🌈 20

12.4K 1.3K 351
                                    

Bu hikaye oy vermeniz için yazılmıştır.

Aynanın karşısına geçtim ve yüzüme baktım. Hatta tüm bedenime. Morluklarımı hiç sevmiyordum. Tedavi yüzünden dökülmeye başlayan saçlarımı da hiç sevmiyordum. Gece terleyerek uyanmalarımı, uykusuz kalmalarımı, bu hastalığı sevmiyordum. Kim olsa sevmezdi zaten.

Ama ben yaşamayı seviyordum. Dünyayı seviyordum. Arkadaşlarımı ve ailemi seviyordum. Evimi seviyordum. Renkleri seviyordum.

Bu yüzden güçlü olmaya devam etmeliydim.

Elime bir makas aldım ve saçlarımı kökünden yarım karış kadar bırakarak kesmeye başladım. Zaten ileride bunlar da dökülecekti.

Hepsi bittiğinde aynadan kendime baktım ve grisi akmaya başlamış kısa saçlarımı geriye doğru taradım ellerimle. "Ulan Ecrin, erkek olsan ne kızlar koşarmış peşinde. Şu yakışıklılığa bak!" diyerek kendime öpücük attım. Yüzüme renk gelsin diye dudağıma şeftali tonlarında bir ruj sürdüm. Sonra geri çekilip tekrardan inceledim kendimi. "Ne seski bir kadın oldum ayol..."

Yerdeki saçlarımı toparlayıp önceden getirdiğim poşetin içine koydum hepsini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yerdeki saçlarımı toparlayıp önceden getirdiğim poşetin içine koydum hepsini. Kalan ince telleri de tek tek almak yerine elektrikli süpürgeyle süpürdüm. Ardından içinde saçlarımın olduğu poşeti alıp çöpe atmak için mutfağa indim. Bugün annemle hastaneye gitmiş olduğumuz için annem daha işe gitmemişti. Ben kemoterapi görmüştüm, annem de Almila'nın ilik sonuçlarını almıştı. Bir ara ortadan kaybolmuştu ama onun nedenini bilmiyordum.

Beni mutfakta görünce önce saçlarıma baktı sonra da elimdeki poşete. Diyecek bir şey bulamadığında gülümsedi ama gözlerinin yaşardığını görebiliyordum

Bugün üzgündü çünkü Almila da olmamıştı. Ama çok yaklaşmıştı. Demek ki hala umudumuz olmalıydı.

"Yakışmış mı?" dedim ve ellerimle saçlarımı karıştırdım. "Erkek olsam ağlatırmışım bence, façam yansın." dedim ve güldüm. Ama annem gülmedi. Ben de poşeti çöpe atıp arkamı döndüm odama çıkıp Almila'yı aramak için. O okuldaydı ve muhtemelen Güney ile çok mutluydu. Tabii aklının bir köşelerinde ben de vardım. Bundan emindim çünkü her dersten çıktığında bana mesaj atıyordu.

"Ecrin beklesene bir," dedi annem ve yaslandığı mutfak tezgahından ayrıldı. Söylemek istediği şeyden çok emin değilmiş gibi karasızca yürüyerek bana yaklaştı ve karşımda durdu. "Sana söylemem gereken bir şey var." dediğinde tüm dikkatimi ona verdim. Annem benim ısrarlarım sonucu saçlarını tekrar mora boyatmıştı, böyle canlı renkler onu daha genç gösteriyordu fakat benim hastane koşturmacalarım uykusuz bırakmış olmalı ki gözlerinin altları saçları ile uyum içerisindeydi. Mordu ve sabah makyaj yapamayacak kadar aceleci davranmıştı. En kötüsü de bir sabaha 'bu sefer oldu' umuduyla uyanıp tüm enerjinle oraya koşturduktan sonra 'bu sefer de olmadığını' öğrenmekti belki de. "Hatırlıyor musun bir kardeşin olsa ne güzel olacağından bahsetmiştin, mutfakta oturuyorduk seninle. Bir de doktor kardeşten nakil alınabilir deyince... babanla konuşmuştuk. Yani, bilmiyorum senin düşüncelerin hala aynı mı ama... ben hamileyim."

Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin