bana bakıp sırıttı ve elindeki ateş topunu bana fırlattı. Kaçtım ve bana doğru koşmaya başladı. Korkmuştum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Kolumu ona doğru uzattım. Yine elimden ışık çıkmıştı. Young Jae yere düştü. Çok şaşkındım. Ellerime bakmaya ve olanları anlamlandırmaya çalıştım. Ama hayır, hiçbir şeyi anlamamıştım. Ne yani? Söyledikleri doğru muydu? Benim babam bir tanrı mıydı? Peki ben neden yeni öğreniyorum?

Kapının açılma sesiyle kendime geldim. Kris ve Ae Cha gelmişti! Kris Sehun'un yanına, Ae Cha da benim yanıma koştu.

+(A) İyi misin kanka?

-İ-iyiyim de... Siz... Nasıl...

+Uzun hikaye. Şurdan bir çıkalım sonra anlatırım.

+(K) Onu çıkaramıyorum!

Yanlarına gittiğimizde kapının kilitli olduğunu gördük. Ae Cha Young Jae'nin yanına gitti ve ceplerini aramaya başladı. Küçük, anahtara benzeyen bir şey buldu ve yanımıza geldi.

+(A) İşe yarar umarım.

Anahtarı Kris'e verdi. İşe yaramıştı. Fakat Sehun'un ayağında kapana benzer bir şey vardı ve açılmıyordu. Anahtarı denemeye karar verdik. İşe yaramıştı. Kapanı ayırırken Sehun acıyla inlemişti.

- İyi misin?

+(S) İyiyim. Biraz acıyor sadece.

Bir kolundan ben diğer kolundan da Kris tuttu ve ayağa kalktık.



Sehun'un evine gelmiştik. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Gözlerim dolmuştu. Sevdiğim insanın benim yüzümden acı çekmesini istemiyordum artık.

Sehun'un ayağına baktığımda artık o kadar kanamıyordu hatta kanaması durmuş ve hızlı bir şekilde iyileşmeye başlamıştı.

Sehun bana bakarak düşmekte olduğubu fark etmediğim gözyaşımı sildi ve:

+(S) Hadi ama! Ağlama artık. Bak geçti. Hem beni de üzüyorsun.

Dedi buruk bir gülümsemeyle.

- Artık benim yüzümden acı çekmeni istemiyorum.

+(S) Hiçbir şey senin yüzünden değildi. Lütfen üzülme artık. Ben de senin üzülmeni istemiyorum.

-Elimde değil ki...

Cümlemi tamamlamaya nefesim yetmemişti. Ağlamaya başladım. Başımı alıp göğsüne bastırarak:

+(S) Ama ben ne diyorum sen ne yapıyorsun? Hiçbiri senin yüzünden değildi ki.

Başımı göğsünden ayırdıktan sonra gözyaşlarımı silerken:

+(S) Hadi ağlama artık.

Dedi ve alnımdan öptü. (😳) Açıkçası yaptıkları hoşuma gitmişti. Biraz daha mı ağlasaydım acaba 😅 neyse daha fazla üzmek istemedim ve ağlamayı kestim.

Ae Cha bize bakarak:
+(A) Hadi film izleyelim!

Herkes: olur.

Kris'e dönerek:
+(A) Ne izleyelim canım?

CANIM!? Ağzından kaçmış gibiydi ama Kris'in de hoşuna gitmiş gibiydi. (!?)

Gülerek:
+(K) (Filmi siz seçin)

Herkes: Güzel fikir!

Ae Cha dvdyi dvd oynatıcıya koydu ve film başladı.



Sehun'un Ağzından

Filmin ortasında omuzumda bir ağırlık hissettim. Kafamı çevirdiğimdeyse Eun Mi mışıl mışıl uyuyordu. Onu izlemeye başladım. Çok güzeldi... Gözleri, burnu, yanakları... Aah kendine gel Sehun! Filme odaklan! Ama olmuyordu işte. O kadar güzel uyuyordu ki...

+(K) Sehun! Sehun! Biz gidiyoruz.

+(S) Aah tamam. Eun Mi! Eun Mi!

Uyanmamıştı. Aksine koluma daha sıkı sarılmıştı ve bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı. Birkaç kez daha çağırdık ama hala aynıydı. Bugün o kadar çok yorulmuştu ki...

+(S) Neyse tamam siz gidin. Ben onu bir şekilde uyandırırım. Olmazsa burada kalır bu akşam.

+(K) Peki sen bilirsin kanka. (gülerek) İyi akşamlar.

+(S) İyi akşamlar.

Onlar gittikten sonra Eun Mi'yi koltuğa yatırdım ve üzerine battaniye serdim. Elimi saçlarında gezdirirken:

+Tatlı rüyalar prenses.

——————————————————————

BÖLÜM SONU...

KANLI AŞKIM ~ SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin