Bölüm 1

3.5K 103 13
                                    

Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Yazdığım ilk hikaye olmasa da,  sürdürülebilir ilk hikayem bu. Umarım beğenirsiniz, umarım Deniz'le ve benimle birlikte bu yolu yürürsünüz. Beğendiyseniz  bana bir işaret çakın olur mu? Eleştirinin iyisi de kötüsü de başımızın üstünde. Keyifli okumalar, sevgiyle kalın.

İkimiz de İstanbul'dayız insan düşünüyor, düşünüyor, düşündükçe inanası gelmiyor. Ramazan Bayramını henüz geride bırakmış olmanın yorgunluğu üstümde hala, o yüzden böyle midem buruluyor diye kendimi kandırmaya çalışıyorum. Ama yıllardır bu bedenleyiz sonuçta, bu tepkinin oruç ertesi yorgunlukla bir alakası olmadığına herkes vakıf. Bu tepkinin sadece Berk hayatıma geldiğinde oluştuğunu biliyorum, biliyorum bilmesine ama bilmek ona olan kırgınlığımı azaltmıyor bilinsin. Çok üstelemiyorum yine de, kendimle girdiğim tartışmalardan yarasız ayrılamayacağımı kabulleneli oluyor baya.

Mat kırmızı, diz altı, askılı yazlık bir elbisede karar kılıyorum sonunda. Saçlarımı hafif bir şekilde köpükle dalgalandırıyorum. Pek makyaj sevmesem de  biraz rimel ve rujdan güç alıyorum. Berk beğensin diye değil yani,bu tamamen kadınsal bir terapi. Bilenler bilir, zor görüşmelerden önce türkçe pop müzik eşliğinde yapılan makyaj terapisi diye bir terapi vardır. Değme psikiyatristler eline su dökemez. Zaten benim her halimi gördü bu adam. Kime neyi beğendireyim yani, hiç canım.

-

Denize bakan şirin bir kafede buluşmayı kararlaştırmıştık. Çok sık gelmezdim buraya ama tatlı bir yerdi. Bilerek beş dakika geç kalıyorum. Masada bekleyen taraf olmamak için daha da geç gelip işimi garantiye almak istemiştim işin aslı. Ama konu o ve bendik, elbette kıyamadım.Beş dakika zor oyaladım kendimi yollarda. Çaresizim, çaresiiiiz. Mekanın kapısından girerken öyle bir heyecan dalgası vuruyor ki beni, ilk buluşmamızda bile böylesini yaşamamıştım. Gelmiş midir? Allah'ım lütfen gelmiş olsun. Acaba beni beğenecek mi? Kilo mu aldım sanki ben biraz? Olmadı mı bu elbise? Rujumu silse miydim? O kızla da buraya gelmiş miydin? Sonuncu aklıma gelince bütün düşünceler tası tarağı toparlayıp gidiyor, bir de utanmadan ağzımın tadını alıp götürüyorlar yanlarında. Neyse, neyseee Deniz. Sakin. Yaşanması gerekiyormuş, önüne bak, mutlu ol, mutlu olalım inşallah. Gelmiş, çok şükür!

 Daha Berk'i uzaktan izlemenin tadını çıkaramadan, göz göze geliyoruz. Midem dönüyor, kalbim dışarı çıkmak istiyor, ellerim titriyor. Bu beden bağımsızlığını ilan etti, hayırlar olsun İstanbul sakinleri!  Hadi ilk buluşmamızda birbirimizi tanımadığımız için anlamamıştı o kadar ama şimdi ciğerimi biliyor bu adam. O ciğeri bizzat ben anlattım hatta. Kopamayasıca çenem. Bütün kozlarıma aşina birinden, elimi gizlemeye çalışıyorum. Aşk olsun hayat, beni bu durumlara hep sen sokuyorsun ya sana aşk olsun. Bir nefeslik cesaret çekiyorum içime ve Berk'e yöneltiyorum ayaklarımı.

O iki dakikalık yol geçmiyor, geçmiyor. Eee, peki şimdi ne yapacağız? Sarılacak mıydık? Tokalaşacak mıydık? Bunların hepsi neden şimdi aklıma gelmişti? Çok hazırlıksız yakalanıyorum, çok. Bir de kendimi uyanık bilirdim ya bana da yazıklar olsun. Allah'ım yardım et , her şeyi sana bırakıyorum ve yanına varmayı başarıyorum. Nihayet!  

Ben gelince ayağa kalkıyor Berk hemen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben gelince ayağa kalkıyor Berk hemen. Bir anlık bir duraksamanın ardından çok tatlı bir şey yapıyor. Bütün endişeleri alıp götüren, samimi bir şey, umut şarkıları söyleyen bir şey.

'Hoş geldin Deniz. Ben ... Yani ... Ne yapmalıyım bilmiyorum gerçekten? ' Ve çaresiz bir gülümseme. 'Hoş buldum. İnan ben de bilmiyorum Berk .' Sanırım ben de tam o ayarda bir gülümsemeye sahibim an itibariyle. Çaresiz omuz silkiyorum. Sonra derin bir nefes alıyor Berk, bana bakıyor.

'Çok özledim! ' diyor pattadanak. O öyle mi söylenir acaba? Onlar öyle söylenir şeyler mi Allah'ınız aşkına? Bunlar nasıl sözler? Ağzımı açıp, kapatıyorum telaşla. Açarsam dayanamam biliyorum. Açarsam yokluğunda kemiklerimi sızlatan acıyı anlar diye deli bir panik alıyor beni. Benim aksime Berk coşmuş gidiyor, kendine çekiyor aniden beni. Sımsıkı sarılıyor. Çok çok sever gibi sarılıyor. Tutun beni,birileri sımsıkı tutsun beni n'olur? Ben çok yükseğe çıkıyorum şu an. Tutun buradan tekrar aşağıya düşersem sağ kalamam. Bir kez daha bulutlardan betonlara çakılırsam halim ne olur hiç bilmiyorum. Tutun beni. Gözümden istemsiz dökülen bir yaşı, o görmeden siliveriyorum. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sonunda çözülüyor dilim. 'Ben de.' diyorum, ben de nasıl özledim bilemezsin. Kokun nasıl tüttü burnumda bilemezsin. Ucunu bucağını tahayyül dahi edemezsin, inan.

Berk yokken göğsümdeki kafese itiş tıkış bastığım bütün kuşlar bir anda özgür kalıveriyor. İçim bir hoş geldin partisine dönüyor. Hepsi ayrı bir şarkıyı söylüyor kuşlarımın, ama dokundukları yer aynı ruhumda. 



YENİDEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin