Doğruluk mu? Cesaret mi?

33 7 0
                                    

"Bir gün seni kendi isteğinle evime sokacağım."

Fotoğrafın arkasındaki cümle tüylerimi diken diken etmişti. Kimdi bu adam ve bu fotoğrafımı nerden bulmuştu. Beni ne zamandır takip ediyordu. Dudaklarımı ıslatıp ona doğru döndüm. Ürkdüğümü anlamasın diye gülümsedim.

"Sapığım olduğunu bilmiyordum."

Bana sert bi şekilde baktı ve gözlerini tavana dikti. Ceketinin kollarını sıvadı.

"Ben senin sapığın değilim. Tam tersine seni ben koruyorum."

Yüzüne kendine beğenmiş bir ifade taktı. Sorular birikiyordu. Delirmeye başlıyordum. Daha fazla dayanamıyordum.

"Adım Tan. Mm bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum."

Eliyle saçlarını karıştırdı.

"Çalıştığın yere nasıl girdin, nasıl buldun bilmiyorum. Yakın bir arkaşımın babasının orası. Sıksık giderim ve inan hiçbirzaman o adamdan hoşlanmadım bakışları beni rahatsız etti ama arkadaşımla görüşmek için gidiyordum. Bir gün odasında bu resmi buldum. Gerçekten çok güzel bir resim..."

Parmaklarını çıtlattı ve bakışları yine gözlerime döndü. Bana doğru yaklaştı parmağıyla gösterdiği resmi elimden aldı.

"Arkasındaki yazı ona ait. O zaman ne olduğunu anlamamıştım. Bu olaydan bi sene sonra seni gördüm buraya taşınıyordun. O resim beynimde dönüp duruyordu ama seni görünce aklıma gelmedi. Çok garip..."

Bana sırtını dönüp camın yanına yere oturdu. Karşısına geçip oturdum. Sweetshirtümü çıkartıp belime bağladım. Beyaz bol tshirtümle daha rahat hissetmiştim.

"Senin işe başladığın ilk zamanlarda bir gün yine oraya geldim. Oğluyla yani arkadaşımla konuşuyordu. Onu buraya getirdin ama hala bir adim atmıyor dedi. Bunu duyduğumda kapıda durup dinledim. Arkadaşımsa biraz zaman ver onu ayağına getiricem diyordu. Arkamı dönüp uzaklaştığım sırada seni gördüm poker masasında oturuyordun. Evet resimdeki kız sendin. Tüm masumiyetinle oraya yabancı oldugun o kadar belliydiki. Bi sapık seni buraya getirmişti. Bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama yapmış. "

Titreyen elimi cama koydum yağmur damlalarını takip ettim. Neden normallik hep benden uzaktı. Bana bakan gözlerine baktım.

"Peki bu resim neden burada?"

Kıkırdadı. Benim gibi parmaklarını camda gezdirmeye başladi. Güneş çoktan doğmuştu.

"Çaldım. Şimdi bana nasıl orada çalışmaya başladığını anlatır mısın?"

Güneşin aydınlattığı gökyüzüne bakarak hafızamdaki kırıntıları birleştirdim. Gözlerini camdan çevirip tekrar bana baktı. Heyecanlandım ve gerildim.

"Aslında bu işi çok para kazandırdığı için yapıyorum. Jessica diye bir arkadaşım var ve onun sayesinde bu işe girdim. Ilk başl..."

Sözümü yarıda kesip kafasını salladi.

"Onu ne kadar tanıyorsun?"

Çok egoluydu. Güneş ışığı bütün odayı aydınlatmıştı. Elmacık kemikleri daha da belirginleşmışti. Sol kulağında iki tane küpe vardi.

"Küpelerime mi bakıyorsun?"

Bana baktığında irkildim ne zamandan beri onu süzüyordum. Utancımdan yanaklarım yanmaya başladı. Kurumuş dudagimı ıslattım.

"Küpelerin yakışmış ve Jessica'yıda emin ol seni tanıdığımdan daha fazla tanıyorum."

Hayalkırıklığıyla yüzüme baktı.

Yüksek KartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin