Duyduğum şeyle adeta yere çakılmıştım. Kulaklarım çınlamaya başladı. Duyduklarım doğru muydu gerçekten?"B-bu i-imkamsız Bay Park."
Bu dediğim onu sinirlenmişti.
"İmkansız olması için bana bir neden söyle! Sana bu kadar olağan dışı gelen ne Tanrı aşkına."
ilk başta sert gelen sesi sonlara doğru acizleşmişti. Ben ne diyeceğimi bilemiyordum. Açıkçası Park Jimin herkesin dediğinin aksine iyi biriydi yani en azından bana öyle davranıyordu. Belki de beni sadece kullanıp benimle oynayacaktı. Ah ne düşünüyorum ben."Bay Park i-inanın ne diyeceğimi bi-bilemiyorum. Yani bu bi- bilmiyorum."
"Jungkook bu sana belki de yanlış gelebilir ama ben seni gerçekten tüm kalbimle seviyorum."
Asıl soru şuydu ben Park Jimin'i seviyor muydum? Ben daha önce hiç o gözle bakmamıştım yani bakmıştım ama... off lanet olsun ki bakmıştım.
"Bay Park benim önemli bir işim vardı unutmuşum."
Aceleyle Bay Park' orda birakip çiktim, Daha doğrusu kaçmıştım. Yapabileceğim başka bir şey yoktu en mantıklısı kaçmaktı. Hem Park Jimin'den, hem de duygularımdan. Odama geçtiğimde rahat bir nefes almıştım. Kravatımı çıkardım ve masaya koydum. Şakaklarımı işaret ve orta parmaklarımla hafifçe ovmaya başladım. Düşünmeliydim. Ama neyi? Öncelikle kendimle konuşmalıydım daha sonra da Tae ile.
Gün içinde olabildiğince Bay Park'la göz göze gelmemeye çalıştım ve hep kaçtım. Eve gelmiştik.
"Hyung seninle bir şey konuşmam gerekiyor."
Gözleri gözlerimi bulmuştu.
"Şöyle ciddi şeyler söyleme kalbim dayanmıyor."
Umarım biraz sonra dediklerimden sonra da böyle gülmeye devam ederdi.
"Hyung direk konuya giricem. Bugün tuvalete gittim ardımdan Bay Park da geldi ve bana bir kaç bir şey dedi."
Devam etmemi bekleyen gözlerle bana bakıyordu.
"Bana beni sevdiğini anlamam için daha ne yapması gerektiği tarzında şeyler söyledi."
Çok şaşırmışa benzemiyordu. Açıkçası şaşırmıştım.
"Jungkook seni baştan uyarmıştım. Sonucunu tahmin etmen gerekirdi. Hangi patron sıradan bir çalışanına öyle davranıyor Tanri aşkına."
Kasları çatıktı. Devam etti.
"Asıl sorun şu sen ne hissediyorsun."
Gözlerime direk bakıyordu. Gözlerimi çekme isteğiyle doldum.
"Hyung bilmiyorum. O iyi biri bana çok iyi davranıyor. Ve.."
Devam edememiştim. Çünkü daha kendime bile söylemedim şeyler vardi.
"Ve?"
"Ve sanırim ondan etkilendim. Yani hoşlaştı gibi."Gözlerinden kısa bir üzüntü geçti gibi hissettim. Ama buna bir anlam veremediğim için sadece göz yanılması diye düşündüm.
"Hyung ne yapmalıyım?"
"İstiyorsan... deneyebilirsin. Buna ben karar veremem senin hayatın ve senin tercihlerin. Sonuçlarına da sen katlanacaksın."
Ne yapmam gerektiğini bilmediğim için topu Tae'ye soruyordum o ise topu yine bana atıyordu. Ahh yarına kadar düşünmem gerekiyordu.