Evet not yok sadece bu aralar Jimin kalbimi fazla tekletiyor bu gereksiz bilgiyi öğrendiğinize göre buyrun okumaya
İyi okumalarr...JUNGKOOK
Her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başlıyordu Jimin dışında. Tae ile aram iyiydi gerçek Tae'yi öğrendiğim için artık olduğu gibi davranıyordu yani maddi bakımdan. Eve gelmemin üstünden bir hafta geçmişti ve Taehyung'la, Jimin o kadar sık görüşür olmuştu ki bazen Jimin'i eve davet etmesinden korkuyordum. Çok denedim, çok çanaladım unutmak için ama yapamıyordum sevgimde bir gram azalma yoktu aynı zamanda da kırgınlığım da öyle. Affetmeye çalıştım. Gururumu kalp kırgınlığımı her şeyi yok sayıp sadece sevgim için onun için bizim için bunu yapmak istedim ama bu yaptığımın bencillikten bir farkı olmazdı. Sevdiğimin sevgilimin ilk aşkımın ilk abimin, babamın, kardeşimin, en önemlisi ilk dayanağımın katilini affedemezdim. Aylarca hatta yıllarca acı çekmeme neden olan insanla şu an mutlu olamam. Hiçbir şey olmamış gibi acılarımı hiçe sayamam.
Göz yaşlarımın yol yaptığı yanağıma bir damla daha eklendi. Yaşadığım şeyleri kaldıracak kadar güçlü değildim. Vücudumun daha doğrusu göz yaşlarımın kontrolünü kaybetmiştim artık izin istemeden akıyorlardı. Tüm dengem alt üst olmuştu dengesiz ve alıngandım. Bu daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum ama dayanacak gücüm kalmamıştı. Öyle çok keşkelerim vardı ki kendimi yiyordum.
Tae bugün Jimin de kalacaktı ve ben yine yalnızdım. Belki kafa dağıtma ümidiyle iş aramaya karar verdim. Sırf zengin diye Taehyung'dan geçinecek değildim. Üstümü giyindim ve dışarı çıkıp iş yerlerinin bol olduğu bir caddeye doğru yürümeye başladım. Normalde on beş dakikada yürüyeceğim yeri yarım saatte gelmiştim. Caddede yürürken bir dükkan dikkatimi çekti camında eleman arandığına dair bir şey yazmıyordu hoş böyle yerlerde o tarz şeyler yazarlar mı onu da bilmiyordum. Kapının önünde bir süre dükkanı inceledim ve daha fazla oyalanmayıp kapıyı açıp içeri girdim. Dizaynı hoş bir yerdi genelde beyaz krem renklerini sevsem de buranın siyah deriden oluşan koltukları ve tahta ağırlıklı olması hoşuma gitmişti. İçeri girdiğimde tahminimce dükkanın sahibi yanıma geldi ve elini uzattı.
"Merhaba ben Yoongi. Nasıl yardımcı olabilirim?"
Her yerinde dövme olduğundan adının Yoongi olduğunu öğrendiğim kişinin buranın sahibi olduğunu anlamak zor değildi. Uzattığı elini tuttum ve konuştum."Merhaba ben de Jungkook tanıştığıma memnun oldum. Buranın sahibi sizsiniz değil mi?"
Hafifçe kafasını salladı. Ne olduğunu anlamaya çalıştığı belli oluyordu."Şey ben aslında iş arıyorum ve burayı gördüm hep böyle bir yerde çalışmak istemişimdir. Sizin için uygun olursa çalışmak isterim. Bu aralar işe ihtiyacım çok var?"
Biraz şaşırmıştı. E doğal olarak daha önce dövmeyle nokta bile yapmamıştım ve dövmecide çalışmak istediğimi söylüyordum. Ayrıca işe ihtiyacım pek yoktu sonuçta en yakının zengindi ama bu işe girmeyi gerçekten istiyordum.
"Aslında elemana ihtiyacım yok ama işe ihtiyacın varmış. Daha önce tecrüben oldu mu?"
Hayır desem kesinlikle işe alınmazdım evet desem foyam ortaya elbet çıkacaktı.