BENİ BIRAKMA

24 5 0
                                    

Tekrar gökgürültüsünü duyduğumda bakışlarımı ondan ayırmadım. Beni sahiplenmesi hoşuma gidiyordu. Ona bakınca o kadar farklı şeyler hissediyordum ki tarif edemezdim. Şevketle bana bakan irisleri yüzümü inceliyordu. Sol tarafima yaslanmış kalp atışlarını hissedebiliyordum. Zamanın durmasını istedim. Alt dudağını diliyle ıslatıp belimdeki elini serbest bıraktı.

"Galiba kimse bana yemek hazirlamayacak."

Deminki görüntüsünün aksine şimdi küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzmüş tshirtünü çekiştiriyordu. Kıkırdayıp buzdolabına doğru yürüdüm. Gözlerinin üstümde olduğunu hissediyordum. Yumurta ve peynir çıkardım.

"O kadar yumurta kime yeter ki?"

Tezgahin üstündeki yumurtalar bakıp tekrar ona döndüm.

"Ben iki tane yerim sana dört tane yetmez mi?"

"Bu cüsseye yeter mi sence?"

Tekrar dolabı açıp üç yumurta daha çıkardım. Onlarıda diğer yumurtaların yanına ekledim.

"Yeter mi?"

"Bilemedim." Omuzlarını indirip kaldırdı. Bakışlarımı dolaba çevirip bir kase aramaya başladım. İkı yanimdaki dolabi açıp şeffaf kaseyi bana doğru uzattı. Yüzündeki bilmiş ifadeyle bana sırıttı.

"Demek sen düşünceleride okuyorsun."

Cevap vermeden beni izlemeye başladı.

. . .

Camın önündeki masada kahvaltımı bitirmiş onu izliyordum. O hâla yemeye devam ediyordu. Yüzümde oluşan gülümsemeyle camdan dışarı baktım. Gökyüzü bulutlarla kaplanmış, güneşi kontrol altına almıştı. Kafamı tekrar ona doğru döndürdüğümde elindeki çatalı dudaklarının arasına almış bana bakıyordu. Bakışlarını benden çekip masanın diğer ucuna kaydırdı. Aynı yöne baktığımda bu bembeyaz mutfaktan daha beyaz olan frezyalara baktığını farkettim.

"Senin içindi."

Bakışlarımı tekrar onunkilerle buluşturdum. Dediğini çok iyi anlamıştım. Yanaklarim yanıyordu.

"Ne benim içindi?"

Gülümseyerek gözünü tekrar frezyalara dikti. Kalp atışlarım... Her mutlu olduğum an gibi yine aklıma gerçekler gelmişti.

"Benim annemi aramam lazım. Beni ardıysa merak etmiştir. Ya da belkide..."

İç cekerek birazdan büyük bir sel yaşatıcak bulutlara baktım.

"Ya da belkide ne ?"

Bakışlarımı gökyüzünden ayırmayarak düşünmeye başladım. Onun bakışları ise beni delip geçiyordu.

"Belki annemi çoktan aradılar. " bakışlarımı ellerime indirip uzun zamandan sonra ojesiz gördüğüm tırnaklarıma baktım. Tekrar bakışlarımı Tan'a çevirdim. Dudaklarımı dilimle ıslatıp konuşmama devam ettim.

"Ne zaman arayabilirim?"

Portakal suyuna uzanıp bardağına parmaklarını sardığı sırada gözüm yine kasılıp gerilen kol kaslarina takıldı. Çok ağır spor yapmasada fit olmaya dikkat ettiği kesindi. Saçma düşüncelerimden sıyrılıp gerçek dünyaya döndüm. Portakal suyunu bi dikişte bitirip elleriyle saçlarını geriye attı.

"Bugünü hiç birşey olmamış gibi geçirmek ister misin?"

Bana bakarak gülümseyen adama bende karşılık verip kafamı aşağı yukarı salladım. Tam konuşacakken beni susturdu.

Yüksek KartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin