Bir baktım #gay 31 dedim WTF neysem iki güne yine dört yüzlere düşeriz seri sad.
...
Jimin'in evine gelmiştik ve uzun uğraşlar sonucu film seçebilmiştik. Evi gerçekten çok güzeldi. Uzun bir binanın son katlarındaydı. Bizim evinize göre oldukça büyüktü ama buna rağmen yine de aynı şirket gibi siyah beyaz ağırlıklı sade ve şıktı. Salondaki koltuklara oturmuş korku filmi izliyorduk. Evet normal çiftler gibi romantik film izleyip öpüşmeyi düşünsekte ben zaten korku filminde daha çok yakınlaşacağımızdan eminim.
...
Film her ne kadar yapmacık olsa da arada istemsiz korkuyordum. İşime geliyordu. Hazır fırsatı bulmuşken de Jimin'e yakınlaşıyordum. Film açıkcası sıkıcıydı ve ben de acıkmıştım. Bir yandan da Jimin'in kucağında yatarken mayışmıştım. Sıkıldığı yüzünden belli olan sevgilimin dirseğimle karnını dürttüm. Aldığım cevap mırıltı olmuştu.
"Sevgilim ben acıktım."
"Ben de filmden sıkıldım zaten gel karnımızı doyuralım birtanem."
Ah ne güzel birtanem diyordu o.
"Yemek yapabiliyor musun?"
Bildiğim kadarıyla tek yaşıyordu ve eğer hizmetli falan yoksa yemek yapmayı da biliyordur. Tabii sürekli dışardan yemiyorsa. Umarım yapabiliyordur. Ev yemeklerini severim ve Jimin yapınca daha da lezzetli olacağından eminin.
"Sevgilin bir aşçı kadar harika yemekler yapabiliyor. Çok şanslısın kedicik.~"
"Hiç de bile sen daha çok kediye benziyorsun . Ama bu babacığım olduğun gerçeğini değiştirmiyor babacık.~"
Bunu dedikten sonra kendimi Jimin'in kucağında yukarı doğru ittim ve dudaklarına uzandım. Dudaklarımız eş yapboz parçaları gibi birbirini tamamlarken ben çoktan sevgilimin dusaklarında sarhoş olmuştum. Jimin'in üstümdeki erkisini kelimelerle tarif edemiyordum. Devreye dillerimizi de soktuk ve şefkatli öpücükler şehvetli öpücüklere dönmüştü. Artık Jimin'in kucağına oturmuştum. Sertliğini girişimde hissediyordum. Dudaklarımdan uzun bir inleme döküldü. Her şey kontrolüm dışındaydı ve kesinlikle beynimle hareket etmiyordum. Bir yandan da ellerimle ensesindeki saçları karıştırıyordum. İkinizde daha fazla nefessiz kalmaya dayanamayınca Jimin sonunda dudağımı ısırarak geri çekildi. İkimizde nefes nefeseydik ve ikimizinde gözleri birbirimizin kızarmış ve ısırıldığı belli olan ıslak dudaklardaydı. Ömrümün sonuna kadar böyle kalmak istiyordum. Jimin tekrar dudaklarıma yaklaşmıştı ki geri çekildim. Gözleri anlamayan gözlerle bakıyordu ve kaşları çatışmıştı.
"Sevgilim inan şu an en çok istediğim ikinci şey seninle öpüşmek. Ama en çok istediğim ilk şeyi yapmalıyız. Yoksa bir daha öpecek bir sevgilin olmayacak ve açlıktan ölücem."
Söylediklerimiz üzerine homurdanarak kucağında benimle birlikte ayağa kalktı ve mutfağa doğru yürümeye başladı. Onu geri çevirmem sinirini bozmuş olmalıydı. Ama işte midem söz dinlemiyor ve benim kalbime giden yol beynimden geçiyor. Bacaklarımı beline kollarımı da boynuna dolamış boynuna öpücükler bırakmaya başladım.
"Ah Kookie! Hem aç olduğunu söyleyip beni geri çeviriyorsun hem de beni tahrik ediyorsun."
"Ama hem karnım aç hem de dudaklarım."
Sırıtıyordu.
"O zaman önce karnını sonra dudaklarını doyuruyoruz Kookie, tabii ayni anda ikisini de yapabiliriz."
Göz kırpmıştı.
"O zamaaan filmlerdeki gibi sen tavada bir şeyler kızartırken ben de arkadan sana sarılayım ve daha sonra sen bana dön öpüşelim."
"Gerçekten çok film izliyorsun sevgilim. Sana demiyor muyum ben kendi filmimizi çekelim diye. Klişelerden uzak olsun mesela ben seni mutfak tezgahına yatırayım ve daha sonra seni s-"
